Tamam da, kime sarılacağına bağlı azizim, gadasını aldığım, şekerparem, lokma tatlım! 6 Şubat’taki yüzyılın depremi ardından zaten bu şehirde deprem uzmanı olmayan, şehri ihya ve inşa etmeyen, şehri ayağa kaldırmayan kimse kalmadı.

Buna gelen bakanları da ekleyin! Oldu da bitti maşallah!

‘Biz yaralı parmağa merhem olmasını bilmeyen toplumuz!’ desem, herkes ayağa kalkacak! ‘Birlik ve beraberliğe en çok bu dönemde ihtiyacım var!’ desem, ‘Yok mu? Sen de amma muhalefet kesildin başımıza!’ diyeceğinizi bildiğim için aşina ve tek kalıba sığdırılmış cevabı vermek yerine, siyasetçiler gibi, inşallah, maşallah, hamdolsun deyip geçiştireceğim.

*

8’i bir arada

8 milletvekili bir araya gelemezler mi? Gelinmediğini, gelinemeyeceğini o gün basın toplantısında CHP’nin atom karıncası Ali Öztunç söylemişti. Öyle bir beklenti içindeydi. Ve bu 8’li buluşmanın ülke ve Kahramanmaraş siyasetine ivme kazandıracağını ifade etmişti.

Daha sözlerinin bulutu dağılmadan, izleri silinmeden bir de baktık, iktidarı-muhalefeti 8 milletvekilimiz bir araya gelmişler.

Gayet de şık giyinmişler, artistler gibi poz da vermeyi ihmal etmemişler.

Sevinmedim desem yalan olur.

*

8 kıymetli milletvekilimizin bir araya gelmesi, sırf fotoğraf karesinden ibaret kalmamalı. Buluşmaları, fotoğraf karesine girmeleri buram buram samimiyet, içtenlik ve dürüstlük kokmalı.

Sırf milletin gazını almak için, ‘Bakın işte, gördünüz mü? Bir araya gelemiyorsunuz dediniz, geldik!’ demek yerine, ortak akılla şehrin sorunlarına eğilmelerini bekliyoruz.

Bu şehir zor, bu şehrin sorunu dağlar gibi. Pandemiden sonra ikinci kez vuruldu Kahramanmaraş. Bereket versin devletimiz güçlü, sıkıntıların, sorunların üstesinden gelecek, bu yaralar mutlaka sarılacak! Hemen mi, bugün mü, tabi ki değil.

Zamana ihtiyaç var desem, bazılarınız; ‘Depremin üzerinden 6 ay geçti, daha neyi bekliyorsunuz!’ şeklinde haklı feveran seslerinizi duyar gibi olsam da, boyacı küpü de değil bu işler.

*

Kim ne derse desin, 8 milletvekilinin bir araya gelmesi, ortak akıl ile ortak sorunlara çözüm önerileri sunacaklarını biliyorum, eminim ve son kararım.

Bu arkadaşların birlikteliği özlenen tabloydu, beklenen, hasretle gözlenen görüntüydü, fotoraf karesiydi.

Fotoğraf çekilirken inşallah içlerinde, içten pazarlık eden yoktu. ‘Tamam canım, ne olacak biri fotoğraf karesinden, çektirdik, oldu bitti. Vatandaşın  gazını aldık ya, o yeter bize!’ dememek için, çağdışı bu zihniyeti yerle yeksan etmek için samimiyet bekliyoruz.

Gururu, kibri, yüksek egoyu bir tarafa bırakarak, olur olmaz yerde tepkileri, talep ve şikayetleri sebebiyle vatandaşa çemkirmeyi siyaset saymadan bu zorlu süreci hep birlikte attığımızda, işte o zaman bize ‘kahraman’ diyecekler.

*

Bu kıymetli birliktelik için bazı gazeteci arkadaşlarımız, (zaten bu şehirde yazan birkaç kişi dışında olaylara, insanlara dışarıdan bakan, seyreden gazeteci takımı çok) içlerinden geldiği gibi, birlikteliği önemseyen, özümseyen şehir adına olumlu bir adım olarak yorumlayanlara teşekkür ediyorum.

Yüreklerine sağlık!

*

Bu arada, bir Fenerbahçeli olarak, takım başkanı, işadamı sayın Ali Koç’un Kahramanmaraş’ta depremin yaralarını sarmak, mağdurların sesi ve hamisi olmak adına, barınma sorununa çözüm noktasında oluşturduğu Fenerbahçe konteyner kenti de önemsediğimi belirtmek isterim.

Teşekkürler Ali Koç. Koç gibi adamsın valla!