Muhatabımız ister Karayolları Genel Müdürlüğü, ister Bölge Müdürlüğü, ister 55. Şube Şefliği olsun. Sorumlusu kim ise, bu yazı onlara gelsin ve kapak olsun!

Karayolları, ne zaman merkezde bir işe soyunsa, ne zaman insanların yaşamını kolaylaştıracak bir projeye başlasa, ne zaman trafik akışını rahatlatmak kadar insanları çileden, işkenceden kurtaracak sosyal projeler için sözde elini taşın altına koysa, bizi anamızdan doğduğumuza pişman ediyor.

Bu şehirde ulaşım ciddi sorun! Senelerdir bir ‘Güney Çevre Yolu!’ diye diye bir tarafımızı yırttık da, kimseden ses seda çıkmadı. Artık çevre yolları dahil, ana arterler bile tıkış tıkış iken, bu yollardan, bu ana arterlerdeki trafik yükünü azaltmak gibi projeler üretmek varken, bu şehri yönetmeye kim talip olduysa, ‘kim ben daha iyi yönetirim’ diyerek yola çıktıysa, eh, lütfen elini taşın altına koysun, biraz da vicdanının sesini dinleyerek insanların tepkilerine, haykırmalarına kulak kabartsın!

*

Siyasetse siyaset, yerel yöneticisi ise yerel yönetici, bürokrasi ise bürokrasi… Her kim veya kimler ise, artık insanların sabrını zorlamaya başladınız! Sinir katsayılarını artırdınız, şekerini, tansiyonunu yükselttiniz!

Öyle ki, insanlar bu şehirde yaşamak adına basiretsiz yöneticilere, bürokratlara, siyasetçilere tü lanet okurken, günaha girmek bir yana, psikolojik sarsıntı da geçiriyor.

Çok uzağa gitmeye gerek yok, Orta Hal Kavşağı yılan hikâyesine dönmüş, bir sene mi desem, iki sene mi desem, üç sene mi belli olmadı, insanların canını su etti, hayatı zindan etti, trafiği allak bullak ettiği yetmiyormuş gibi, insanları günahtan günaha soktu.

*

Arkasından bir istasyon köprüsü inşaatına başladılar. Tek taraflı olanı. Her ne hikmetse biri enginde iken, diğer kanadı (yapılanı) yerdekinden iki metre yukarıda. Ne alaka, ne iş? İnsan bakınca hayretlerden hayrete düşüyor. Bürokratlar bu işe akıl sır erdiremedikleri gibi, siyasetçiler bile sanki birer inşaat, sanki birer proje mühendisi gibi köprü inşaatına müdahil oldular, ‘aha bugün bitiyor, aha yarın trafiğe açılıyor’ diyerek, insanları canından bezdirdiler.

Trafik rezalete dönüştü.

Trafik akışı yavaşladı, zamanla yarışan insanlar yine bu yolu yapanlar her kim ise onlara verdi veriştirdi, günah defterlerine her gün bir yenileri yazıldı.

*

Derken…

MADO kavşağına sıra gelir mi bilinmez, ki ondan önce Sanayi Kavşağı var, onların da imkansızlıktan ve takipsizlik yeteneğinden durdurulduğu, diğer dille azayım, iptal edildiği söylendiyse de, gerekçesi ve sebebi doğrulanmadı. Kimse çıkıp da bir açıklama yapma zahmet ve nezaketinde bulunmadı.

Ticaret ve Sanayi Odamızın 50 metre bitişiğindeki, ismi de ARSAN KAVŞAĞI olan kavşakta çalışmalar aylar öncesinden başladı.

Keşke başlamasaydı, başlamaz olaydı.

İnsanların dilini tutamıyorsun, öfkelerini dindiremiyorsun, günahlarına engel koyamıyorsun!

Çalışma var, kaplumbağa hızıyla gidiyor. Bir gün makinalar çalışıyor, çalışanlar da arızalandığı zaman ortada kabak gibi bırakılıyor, trafiği büsbütün arap saçına çevirdiği yetmiyormuş gibi, parasızlık deniliyor, ekip yetersizliği deniliyor, müteahhit kaçtı deniliyor, çalışmalar stop edildi diye kamuoyunda konuşulunca olan vatandaşa oluyor.

Olan sürücülere oluyor.

Olan ahlakımıza oluyor. Çünkü bozuldu, bozulacak!

*

Allah’ım biz ne günah işledik te bu basiretsiz, bu yeteneksiz, bu çapsız müteahhitleri, bürokratları, siyasetçileri başımıza musallat ettin!

Biz ne günah işledik de bizi bu rezilliklerle, bu çilelerle yaşamaya mecbur ve mahkum ettin!

Biz ne günah işledik de komşu Gaziantep’i kıskandıracak ve üç ayda biten projelerinden ötürü onlara hayran bıraktın!

Biz ne günah işledik de bize bu çileleri, bu işkenceleri, bu sinir katsayımızı artıracak ve tansiyonumuzu yükseltecek, şekerimizi artıracak sözde yöneticilerle yaşamayı reva gördün!  Sana karşı çok mu günah işledik de bize bu azapları, bize bu kayıtsız şartsız çileleri başımıza tebelleş eyledin!

Suçumuz ne, günahımız ne bilelim Allah’ım!