Siyaset kış uykusunda diyeceğim de diyemiyorum, zira mahalli seçimlere şunun şurasında 6 ay kalırken, bahardan kalma yaz günleri siyaseti de ısındırmaya yetti dostlar.

Kimileri pusuda bekler, hedeftekini takibe alırken, soyunma odalarında bekleyenler de birer birer sahaya çıkmaya başladı ki, özellikle Ekim’den sonraki günlerde siyasetin hareketleneceğine işaret isimler, davranmışlar gelmeye başlardı.

Özellikle siyasetin bugün itibariyle ağabeyi haline gelen sayın Prof. Dr. Vahit Kirişçi ile fotoğraf çektirip, o fotoğraftan güç alan ve bunu da referans olarak kullanma niyet ve düşüncesinde olan birçok belediye başkan adayı, kendini potansiyel belediye başkanı olarak görmeyi bir kenara bıraksın, Ankara’yı da Çarşıbaşı yoluna çevirme telaşındalar.

*

Biliyorlar ki Ankara Vahit Kirişçi’yi dinleyecek, isimler üzerinde kanaat sahibi olduğu için fikrini açık edecek Ankara’dakilere. Aslına bakılırsa bir anlamda belirleyici isim olarak öne çıkacak.

Hele hele Büyükşehir Belediye Başkan adayı belli olsun, kimler kimlerin adamı olduğu ortaya çıksın, Maraş’ın çözüm bekleyen onlarca probleminin çok da umurunda değilken insanlar, bir bölüm ağır abiler, kendini bu şehirden yetkili ve etkili olduğunu zannedenler, isim toto oynamaya başlayınca, iş dünyası da siyasete el atınca, hareketli günler bizi bekliyor.

Büyükşehir Belediye Başkanına soracaklar, ‘İlçelerde kimlerle çalışmak istersin!’

O da fikrini söyleyecek haliyle. Belki de Ankara’nın kafasında ilçe belediye başkanları belli ama olsun, yine de adettendir, sorabilirler.

Büyükşehir Belediye Başkanına göre ilçeler şekil alabilecek. Çünkü herkes uyum sağlayabileceği isimleri sıralayacak. Aykırı değil, söz dinleyecek, büyükleri karşısında el pençe divan duracak, parmak indirip parmak  kaldıracak, çağırdığında gelecek, otur dediğinde oturacak, bahçesine ayrık otu ekmemiş isimlerle çalışmak istemesinden daha doğal bir şey olmayacak.

*

Seçime kadar uyutma, hipnotize edilme seansları sürecek kuşkusuz. Tozlu raflarda bekleyen ama hayati önem taşıyan meseleler raflardan indirilse de, herkes bildiğini okuyacak, günü kurtarma siyaseti ile seni-beni uyutacak,

*

Memleketin yükü ağır. Hangi partiden olursa olsun, yarın seçilecek belediye başkanları ateşten gömlek giymiş olacaklar. O gömlek de inisiyatif kullanamaz, ekibine mukayyet olamaz, kadrosunu kuramaz ve toplum ile sağlıklı diyalog kuramaz ise kendisini yaktığı gibi şehri de alev topuna döndürür!

Boş vaadlerle, içi boş sözlerle bizi uyutmasınlar!

Şehrin yükü ağır, ateşten gömlek giydik diye bahanelerin arkasına sığınıp toplumdan ve sorunlardan uzak bir belediyecilik oyunu oynarsanız, vatandaş size ‘günaydın!’ der!

*

Şimdiye kadar uyuttunuz bizi. Ha biz de uyumayı seviyoruz, uyutuldukça da ‘Amaaaan, boş ver, uyutanda bizden nasıl olsa!’ işgüzarlığına, ucuzu siyasete soyunursanız, layık olduğunuz, olacağınız yönetime çemkirmeyeceksiniz!

Bak, seçtikleriniz neredeler? Kimisi zenginlerin düğününde, kimileri ölmüş tavuk dürümü açılış günlerinde, kimileri de şehirde başka esnaf yokmuş gibi, kalmayan Trabzon Bulvarı üzerindeki esnaf ziyaretleri ile ‘İyi misiniz, işleriniz nasıl depremzede kardeşim!’ deyip kenarı, kırsalı, ücrayı es geçerseniz, bize de günaydın dediklerinde yüzünüzü yıkamadığınızın farkına varsanız da iş işten geçmiş olacak!

Önümüzde bir mahalli seçim var!

Artık uyanın!

Sonbahardayız, önümüz kış olsa da, kış uykusunda değilsiniz!