Doğal afetler önlenemez fakat zararları azaltılabilir. Bunun için önlemler almak gerekir. Bu da ciddi yatırımlar gerektirir. Bilimsel çalışmalar ışığında şehirleşme faaliyetleri ve yerleşim alanları kurulabilir. Çünkü doğal afetler dünyanın doğasında olan olaylardır. Onlarla yaşamak zorunda kalan insanlar, beraber yaşamaya alışmalıdır. Bu nedenlerle can ve mal kaybı yaşanmaması için afetlerin zararları da azaltılmalıdır. Ülkemizde dört mevsim yaşanmaktadır. Her mevsim yağış alan bölgelerimizde toprak kayması ve sel görülmektedir. Sel, suların yataklarından taşarak ilerlemesi ve yükselmesidir. Yerleşim alanlarında ve tarım arazilerinde yıkıcı etki yapar. Toprak kayması, yağışa ve eğime bağlı olarak toprağın üst tabakasının kayarak yer değiştirmesidir.
Kahramanmaraş’ımızın da Dulkadiroğlu İlçesi Yedikuyular mevkiinde iki büyük sel havzası bulunuyor. Hatırlanacağı üzere 50’li yaşlardaki büyüklerimiz her zaman anlatırlar, kentimizde 1972 yılında şiddetli yağışlar nedeniyle bu bölgeden seller ve sellerin taşıdığı materyaller sonucunda Dereli köyünde büyük derecede can ve mal kaybı yaşanmış. Bu selden sonra Orman Bölge Müdürlüğümüz bu bölgede yaptığı ağaçlandırma projesiyle Kahramanmaraş’ı direk tehdit eden bu doğal afet karşısında ilk adımı atmıştı. Fakat bu ağaçlandırmanın işçi gücü ve çıplak köklü fidan dikimiyle yeterli başarı sağlanamamıştı.
Daha sonra kentimizde göreve başlayan Orman Bölge Müdürü Alpaslan Altındaş’ın girişimleri neticesinde ‘hayalim’ dediği Kahramanmaraş Yeşilkuşak Erozyon Kontrolü Keklikdere Uygulama Projesi hayata geçti. Bizde Kent basını olarak Yeşilkuşak Erozyon Kontrolü Keklikdere Uygulama Projesini yerinde görme imkânı bulduk. Gerçekten önemli bir projeye imza atılmış. Tabi bu projenin yapılmasında büyük emeği geçen Orman Bölge Müdürü Alpaslan Aldındaş’ı tebrik etmek gerekir. Çünkü buraya büyük emek verilmiş, hem erozyon ve sel tehlikesi en aza giderilmiş, hem de orman köylüsüne ek gelir kapası açılmış oldu. Burada 1 milyon fidanda toprakla buluşacak. Emeği geçenleri kutlarım.