Gazetemiz köşe yazarlarından Melisa Türkmen, bugünkü köşe yazısında "TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ TÜRK GENCİ BELİRLEYECEK Mİ?" diye yazdı.

Türkiye’de uzun yıllardır süre gelen bir anlayış; memur anlayışı. Büyüklerimiz eskiden bu yana memurluğu, devlet dairesine girebilmeyi, gençlerin ömürlerini rahata eriştirmeleri için devlet memuru olmaları gerektiğini söylerler. Türkiye’de bu zamana kadar sayısız okul ve üniversite açılırken, Lisans eğitimlerini bitiren genç nesiller Kamu Personel Seçme Sınavı’na (KPSS) tabi tutuluyor. Zaten gençliklerini okul sıralarında geçiren nesiller bu sınavda başarılı olup devlet memuru olabilmek için çalışmaya başlıyorlar.

***

KPSS’ye  giren her Türk genci, ülkesine faydalı birer birey olmak için çaba sarf ederken, atanamayıp, gelecek yılı da bekleyebiliyor. Bu silsile böyle devam ederken, son günlerde ardı arkası kesilmeden yapılan açıklamalar, gençlerdeki umuda bir rüzgar estiriyor. Bu sert rüzgarlar KPSS’yi hayatının başlangıcı olarak nitelendiren, rahat bir hayat kurmak umuduyla yanıp tutuşan gençleri derinden etkiliyor.

***

Türkiye’nin eğitim sisteminde bu zamana kadar ticaret ve başka dallar göz ardı edilirken, yapılan açıklamalarla, süregelen memuriyet sistemiyle harmanlanmış, memur olmaları için okutulmuş gençlerin başka alanlara yönelmeleri gerektiği vurgulanıyor. Bu yılki KPSS’ye az bir zaman kala alınan bu kararlar ve yapılan açıklamalar, gençliğinin baharında hayat telaşesine düşmüş, kurtuluş olarak KPSS’den başka yolu olmayan bu gençleri elbette ki kötü etkiliyor. Ülkede daha dün 20 bin memur ataması yapılırken, yine aynı ülkede bugün atamaların artık eskisi gibi olmayacağı, okumaktan başka bir şey yapmamış olan gençlerin illa memur olacağım dememesi ve başka dallara yönelmeleri gerektiği söyleniyor.

***

Ülkemizde adım başı eğitim fakültesi varken, eğitim fakültesinde yeni nesiller yetiştirmek amacıyla dirsek çürüten gençler varken, bu gençler atamalarla ilgili alınan tasarruf önlemleri karşısında kalakalıyor. Kutsal meslek olarak sayılan, yetiştireceği nesillerle bir ülkenin refah seviyesini büyük oranda etkileyen öğretmenlik mesleği şu an bu ülkede pek bir işe yaramıyor mu? Zaten lise okurken çabalayan, mükemmel bir umutla, iyi bir sıralamayla Eğitim Fakültelerine giren öğrenciler, dört yıl daha bu uğura çalışıyor ve yolun sonunda gardları düşmüş, zoraki yeşerttikleri umutları bir bir sönmüş olarak ortada kalıyor.

***

Yeni Türkiye diyoruz, diyoruz da yenilikler ancak ve ancak genç nesillerle olur, bunu bilmiyoruz.

Yeni Türkiye’de yaşamak nasıl? Genç nesillerin boy göstereceği güzel günleri beklerken, yine mi alt olduk?

Yeni Türkiye’de yaşamak; KPSS yolunda hala dirsek çürüten gençlerin gece güzel umutlarla uyuyup sabah zehir kararlarla uyanması mı? Emekli olan memur sayısı kadar yeni atama olacak denilip, emekli maaşıyla geçinmek istemeyen memurların zorunlu emekliliğe kadar beklemesi mi?  Her karar merciinde bulunan koltukların, Türkiye’nin Türkiye olabilmesi için vazgeçilmez olan genç nesillere fatura kestirmesi mi?  Ben anlamadım arkadaş! Yeni Türkiye koltuklarda sürdürülemeyen tasarruf devrini hayat yolunda mücadeleye yeni başlayan gençlerde sürdürmek mi?