Biliyorum, cevabı mümkün olamayan çok zor bir soru sordum! Üniversite sınavlarında bile böyle soru sorulmaz da, hiç yok yerden benim de soru sorma merakım tuttu işte.

Gerçi, bir insanın başına ne gelirse meraktan gelirmiş ya, olsun, ben sormuş olayım, siz cevabını vermeye çalışın!

*

Sevgili Fatih Altaylı, köşe yazılarının altına, ‘Ne zaman adam oluruz!’ notunu düşer ve kendince bir şeyler yazar.

Devletçi geçinir, milletimizi, ülkemizi sevdiğimizi söyleriz, hatta oy verdiğimiz partiye, gönül verdiğimiz takıma olan hayranlığımızı ifade edecek kelime bulamayız ama samimiyetsizlik denildi mi, üzerimize yok, yok.

Oy verirken hizmeti ön planda tutarak belediye başkanına, milletvekillerine söveriz, takım yenilirse ana avrat dümdüz gideriz.

Ama vicdan denen hasleti aklımıza getirmez, kul hakkı denildiğinde, ‘neydi o!’ diyerek yan çizeriz.

*

Örnek istiyorsanız, bakın kim sıraladıysa eline, yüreğine sağlık, içimizden geçeleri dökmüş, yüreğimize su serpmiş, duygularımıza tercüman olmuş.

Karı koca dümenden boşanır kadın maaş alır,

Anası ölür evde saklar maaşını alır,

Çiftçi hibe alır ekip biçmez,

Esnaf teşvik alır başka işler çevirir,

Faizler düşer müteahhit emlakçı ev fiyatını yükseltir,

Galerici sıfır araç toplar karaborsa yapar,

Pazarcı sebzeyi çöpe döker,

Suç işleyen kanun açığını bulur,

Marketler stok yapar,

Vatandaş görmemiş gibi ürünlere saldırır,

Kimi başını kapatır, başka yerini açar,

Kimi köpeği insandan üstün tutar,

Kimi LGBT olur, kimi dine söver

Bizi Allah ıslah etsin!

*

Daha ne desin, ne yazsın adam. Lakin, adam olma meselesine gelince, ki ince iş; dini duyguların, geleneklerin yerlerde süründüğü, büyüklere saygının, küçüklere sevginin bittiği, israfın ayyuka çıktığı, ‘devlet malı deniz yemeyen keriz!’ sözünün toplumun her tabakasında hayat bulduğu, vatan, millet, bayrak ve ezan sevgisinin bizi terk ettiği, kişisel çıkar ve hırsların aklımızın önüne geçtiği, arsızlığın, hırsızlığın, yolsuzluğun itibarlı meslek haline getirildiği günümüzde, ne zaman adam oluruz sorusunu bana sormayın!

Sorarsanız, çıngar çıkartırım!

*

Hadi gene iş başa düştü, bu şehrin değerlerine, marka ve firmalarına sahip çıktığımız zaman adam oluruz!

Bu şehirde ‘şu makamı dolduracak, koltuğa yakışacak adam yok!’ demediğimiz zaman adam oluruz!

Sohbet ederken içten pazarlıklı ve iki yüzlü olmadığımız zaman adam oluruz!

Devletin ve milletin malına zarar vermeden, kendi malımız gibi koruduğumuz zaman adam oluruz!

Sevmeyi, saygıyı ve hatır gönül bilmeyi elimizin tersi bir tarafa bırakmadığımız zaman adam oluruz!

Abi geçinip de sektördeki kurumları kendi şirketimiz gibi yönetmediğimiz zaman adam oluruz!

Şehrin adamlarına burun kıvırıp, ‘istemezük’ diyerek komşu il’i ve yöneticilerini örnek göstermediğimiz zaman adam oluruz!

Ortak ortağa, kardeş kardeşe, komşu komşuya geçinmeyi adet, prensip ve insanlık onuru saydığımız zaman adam oluruz!

‘Benim sevdam Kahramanmaraş, her şey şehrim için!’ derken samimiyetin maskesini suratımıza geçirmediğimiz zaman adam oluruz!

Kendimize aynada bakmayıp, ‘Küçük dağları ben yarattım, ben varsam bu şehir var, ben yoksam bu şehirden bir halt olmaz!’ şeklinde absürt, dangalakça laflar etmediğimiz zaman adam oluruz!

Gerçek anlamda paylaşmayı, dedikodu etmeden, iftira atmadan, birbirimizin  kuyusunu kazmadan adam gibi yaşamayı öğrendiğimiz zaman adam oluruz!