Kuşkusuz geçen haftanın en önemli gündem maddesi Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın Kahramanmaraş mitingiydi. Önemli bir telefon nedeni ile Erdoğan’ın sözlerine 7-8 dakika ara vererek kürsüden ayrılması ve sonrasında da konuşmasını kısa sürede tamamlayarak kentten ayrılması siyaset ve dedikodu kulislerini bir hayli hareketlendirdi.
Ülkemizin yerel seçim gündemine girmesinin ardından uzunca bir süre Kahramanmaraş siyasetindeki durgunluktan şikâyet edip durmuştuk. Ancak belediye başkan adaylarının ve de belediye meclis üye adaylarının belli olmasından sonra gündemin ısınması devam ediyor. Daha önce de dile getirdiğimiz üzere; internet ve buna bağlı kitle iletişim araçlarının çok yaygınlaşması yerel seçim ortamını adeta bir genel seçim havasına büründürüyor.
Belediye meclisi üye adaylarını belirlenme süreci Kahramanmaraş’ta hayli sancılı geçti. AK Parti bünyesindeki muhalif grupların, liste hazırlıklarını ‘iç hesaplaşma aracı’ olarak kullanmaya çalışmaları metropol (ana kent) ilçelerdeki mevcut 4 başkan yardımcısının yeniden aday gösterilmemesi ile sonuçlandı. Hâlbuki her belediye başkanı kendisinin uygun gördüğü isimlerle çalışma hakkına sahip olmalıdır. Başkanların elini kolunu (intikam hırsı ile) bağlamaya çalışmak bizce doğru değildir. Sonuçta hesap sorularak fatura kesilecek makam başkanlıktır.
Mevcut başkan yardımcısı olan 4 isim de başkanları ile birlikte bir çalışma dönemi ortaya koymuşlardır. Başkanları bunları yeniden istiyorsa –ki istiyorlardı- listeye yazılmalıydılar. (Bu sancılı sürecin olumsuz yansımalarını taaaa miting alanına kadar hep birlikte gördük.) Yener Atlı’nın Maraş Times’da 22 Şubat’taki köşe yazısında ifade ettiği gibi en azından mevcut başkan yardımcılarından birer ismin yeni dönemde memur başkan yardımcılıklarına getirilmeleri ile (ileriye dönük) ‘sulh’ sağlanabilir. (Yoksa parti ve Kahramanmaraş zarar görmeye devam edebilir.)
Geçen hafta içerisinde kuzey kazalarımıza yine giderek sahadaki olup bitenleri yakından takip etmeye devam ettik. 23 ŞubatCumartesi günü ise Kahramanmaraş olarak Sayın Cumhurbaşkanımızı ağırladık. Gerek hava durumunun ‘sağanak’ ihtimali vermesi, gerek ekonomik durgunluk, gerek son yıllarda çok sayıda seçim yaşanması bıkkınlığı, gerek parti içi muhalefet savaşları ve gerekse de insanların artık miting meydanlarına gitme yerine kitle iletişim araçlarından gelişmeleri izlemeyi yeğlemeleri öncekilerin aksine miting kalabalığının az olmasına yol açtı. Bu arada saat 15.15 civarında konuşmasına başlayan (ve yaklaşık 35 dakika süren) Erdoğan’ın, gelen çok önemli bir telefon nedeni ile sözlerine 7-8 dakikalık bir ara verip sonrasında kısa sürede konuşmasını tamamlayarak alandan ve kentten ayrılması siyaset gündeminin yanısıra dedikodu kulislerini de hayli hareketlendirdi. Erdoğan gitti ama mitingden yansımalar ile iddia ve dedikoduların ardı arkası kesilmiyor. (O anda ABD’de bulunan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan telefon geldiği tahminleri hayli ağırlıkta oldu.)
Millet olarak dedikoduyu hele de siyaset alanında olanını çok sevdiğimizden hemen yakıştırmalar yapılmaya başlandı: Miting alanındaki kalabalığı zayıf gören Erdoğan, bu nedenle konuşmasını kısa sürede tamamlamışmış. Yok, miting öncesinde iki siyasetçi arasında yaşandığı öne sürülen tartışmayı öğrenince sinirlenmiş ve bu nedenle konuşma süresini kısa tutmuş. Yok, mitinge az katılım nedeni ile ana kademelerin görevden alınması talimatını vermişmiş. Yok, daha neler neler. Nasıl olsa yalan söyleyeni Ahırdağı’na pardon (şimdilerde hayli rağbet gören) Yedikuyular’a götürmüyorlar ki. (Bakalım, bekleyip göreceğiz neyin ne olduğunu hep birlikte.) (Durgunluğundan şikâyetçi olduğumuz gündem bir anda alevlenir ise olacağı budur işte.) (Not: Bu konularda nelerin doğru olduğu hakkındaki araştırmalarımız ise devam ediyor.)
***
Şimdi gelelim CHP Kahramanmaraş Belediye Başkan adayı Ali Öztunç cephesindeki son duruma.
Önceki genel seçimde milletvekili seçilmeyi az bir oyla kaçıran Ali Öztunç, Kahramanmaraş’ı sık sık ziyaret ederek sahadan ve halktan bağını koparmadı. 24 Haziran’da seçildikten sonra her fırsat bulduğunda Kahramanmaraş’ı gündeme getirmesi nedeni ile çeşitli kesimlerden halkın beğenisini kazanarak ‘Atom Karınca’ unvanını hak eden Öztunç, kamuoyundan gelen beklenti ve talep doğrultusunda Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu. İlk günlerde bir hayli popülerdi. Daha önce de ifade ettiğimiz üzere; başta ekonomik durgunluk olmak üzere birçok nedenden AK Parti’ye kızgın olan seçmen, açık bir şekilde kendisine oy vereceğini söylüyordu. Gazeteci kökenli olmasından dolayı ağzı da iyi laf yapınca ilk başlarda çok çok iyi gidiyordu.
Ta ki; içerisinde ‘Maraş Katliamı’ ifadesi geçen konuşmasının yer aldığı videonun sosyal medyada yayımlanmasına kadar. Kahramanmaraş halkının çok hassas olduğu bir konudaki bu sözleri o kadar çok tepki gördü ki, basın toplantısı yapmak zorunda kalan Öztunç, kendisi aleyhindeki ağır eleştirileri yönlendirdiğini iddia ettiği AK Parti kanadına tehditler dolu ifadeler ile göndermelerde bulundu. Hatta o kadar ileri gitti ki; 24 saat süre verdikleri içerisine Devletin Valisi’ni bile kattı. (Devlete kimse tehdit savuramaz.)
Geçen haftaki yazımızda da değindiğimiz üzere “Bunları durdurmazsanız ben de elimdekileri açıklarım. Size 24 saat süre veriyorum” sözleri mantıklı, makul ve sağduyulu kesimler tarafından hiç hoş karşılanmadı. Varsa elinde hukuksuzluklarla ilgili bilgi, belge ya da bulgu, zaten bunları açıklamak görevin değil mi Sayın Öztunç?
‘Kaş yapayım derken göz çıkartan’ Ali Öztunç’un popülaritesi (halkça tutulma) bu olayda bir hayli zarar gördü. Öztunç’un ivme kaybı AKEDAŞ hakkındaki reklam spotu ile devam ediyor. Halkın, elektrik fiyatlarının yüksekliği konusundaki hassasiyetini önceden beri çok iyi kullanan Öztunç; “AKEDAŞ zulmü ile mücadeleye devam edeceğim” diyor. Şimdi kıymetli meslektaşıma sormak istiyorum: Sayın Öztunç, siz de çok iyi biliyorsunuz ki elektrik piyasasında kuralları belirleyen EPDK’dır. AKEDAŞ gibi özel dağıtım şirketleri de belirlenmiş kuralları uygulamakla yükümlüdür. Şirketler kendi başlarına mevzuat oluşturarak uygulayamaz. Bunu çok iyi bildiğiniz halde neden bu konuyu sürekli ‘ajite’ ediyorsunuz? Peki, o halde soralım: Diyelim ki başkan seçildiniz; bu konuda ne yapacaksınız? Halkın elektrik faturalarını siz mi ödeyeceksiniz? Belediye olarak, baraj, santral ya da ‘güneş tarlaları’ kurup halka beleş elektrik mi vereceksiniz? AKEDAŞ’ın sözleşmesini mi feshettireceksiniz ya da satın mı alacaksınız? AKEDAŞ yetkilileri hakkında suç duyurusunda mı bulunacaksınız? Yahu güldürmeyin insanı. Lütfen biraz gerçekçi olunuz. 2011’den bu yana bin bir zahmetle kazandığınız puanlarınız halkın gönlünden birer birer siliniyor haberiniz ola. (Dost acı söyler ama doğru söyler sayın vekil.)
İsterseniz Mustafa Karaaslan’ın Kanal Maraş’taki köşesinde 21Şubat’ta konu hakkındaki yazısı ile sözlerimizi tamamlayalım: “Başka sloganlar üretin. CHP Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ali Öztunç… Diyor ki: “AKEDAŞ zulmü ile mücadeleye devam edeceğim.” He Vallahi… He Billahi… AKEDAŞ yetkililerinin yerinde ben olsam… Şöyle cevap verirdim: Devletin belirlediği şartlar ve yönetmelikler gereği vatandaşa hizmet götürüyoruz… Devletin belirlediği ücretleri Devlet adına topluyoruz… Yani aracı şirketiz… Bizim gibi bu ülkede, 21 adet şirket var… Madem biz zulmediyoruz… O zaman sen, istediğin diğer şirketlerin birinden hizmet alabilirsin… Elini tutan mı var? Deseler… Ve Öztunç’a şu can alıcı soruyu sorsalar: Büyükşehir Belediye Başkanı olursanız; “AKEDAŞ’ı mı satın alacaksınız? Veya Devletin yasalarını ve yönetmeliklerini uygulamayan bu şehre yeni bir elektrik dağıtım şirketi mi kuracaksınız?” Bize bu tür sözlerle saldırmak, size 31 Mart seçimlerinde puan kazandırmaz… Siz en iyisi mi? Başka “sloganlar” üretin…”
HAFTANIN SÖZÜ: “Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler; fırıldak olurlar.” (Uğur Mumcu)
Yeniden görüşmek dileği ile…