Apartmanda silah sesi duyan komşular, olayı hemen en yakınındaki semt karakoluna bildirirler.
Bildirimle birlikte polisler anında ola yerine gelirler. Komiser yardımcısı kısa bir incelemenin ardından amirini arayıp bilgi verir; “Efendim, yaşlı bir kadın kocasını vurmuş!”
Emniyet amiri sorar; “Peki, neden vurmuş?”
“Kadın mutfakta yerleri siliyormuş, adamcağız yerler ıslak iken bastı diye kadında sinirlenmiş ve tetiğe basmış”
Amir hayretler içinde, “Allah, Allah! Bak şu işe, peki kadını tutukladınız mı?”
“Hayır efendim!”
Sormuş emniyet amiri; “Neden?”
“Yerler hâlâ ıslak ve silah da kadının elinde!”
Sizi biraz gülümsettim, farkındayım. Emniyet Müdürüm sayın Salim Cebeloğlu’nun kulakları çınlasın!
*
Şimdi biraz da düşünmeye, beyin jimnastiği yapmaya, hafızanızı tazelemeye davet ediyorum.
Faraza (mesela) desem ki, Ahmet Özdemir, Fatih Erkoç ve Fırat Görgel bir araya gelseler, el ele verseler bu şehirde ne değişir?
Bakın ne kadar kolay, ne kadar masum, ne kadar ince ruhlu bir soru! Sizin cevabınızı beklemeden, sizi yormadan, kafanızı daha fazla karıştırmadan cevabını da ben vereyim.
Bu şehirde siyaseten 2 kişiye darbe yapıldı.
Biri Baro eski Başkanı sayın Vahit Bağcı’ya, biri de bugün milletvekili olan sayın Ahmet Özdemir’e… İkisi de avukat…
Ha, herkes ettiğini buldu mu, bedelini ödedi mi, fazlasıyla…
Peki, gelelim meseleye… Yani zurnanın zırt dediği yere…
*
Nihayetinde keser döndü sap döndü, gün geldi hesap döndü misali, Ahmet Özdemir kardeşimiz o unutulmaz gecede, unutulmaz şiirinden sonra açığa çıktı ise de hak yerini buldu, Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan yaşanan alavere-dalavereyi anladı, gördü vefa örneği sergilendi, sayın Özdemir milletvekili oldu, bugün şehrimizi ve partisini TBMM çatısı altında başarı ile temsil ederken, BARO eski Başkanımız sevgili Vahit Bağcı da aklandı, temize çıktı, alnı açık şekilde mesleğini sürdürürken, herkesin yaptığı yanına kâr kaldı mı?
Kalmaz, kalmadı da… Dedim ya, sebep olanlar bedelini farklı şekilde ödediler. Kumpas kuranlar, ayak oyunlarına siyasi kılıf uyduranlar, bir gün başlarına neler gelebileceğini düşünemeyenler, bu kervan hep böyle gider diye düşünenler ama yanıldılar. Herkesin bir hesabı vardı ama Allah’ın hesabı şaşmadı, şaşmazdı, şaşmayacaktı. İlahi adalet yani!
Fazla üzerime gelmeyin, daha fazlasına girmeyeceğim!
*
Lakin ve ancak…
Sizi ne düşünürsünüz bilemem, bu şehirde, bu topraklarda, bu partide Kurucu Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Fatih Erkoç’un izleri, eserleri varken, kimse onu yok sayamaz, öteleyemez!
Şimdi kenara çekilmiş, suskun, ama her şeyi takip eden, notlar alan, konuşmayan, tepki vermeyen, yorum yapmayan, karışmayan tutumuyla, kendini unutturmaya çalışsa da bu şehirde bir Fatih Erkoç gerçeği var.
Aylardır yüzünü, izini gören de yok zaten! Kendi kabuğuna çekilmiş, sadece birkaç arkadaşı ile geziyor, halvet ediyor, o kadar!
*
İl Başkanı sayın Fırat Görgel, yerelde siyasetin patronu. Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ın ve partinin yereldeki siyasi hafızası, sesi ve temsilcisi…
İl Başkanı olduğu günden bu yana partide ne değişti, beklentilere cevap verebildi mi, masaya yumruğunu vurabildi mi, gücünü hissettirebildi mi, ekibine, teşkilata yeterince sahip çıkabildi mi, bunları tartışabiliriz.
Karakterine kefilim. Temizdir, dürüsttür. Gücünü ortaya koyup koyamadığı, sergileyip sergileyemediği tartışma konusu iken, siyasete kalite ve sevgiye getirdiğini de kimse unutmasın!
O bir marka, o bir ekol. Son günlerdeki açıklamaları, icraatları ona verdiğim puanı artırırken, takdirleri üzerinde toplamaya devam ediyor.
*
Gelelim şimdi meseleye, yani asıl niyetime, ne demek istediğime…
Diyorum ki, bu 3 müthiş isim, bu 3 muhteşem siyasetçi el ele verseler, bir araya gelseler, işbirliği yapsalar, olanı biteni unutup, geçmişin hesabında olmadan, takıntıları bir kenara bırakarak, egoları küçük tutarak, hatta yok sayarak bu şehrin ali sorunları için, partinin güçlenmesi için, şehrin siyaseten ve ticareten atılım içinde olması için omuz omuza verseler, istişare etseler, düşüncelerini, projelerini hayata geçirseler kim kazanır, kim kaybeder!
Şehrin geleceği için, kalkınmanın çıtasının yükseklere ulaştırılması için elzem olduğunu düşünüyorum da, acaba siz ne fikirdesiniz, ne yorum yaparsınız, işte onu bilmiyorum!
Çünkü siyasete aklı yeten biri değilim. Biliyorsunuz, ticaret lisesini zar zor bitiren bir adamım bendeniz!
Yorum sizin!