Bir ürünün elde edilinceye kadar yani piyasaya sürünceye kadar yapılan AR-GE harcamaları+aynı ürünün ileri de daha gelişmiş hali ile piyasaya çıkabilmesi için öngörülen harcamalar+ham madde ve diğer giderler+kar=katma değerli ürünler. Şimdi bu tanımı aklınızda tutmanızı rica ediyorum. Yazının sonunda bu tanıma tekrar döneceğiz.

Son bir haftadır gündemi meşgul eden, esnafından çiftçisine kadar herkesin konuştuğu konu dövizdeki yükseliş. Yaşanan gelişmeler Sn. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın boykot çağrısıyla sonuçlandı. Elbette dolardaki yükselişin dış etkisi çok çok fazla. Hatta kamuoyunun tanıdığı ekonomistler yükselişin ekonomik göstergelerle izah edilebilir bir yanının olmadığını söylüyorlar. Fakat ben bu hafta sizin dikkatinizi başka bir yöne çekmek istiyorum. 

Yıl 1998 iken İtalya'nın ürünlerini boykot ettik. 2011'de Fransız ürünlerini boykot ettik. 2014' İsrail, 2017'de Hollanda, son olarak da 2018'de Amerikan ürünlerini boykot ediyoruz. Peki neden sürekli birilerinin ürünlerini boykot etmek durumunda kalıyoruz? 

Türkiye, Ak Parti hükümetiyle birlikte savunma sanayisinde çok ileri bir seviyeye geldi. Yaptığımız İHA'lar, SİHA'lar, tanklar, tüfekler bir çok testten başarıyla geçmekle kalmıyor, kimsenin ulaşamayacağı seviyelere geldiği tescil ediliyor uluslararası platformlarda. Bu, bize şunu gösteriyor ki bizim mühendislerimiz harikalar yaratabiliyor. Peki sadece mühendislikte mi? Tabi ki hayır. Biraz tarihin tozlu sayfalarına göz attığımızda tüm dünyanın taktirini toplayan Mimar Sinan'ı görüyoruz. Edebiyatta bize yetişebilecek çok az ülke var. Sporda, fırsat verildiğinde Türk insanının neler yapabileceğini tüm dünyaya gösteriyoruz. Örnekler çoğaltılabilir.

Biraz daha tarihin tozlu sayfalarında kalacak olursak... Her fırsatta öve öve bitiremediğimiz, 600 yıl ayakta tuttuğumuz Osmanlı'da biz Türkler bütün dünyaya pazarlayabileceğimiz neyi ürettik? Bu kadar zengin bir mutfağa sahip olan bizler, bir hamburger ya da pizza gibi dünyaya tanıtabileceğimiz bir yemeği neden bulamadık veya dünyaya pazarlayamadık ? Şimdi aklınıza döner gelebilir. Peki döner için Türkiye'ye gelen kaç tane turist vardır? Ama pizza için İtalya'ya giden binlerce hatta milyonlarca turist var. Turizmin bir ülke için ne kadar büyük bir gelir kaynağı olduğunu, cari açığa ne kadar olumlu katkısının olduğunu biliyoruz. Peki neden hala harekete geçmiyoruz. Evet bir turizm cennetiyiz ama yetmez!

Türkiye olarak başka ülkelere muhtaç olmamanın yolu iyi bir pazarlamadan, doğru ürünleri üretmekten, dışa bağımlı olmamaktan geçiyor. Türkiye'nin toplam ithalatının %75'i ara mal iken, nasıl olacak da dışa bağımlı olmayacağız? Alınan ara mallar dövizle alındığına göre nasıl olacak da dolar yükseldiğinde paniklemeyeceğiz? 

Bir başka konu da aşırı israfımız... Türkiye'deki resmi makam aracının sayısı 140.000. Hayır sıfırları fazla yazmadım. İsterseniz bir de yazıyla yazayım: yüz kırk bin..! Bu sayı dünyanın en büyük ekonomilerinde 10.000'i bulmuyor. Peki soruyorum: bu makam araçları kime ait? Bu araçları kim üretiyor? Cevap: el oğlu! Makam aracı kullanan kişinin maaşı kendi aracıyla işe gidip gelmesi için yeterli değil mi? 2000 TL maaşla çalışan biri arabayla gidip gelirken 140.000 aracın herhangi biri kendine tahsis edilmiş olan makam sahiplerinin maaşı yetersiz mi? Bu kadar israfın yapıldığı bir ülkede, çalışıp çalışıp el oğluna kazandırdığımız bir ülkede nasıl olacak da dışa bağımlılığı azaltacağız? Şimdilerde yerli otomobil için uğraşıyoruz. Peki yıl kaç? 2018! Peki cumhuriyetin kaçıncı yılındayız 95! 95 yıldır dışarıdan makam aracı alan bir ülke... Başlığa tekrar bakmanızı rica ediyorum: GEÇ KALIYORUZ !

Şimdi yazının başındaki paragrafa dönelim tekrar. Katma değerli ürünler... Telefon, tablet, bilgisayar, televizyon, otomobil, robot... Örnekler arttırılabilir. Peki günlük hayatta kullandığımı bu ürünler bizim malımız mı yoksa el oğlunun malı mı? İşte sorunun ana kaynağı bunlar!

1998'de İtalya, 2011'de Fransız, 2014'te İsrail, 2017'de Hollanda, şimdi Amerikan... Başka yıllarda başka ülkelerin mallarını boykot edeceğiz. Ta ki kendi katma değerli ürünlerimizi %100 yerli olmak şartıyla biz üretene kadar..! Daha yeni yeni bu konuları konuşuyor, adımları daha yeni yeni atıyoruz. Yani her zaman yaptığımız gibi; GEÇ KALIYORUZ..!

Saygılarımla...

DİPNOT : Tüm islam aleminin mübarek kurban bayramını tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum. Herkese huzurlu mutlu bayramlar…