Bugünlerde PISA Direktörü Andreas Schleicher’in ,eğitim sistemimizi sorgulayan demeçleri gündeme damga vurdu.
Schleicher’in,ulusal bir gazetemizin muhabirine yaptığı söyleşide aslında yeni şeyler konuşulmadı...
Andreas Schleicher’ın kamuoyuna yansıyan düşüncelerini analiz ettiğimizde üzerinde durduğu en önemli nokta, öğretmen idi.
PISA Direktörü Schleicher: “Geleceğin öğretmeni daha az eğitmen daha çok akıl hocası olacak... İyi öğretmenler araştırmacıdır, sadece ders kitabında ne yazıyorsa onu öğretmezler. Hükümet öğretmenliği hem finansal hem entelektüel açıdan çekici kılmalı.”diyor.
...’Türk öğrencileri bir şeyi ezberlemek ve kağıda dökmek konusunda çok başarılılar, ancak ellerindeki bilgiyi kullanmaya geldiğinde zorlanmaya başlıyorlar” diyen Schleicher burada da haklı olabilir.
Ama bunlar herkesin ortak görüşü...Ortada somut çözüm önerileri yok.
Schleicher ,yine karşımıza Finlandiya örneğini çıkardı. Finlandiya’da okullar arasındaki eğitim kalitesinin en fazla yüzde 5 oranında değiştiğini,yeni icat bulmuş bilim adamı gibi anlatıyor.
Finlandiya’nın toplam nüfusu 5.3 milyon, öğrenci sayısı ise 1 milyondan çok daha az. Türkiye’nin 80 milyon nüfusu, 20 milyon öğrencisi var.
Tartışmaların çoğu OECD’nin yaptığı PISA sınavlarının sonuçlarına odaklanıyor.
2015 PISA sonuçlarına göre ülkemiz, 72 ülke arasında bilimde 52,inci,okuma-anlamada 50’inci,matematikte 49’uncu sırada bulunuyor.
Şimdi Türkiye gerçeklerine bakalım.Ülkemizin koşullarını da görmek gerekiyor.Aynada görülen eksilere odaklanmak da yanlış.Eğitim sistemimizde gerçekleşen yenilikleri de görmeliyiz. Bazen bardağın dolu tarafını görememekte eksikliktir..