19 Mayıs denince aklımıza önce milli bayramlarımızdan,Gençlik ve Spor Bayramı gelir.
Gazi Paşa için bu tarihin çok daha derin bir anlamı vardır,1936'da Atatürk, kutlamak için doğum gününü soran İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi’ne, "19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktık. Milli Mücadele'yi başlattık. Bu, modern Türkiye'nin doğuşunun başlangıcıdır. O gün benim de doğum günümdür" diye mesaj göndermişti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Doğum Günüm” dediği 19 Mayısta düzenlenen kutlamaları, “Jimnastik Şenliği” adı altında yalnızca bir kez izleyebildi. 19 Mayısın yurt çapında bir “Bayram”a dönüşmesinin öyküsü ise Selim Sırrı (Tarcan) Bey'in girişimiyle 1928 yılında ilk kez İstanbul'da düzenlenen “Jimnastik Şenlikleri”ne dayanıyor. “Bir nevi mektepler bayramı” şeklindeki bu şenliklerde kızlarla erkekler ayrı ayrı sahaya çıkıyorlardı. Bu şenlikler, 1936'da 19 Mayısa denk getirildi ve “millete mal edilerek” gençlik bayramı niteliğini kazandı. Atatürk, 1938 yılında Ankara (19 Mayıs) Stadyumu'nda, “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak ilk kez yapılan gösterileri hasta olmasına karşın izledi. 19 Mayıs aynı yıl 20 Haziranda “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun”a ek yapılarak, resmen bayram ilan edildi. Böylece Cumhuriyetin ilk yıllarından, resmen bayram ilan edildiği tarihe kadar, Mayıs ayının üçüncü cuma günü kutlanan “idman bayramı” ya da “jimnastik şenlikleri”, Atatürk döneminde kabul edilen milli bayramların sonuncusu oldu. Ancak, 10 Kasım 1938'de yaşama gözlerini yuman Atatürk, resmen ilk kez 1939'da kutlanan Gençlik ve Spor Bayramı'nı izleyemedi. Bayramın adı 1980 yılından sonra yapılan düzenlemeyle de “19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı” olarak değiştirildi. Sadece 10 Kasım’da değil her 19 Mayıs’ta da Ata’mızı ve silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyoruz.