Benimki de soru mu şimdi? Tabi ki üyeler oy kullanacaklar. Denildiği üzere, yaklaşık 10 bin üye. Bu kadar çok üyesi olan başka bir sivil toplum kuruluşu yok şahsım şehrinde.
Aslına bakılırsa Ticaret ve Sanayi Odasına sivil toplum kuruluşu demek de yanlış. Olsa olsa zenginler kulübü ya da Maraş’ın TÜSİAD’ı. Lakin 10 bin üyenin yüzde 80’i ticaret erbabı, tüccar, esnaf. Yüzde 20 ise büyük fabrikalar, ciddi işletmeler, Türkçesi sanayiciler.
Bugüne kadar yüzde 80’ler temsil edilemediklerini, aidatlarının har vurulup harman savrulduğunu, etkinliklerden, alınan kararlardan, gezilerden, toplantılardan haberdar edilmediklerini söylediler, sürekli şikâyet içinde oldular.
*
Yine öyle olacak, Oda’nın başına yüzde 20’liklerin ağa babası gelecek. Bu şu demek, yüzde 80’leri yüzde 20’ler yönetecek. Belki yine onlar şikâyetlerini sürdürecekler, temsil edilemeyeceklerini ileri sürecekler ama belli olmaz, yeni yönetim kim olursa olsun, bu ciddi meseleyi dikkate alacaklar.
Yüzde 20’lik kesim, yüzde 80’e tahakküm edecek. Diğer adıyla azınlık çoğunluğu yönetecek. Onların kaderini belirleyecek kararlara imza atacak!
*
Onu bunu bırakın bir tarafa da, bu meselede Suriyeli sanayiciler ve ticaret erbapları da var bu şehirde. Şimdilik onların nüfusu yeterli değil. Her iki taraf için de etkili olacaklarını sanmıyorum.
Nihayetinde Hatay değil burası. Bakın, bugün itibariyle Hatay ilimizde yaklaşık 500 bine yakın Suriyeli var. Çoğu iş güç sahibi ve 5 Kasım’da yapılacak olan seçimlerinde oy kullanacaklar ve etkili olacaklar. Söz sahibi de…
Düşünün 6 bin üyesi bulunan Hatay Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı 852 Suriyeli var. Bir anlamda seçimlerinin sonucunu, yani kaderini bu Suriyeli fabrikatörler, tüccarlar, işletmeciler belirleyecek.
İşin garip tarafı, Hatay’da da 2 aday yarışacak, kozlarını paylaşacaklar.
*
Bizde… Tuhaf olmaktan çıktı da, sakat olan şu , her geçen gün iki aday arasındaki makas daha da açılıyor. Bir çıkmaz sokak desem yanlış olur, iki aday arasındaki rekabet tatlı olmaktan çıktı, işin içine acı karıştı, beden aşağı vurmalar karıştı, özel hayatlara dalmalar karıştı, çirkin iftiraların boyutu ve miktarı daha da artış gösterdi.
Neyi bölüşemiyorlar, kimse anlamıyor. Alt tarafı bir seçim, alt tarafı bir başkanlık olmaktan çıktı, sanki adaylar seçime değil de savaşa gidiyormuş havasına büründüler, daha doğrusu büründürdüler.
Adayları destekleyenler, arkasında olanlar da bu yarışı, çirkinleştirmek, rayından çıkartmak, şirazeden kopmak adına ellerindeki tüm argümanları kullanmaya başladılar.
*
Akrabalık, aynı meslek gurubundan olmanın verdiği lezzet kayboldu. Artık birbirlerinden kız da alıp vermeyecek hale geldiler.
Bir başka mesele, bazı sivil toplum kuruluş liderleri (TÜMKİAD ve Muhammed Eliaçık) ve üyelerinin bir tarafı açık seçik desteklenmesi tansiyonu iyice artırdı. Buna son eklenen halka ise, TÜGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel oldu. Yaptığı açıklamada, direkt olarak Balcıoğlu’na destek vereceklerini açıkladı. Saygı duyarım, kendi tercihleri.
Tabi ki sesler yükseldi; ‘Vay efendim nasıl desteklermiş, vay efendim sepet efendim niye açık açık koltuk çıkarmış!’ tepkileri işin tadını iyice kaçırınca, gerginlik yanında başkan adaylarının şeker ve tansiyonları (varsa tabi) yükselirse, buna kalp ritmini de ilave ederseniz, maazallah birisi kalpten giderse, sorumlusu kim olacak!
Sayın Balcıoğlu, hafta içinde yaptığı açıklamada, uçak seferlerine ayar verildiğini, her gün uçakların gelip gideceği müjdesini verdi. Allah razı olsun! İyi güzel de, şimdiye kadar bu sorun neden çözülemedi. Akıllara yeni mi düştü! Tamam her gün 2 uçak gelsin, gitsin de, uçaklar şahsım şehrine inemedikten ve komşu il’den kalkış yaptıktan sonra, ne yapacağım 2 uçağı. Nereye koyacağım. Dedik dedik dilimizde tüy bitti, hani ILS cihazı takılacaktı, kim aldı, kim nereye koydu? Söz verenler nerelere saklandı?
*
Kim kimi destekler, kim kime oy verir, herkesin kendi tasarrufu, tercihi. Üyeler bu şehri ayağa kaldırmak, sanayi ve iş kesimini uyumlu, huzurlu ve verimli bir STK haline getirmek, toplumun yaşam kalitesini artırmak, üretmek, istihdam sağlamak düşüncesinden hareketle, temsilcisini seçecek de, inşallah iş daha fazla çığırından çıkmaz!
Merak edilen bir mesele daha var; sayın Balcıoğlu, belirli günlerde komite başkan ve üyelerine kahvaltı veriyor. Masrafları kendi cebinden mi karşılıyor, yoksa Oda’nın bütçesinden mi? Oda’nın böyle bir temsil kalemi var mı, mutlaka vardır. Yahu, bu şehirde kim kime cebinden ölmüş tavuk dürümü ısmarladı ki? Gerçi meslektaşım Neşe hanım cevabının kralını verdi.
(Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör hariç)
Baksanıza, herkes eline sopasını, silahını almış, vurmak, imha etmek için sıra bekliyor, adeta kuyruğa girmiş, fırsat kolluyorlar.
Bakalım, ilk kurşunu kim sıkacak!