Bu gençlik nereye gidiyor? Eyvah, gençliğim!
Bu şikâyetleri dillendirenler genellikle orta yaş ve üzeri insanlardır. Bu serzenişlerin içinde de hem umut hem merak hem de sitem vardır.
Aslında geçmiş kuşaklarda aynı dertten mustaripti.
Bir yerde okumuştum: M.Ö. 2500 yıllarına ait Sümer tabletlerinde de “Gençlik nereye gidiyor; yeni nesil tembel, bencil, saygısız ve ilgisiz.” yazıyordu
Düşündüğümüzde, aslında değişen bir şey görmüyoruz. Kuşaklar arası çatışmanın dünde olduğunu yarın da olacağını kestirebiliyoruz.
Günümüze döndüğümüzde de yetişkinlerle, gençler arasındaki sorunları net olarak yaşıyoruz.
Kültürel erozyona uğramış bir gençliğimiz var.
Şimdiki adı, Tik Tok gençliği… Çinliler yine yapacağını yaptı. Tik Tok, Made in China ürünü…
You Tube ve Facebook gibi medya sosyal medya krallarının tahtını sallamaya başladı.
Z kuşağı dediğimiz gençliğimizi de ele geçirmeyi başardı. Bilindiği gibi Z kuşağı, 2000 yılından günümüze kadar zamanda doğmuş kişilere deniyor. Bir adı da İnternet kuşağı…
Maalesef Tik Tok uygulaması, en çok çocuklar ve gençler tarafından kullanılıyor.
Bağımlılık yapan bu uygulamalarda, zararlı ne ararsan var. Küfür, argo kullanımı, şiddet, cinsellik, çıplaklık, uyuşturucuya teşvik, siber zorbalık, cinsel istismar ve terör örgütlerini öven video ve içerikler bulunuyor.
Ve dikkat! Resmen milli ve manevi değerlerimiz ayaklar altına alınıyor. Bizi biz yapan değerler yok ediliyor.
Bu saçmalıklara da denetim getirmediğimiz sürece tabi ki empati yoksunu, sosyal olaylardan habersiz, sadece kendi çıkarları ve mutluluğu için yaşayan, çevresine duyarsız bir nesil yetiştiririz.
Geleceğimizi göz göre göre mayınlarla döşeli alana doğru sürüklüyoruz.
Kesinlikle sosyal medya yayınlarına bir çeki düzen verilmesi gerekiyor. Almanya ve Fransa bu konuda elini çabuk tuttu. Ağır yaptırımlar uyguluyor. Almanlar, zararlı içeriği 24 saatte kaldırmayana 50 milyon Euro’ya kadar ceza veriyor. Fransa,1 milyon 250 bin Euro para cezası uyguluyor.
Gençleri eleştirmek çok kolay… Önce yetişkinler olarak sorumluluklarımızı yerine getirip, gençlerimizi korumalıyız.
Yoksa daha yüksek perdeden şikâyetlere devam ederiz.