Başarı aslında kendimizin ve karşılaştığımız normal ve anormal süreçlerin yönetilmesidir. Hayatta Başarının Anahtarları adlı kitabımda üzerinde durduğum konulardan biri de bireyin “Kendini Yönetmesi veya Kontrol” özelliğidir. İnsan düşünce, duygu ve davranışları yönünden çok farklı özelliklere sahiptir. Bunları profesyonel şekilde yönetebilirse mevcut durumunu koruyabilir, maddi ve manevi anlamda yükselebilir.

Kendini yönetmek hayat yolunda sürücü olmak gibidir. Bir şoför kendi özelliklerini, aracının durumunu ve yol şartlarının farkında olarak sürücülük yaptığında kazasız bir şekilde hedefine ulaşabilir.

Kendini yönetme, sahip olunan dürtülerin veya yeteneklerin kontrol ve yönlendirilmesidir. Ergen dönemdeki başarıyı anlamak için erken dönemdeki (Çocuklukta) bazı bulgular ip ucu olarak değerlendirilmiştir. Artık bir klasik olan lokum testini hatırlayalım:

Lokum testi

Stanford Üniversitesi profesörü Walter Mischel çocuklarda sabır/kontrol yeteneği üzerinde bir araştırma yapar. Bir deney için araştırmacı elindeki lokumu çocuğa göstererek ona iki seçenek sunar: İstersen bu lokumu hemen sana verebilirim ama eğer 15 dakika beklersen sana iki lokum vereceğim. Araştırmaya katılan 4-6 yaş arası çocukların küçük bir kısmı lokumu hemen yer, bekleyebilenlerin ise yaklaşık üçte birlik bir kısmı 15 dakika bekleyip ikinci lokumu da hak eder. Buraya kadar ilginç bir şey yok ama bu basit testin ortaya çıkardığı gerçek ancak yıllar sonra belli oluyor… Benlik kontrolü! 5 yaşındaki çocukların kendi duygularını kontrol edebilme becerisi onların yetişkin hayatlarındaki başarı durumunu belirliyor (Şirin S., 18.Mart 2018, Hürriyet).

Bilimsel sonuçlarla insanın düşünce, duygu ve davranışlarını kontrol etmesinin/yönetmesinin başarıdaki önemi ortaya konulmuştur.

İzlediğim bir filimdeki diyalogda konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.

Kontrol

Match (eşleme) adlı filmde evli bir çiftin bir dans öğretmeni (Tomy) ile aralarında geçen ilişki konu ediliyor. Filmde Mice, Tomy’nin gayri meşru ilişkiden babası olduğunu düşünmektedir. Mice; DNA eşlenmesi için zorla Tomy’den tükürük örneği alır. Aslında Mice öfkesine sahip olamayan psikopat bir kocadır. Filmin bir kısmında ikili arasındaki konuşma şu şekildedir:

-Mice: Öyleyim işte daima. Soruşturma için açığa alındım. Kendimi kaybettim.

-Tomy: Kontrol tuhaf şeydir. Dansın temel faktörüdür. Ama bunu öğretemezsin. Çocuklara disiplin aşılarsın. Bu şekilde kendilerini kontrol etmesini umarsın. Çünkü çocukları ancak bu şekilde özgür bırakabilirim. Bence sen iyi bir çocuksun.

Kendini kontrol, dürtülerini ve içinden gelen olumsuz duyguları kontrol edebilmektir. Bireyin olumsuz duygularla başa çıkabilmesi duygusal olgunluğunun önemli bir ölçütüdür.

Birey bazı zamanlarda raydan çıkabilir. Bu gibi durumlarda krizi yönetmek gerekir. Eşleme filminde Mice “Kendimi kaybettim,” demektedir. Kendimizi kaybettiğimiz andan sonra daha da büyük sorunlarla karşılaşabiliriz. Bu nedenle stres yönetimi ve öfke kontrolü de başarıda önemli faktörler arasındadır.

Stres yönetimi

Herhangi bir stres hissetmemek de başarısızlık nedenidir. Başarı için hafif bir stres (kaygı) başarı etmeni olarak gösterilmektedir. Bu nedenle stres en iyi şekilde yönetilmelidir. Kanaatimce duygu ve düşüncelerin yönetimi belli ölçüde eğitimle öğrenilebilir (Tomy’den farklı düşünüyorum) bir özelliktir.

Kontrolü kaybettiğimizde her şeyden önce özgürlüğümüzü kaybederiz. Özgür olmayan insan korku, para ve makamın esiri olur. Bir şeyin esiri olan birey ise başarılı olamaz.

Kendini tanıma ve yönetme birlikte değerlendirildiğinde hayat yolunda başarılı olmak için bu iki özelliğin önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Son söz: Başarı kendini yönetmekle/kontrol etmekle başlar.