Coronavirüsle yatıyoruz, Coronavirüsle kalkıyoruz.
Her gün güzel bir haber duyma ümidi ile de uyanıyoruz
Neredeyse ülke nüfusunun şu an yüzde sekseni ev hapsinde…
Bu sayının daha da artmasını umuyorum. Sonuçta insanız, kurallar da bizim sağlığımız için…
Asla umudumuzu yitirmeden, bu zor günleri de birlikte aşacağız.
Bugünkü yazımda kapıda bekleyen bir tehlikeden bahsetmek istiyorum.
Susuz kalabiliriz; su tüketimine dikkat!
Bilindiği gibi virüs salgını nedeniyle su tüketimi oldukça arttı.
Musluk suyunu da hovardaca kullanmaya devam ediyoruz.
Bol yağışlı bir kış geçirdiğimiz de söylenemez.
Barajlardaki su seviyeleri de azalıyor.
Nisan ve Mayıs aylarında beklenen yağış olmazsa büyük bir su kriziyle karşı karşıya kalabiliriz.
Su olmazsa da hijyen sabunun da bir önemi kalır mı?
Dikkat, tehlike kapıda!
Acilen su tasarruf programları yayınlamalıyız.
Vatandaşı tasarruf konusunda bilgilendirmeliyiz.
El yıkama ve diğer konularda bilgilendirici TV filmleri yaparak, kamuoyunda farkındalık oluşturmalıyız.
Ellerimiz yıkarken veya temizlik yaparken suyu tasarruflu kullanmalıyız.
Bu da hayati derecede vatandaşlık görevidir.
Susuz hayat olabilir mi?