Bir meslek düşünün... Malzemesi insan olsun, adı da sevgi ve hoşgörü olsun… Bu tanım neyi çağrıştırır? Tabi ki öğretmenliği… Öğretmen, öğrencisinin yüreğine sevginin ve şefkatin damgasını vuran gönül insanıdır.. Biraz anne, baba, ağabey, abla; biraz arkadaş, dost ve rehber olmayı da bilen sevgi insanı... Bugünkü yazımın kahramanları öğretmenlerimiz… Sevgi mesleğinin kahramanlarından biri… Erzurumlu öğretmen Ömer Karahan… Türkiye, Ömer Öğretmeni karla kaplı 6 kilometrelik yolu traktörle kat ettikten sonra kendisini karşılayan öğrencileriyle çektirip sosyal medyada paylaştığı fotoğrafla tanıdı. 13 ay görev yaptığı Kışlatepe Narman İlköğretim Okulu’nda, öğrencilerini bilgi ve ahlaki güzelliklerle donatmış; yoksul öğrencilerini sosyal medyada yaptığı paylaşımlar sonucu gönderilen kıyafet ve kırtasiye malzemeleriyle sevindirmiş bir güzel insan... Ücretli öğretmen olarak görev yapan Ömer Karahan, okula sözleşmeli öğretmen atanınca işsiz kalmış ama aklı ve yüreği Kışlatepe Narman İlköğretim Okulu’nda kalmış… Halen gelen yardımları sevgili öğrencilerine yönlendiriyor… Bir hikâyede Amerika'dan... Amerika’da bir profesör, sosyoloji sınıfındaki öğrencilerini şehrin kenar mahallelerine göndererek o bölgede yaşayan 200 çocuğun durumlarını araştırmalarını ve her bir çocuğun geleceği hakkında bir değerlendirme yapmalarını istedi. Araştırmasını tamamlayan öğrencilerin hemen hepsi hazırladıkları raporlarında bu çocukların gelecekte hiçbir şanslarının olmadığını belirttiler. Bundan tam yirmi beş yıl sonra bir başka sosyoloji profesörü tesadüfen bu çalışmayı buldu ve öğrencilerinden bu projeyi sürdürmelerini ve aynı çocuklara ne olduğunu araştırmalarını istedi. Öğrenciler, o bölgeden taşınan ya da ölen 20 çocuk dışındaki 180 çocuktan 176'sının olağanüstü bir başarı gösterip, avukat, doktor ya da işadamı olduklarını ortaya çıkardılar. Profesör çok etkilenmişti ve bu konuyu izlemeye karar verdi. Birer yetişkin olan o çocukların hepsi o bölgede yaşadıkları için, her biriyle buluşma şansı oldu. - O koşullarda nasıl bu kadar başarılı oldunuz? sorusuna verilen cevap hep aynıydı: - Mahalle okulunda bir öğretmenimiz vardı. Onun sayesinde. Profesör, bu öğretmeni çok merak etmişti. Hayatta olduğunu öğrendiği yaşlı öğretmenin izini bulması zor olmadı. Kendisini ziyaret etmek için evine kadar gitti. Karşısında yılların yüzüne eklediği kırışıklıklara rağmen hâlâ dinç duran yaşlı bir kadın buldu. Merakla yaşlı kadına bu çocukları kenar mahallelerden kurtarıp, başarılı birer yetişkin olmalarını sağlamak için kullandığı sihirli formülün ne olduğunu sordu. Yaşlı öğretmenin gözleri parladı ve dudaklarının kenarında bir gülümseme belirdi: - Çok basit, dedi. Ben o çocukları çok sevdim. Biri içeriden biri dışarıdan iki sımsıcak yaşanmış öykü… Sırrı sevgide saklı…