Yıllardır böyle şiddetli kar yağışı görmemiştik. Günlerdir beklenen kar yağışı, resmen hayatı felç etti diyebiliriz.
Dile kolay, ortalama 55 cm'nin üzerinde gerçekleşen yağışla, son yirmi yılın rekoru kırıldı.
Salı akşamı ile birlikte de kar esaretine teslim olduk; etraf savaş alanına döndü.
Köy yolları kapandı.
Kazalar birbirini kovaladı, kar lastiği bulunmayan çok sayıda araç yolda mahsur kaldı. Belediye otobüsleri seferlerini yapamadı.
Trafikte uzun kuyruklar oluşunca da çok sayıda vatandaş yürüyerek evlerine ulaşabildi.
Okullar, çarşamba ve perşembe günleri tatil oldu.
Kent merkezinde böyle olumsuz durumlar yaşanırken, Narlı 'da meydana gelen petrol boru hattındaki patlama ile de sarsıldık.
Maraş- Gaziantep yolu trafiğe kapandı.
Dondurucu soğukta araçlar, kilometrelerce kuyruklar oluşturdu.
Hemen yanımızdaki, Nurdağı, Kömürler istikametindeki sürücüler ve yolcularda aynı kaderi paylaştı.
Komşu Gaziantep'te, 54 yıldır böyle yoğun kar yağışını görmedi. Gaziantep 'in, Adana, Şanlıurfa, Adıyaman, Kilis kara yolu da ulaşıma kapatıldı.
19 saat süren bekleyişleri ve çaresiz insanların görüntülerini görmek içimizi sızlattı.
Biraz da bu tablo karşısında, öz eleştiri yapalım mı?
Böyle durumlarda suçlu aramayı pek severiz.
Meteoroloji günler öncesinden uyarmıştı.
Ama yine kulak arkası ettik.
Peki, doğa insanlara böyle acı dersler verirken, bizler sorumluluklarımızı yerine getiriyor muyuz?
Kar lastiği kullanmak, zincir takmak neden iş işten geçince aklımıza gelir.
Yollar tıkanırken, kazalar birbirini izlerken, bilinçli şekilde araç kullanıyor muyuz?
Bu günlerde zorunlu olmadıkça, özel araçlar yerine toplu taşıma araçlarını tercih etsek nasıl olur?
Aslında bunlar can ve mal güvenliğimiz için olmazsa olmazlarımız...
Şimdi, yaşananlardan ders almanın tam zamanı olduğunu düşünüyorum.