Her bir insan doğuştan özgür ve eşit doğar ancak içinde yaşadığı toplum ve ailenin etkisi ile bir kimlik, kişilik ve sınıfa katılır ancak Spinoza’nın dediği gibi her olumlama aynı zamanda bir yadsımadır. Bu kimlik kazanımında insanları din, Irk ve çeşitli şekillerde tasvir etmek aynı zamanda kişiyi olmadığını din, ırk gibi çeşitli kimlikleri de olmadığını vurgulamış olur.
Siyasette din ve kimlik siyaseti yapıldığı takdirde çoğulcu demokraside tehlikeye girer ve çoğunluğa rağmen azınlığın haklarının korunması olarak ortaya çıkan çoğulcu demokrasi ve toplumu kuşatan siyaset gerçekleşemez. Son 20 yıllık AKP iktidarı da CHP ile girdiği mücadelede kendini her daim olumlarken CHP’yi yadsıdı ve bu süreçte Kemal Kılıçdaroğlu düzenli olarak yadsındı ve ötekileştirirdi. Bunun sonucunda Kemal Beyin adaylığı pek fazla destek görmüyor. Kimlik siyasetinin sonucu olarak toplum kutuplaştı ve bu süreçte seçimler yaklaşırken toplum içinde yerleşen olumsuz düşüncelere karşı CHP altılı masayı kuran ve onun sağlam kalmasını ve gelişmesini sağlayan parti olarak var olmalı.
Altılı masa liderleri ise bu aday isminin hala söylememiş olması seçimlerin iyice yaklaştığı zamanda olumsuz bir hal almakta kazanımlarını ve etkilerini yitirebilme durumu var. Öne çıkacak isim kendini ifade edebilmesi ve aşırı bir yıpranma yaşamadan ispatı için bu 6 aylık süreç ideal gözükmekte.