2014 yerel seçimleri ile birlikte il genelindeki tüm belediyeleri Büyükşehir Belediyesi’ne bağlayan yerel yönetim sistemine geçtik. Ancak aradan geçen 4 yılın sonunda ortaya çıkan tecrübe gösterdi ki; bu yasa mutlaka yeniden ele alınarak gözden geçirilmelidir.

Bütünşehir’ oluşturabilmek maksadı ile hazırlanan yasanın hayata geçmesi ile birlikte öncelikle belde belediyeleri kapatıldı. Çok ta iyi oldu. Merhum Turgut Özal döneminde yerinden yönetimi güçlendirebilmek için açılan belde belediyeleri zaman içerisinde başkan ve yakınları ile eşe dosta istihdam yeri haline geldi. Kaynaklar adeta çarçur edildi. Siyasi kaygı ve oy hesabı ile işe almalar o kadar suiistimal edildi ki; gün geldi belediye bütçesi maaşlara yetmez oldu. Adamın beldesinde yeri geldi doğru düzgün pek yol olmamasına rağmen lüks araçlar makam aracı olarak kullanıldı. (Kanunen hizmet aracı babından yani.) İşin adeta cılkı çıkmıştı. Bunlar kapatıldı da rahat bir nefes alındı. Doğru bir karardı.

Bunun yanında yine yasa ile birlikte ilçe belediyelerinin gelirleri yüzde 40’a varan oranlarda kesintiye uğradı, yetkileri büyük oranda budandı. 1/5000’lik imar planı yetkisi Büyükşehir Belediyelerine verildi. Günümüzde kaynak ve rant oluşturamayan yani İller Bankası’ndan gelen bütçe ile belediyecilik yapmaya çalışan ilçe belediyeleri bir hayli zorlanıyor. (Hele bir de Büyükşehir ile arası iyi değilse yandı gülüm keten helva.) İyi örnekler yok mu? Elbette var. Mesela Onikişubat metropol ilçe belediyesi ile Türkoğlu ilçe belediyesi hem kaynak oluşturuyor hem de geniş tabanlı rant meydana getirerek gelirlerini arttırabiliyor.

Bizim görüşümüz; ilçe belediyelerinin yasa ile yüzde 40 budanan gelirleri yeniden verilmeli, yetkileri de arttırılmalıdır. Her şey büyükşehirden beklenmemelidir.

Gelelim yetki ve gelirleri büyük oranda artan Büyükşehir Belediyelerine. İl sınırları genelinde hizmet götürme zorunluluğu var. İstanbul ve Kocaeli gibi genelde düz bir coğrafyaya sahip, kırsal ile merkezin adeta bütünleştiği yerlerde rahat hizmet götürülüyor ama ya Kahramanmaraş gibi dağınık ve engebeli coğrafyalarda hizmet götürebilmenin zorluklarını takdir edersiniz.

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi yeri geliyor merkeze 200-220 km uzağa hizmet etmek durumunda kalıyor. Hâlbuki yeniden güçlendirilecek ilçe belediyeleri bu tür sorunları giderebilir. Bizce; Büyükşehir Belediyesi, eskiden olduğu gibi sadece metropol ilçe belediyelerinden sorumlu olmalıdır. (Merkeze yakın olan yerler de metropol ilçe yapılabilir.)

Yine bunun yanında kırsal mahallelerde 2019 seçimleri ile birlikte başta su olmak üzere (vergi, harç v.s.) birçok alanda indirimli ücret tarifelerine son verilerek normal tarifelere geçilecek. Hele bir de asfalt katılım bedellerinin istenmeye başlandığını düşünün. Şu anda sıcak asfalta kavuşması nedeni ile Büyükşehre ‘çibidik’ çalan kırsal mahallelerimizin halini varın siz tahayyül edin.

Tarihçi Profesör İlber Ortaylı, Hürriyet gazetesinde 2 Eylül 2018’de yayımlanan yazısında 1980 sonrası iktidarların tarım politikalarını eleştirerek, 'Ziraatta arz-talep, serbest piyasa kurallarına bırakılamaz. Burada sosyalizan laflar etmeye lüzum yok. Vahşi bir pazar mekanizmasının hiç uğramaması gereken alandır. Yeryüzünün büyük iklim değişiklikleriyle mücadele ettiği bu asırda açlık tehlikesi kapıdadır' ifadelerini kullandı.

İlber hocamız aynen bunları vurgulamış. Bir başka hususu da -naçizane- ben belirtmek istiyorum: Uygulanmakta olan Büyükşehir yönetim tarzı da Türk tarımına adeta sekte vurmaktadır. Büyükşehirlerimizde bugün gelinen konumda ‘köy’ statüsü yoktur. Her yer mahalle olmuştur. Dağ başındaki bir kırsal yerleşim yeri ile merkezdeki Menderes Mahallesi’nin bir farkı kalmamıştır. Büyükşehir Belediyesi her yere hizmet etme zorunda bırakılmıştır. Mahalleye dönüşen kırsal mahallelerde tarımsal faaliyetler günden güne azalmaktadır. Hâlbuki yakın gelecekte ‘tarım’ çok önemli hale gelecektir. Çünkü petrol ve silah karın doyurmaz. Bu nedenle; kırsal mahallelerimiz yeniden ‘Köy’ statüsüne alınarak, tarıma önem verdirilmelidir.

Bunun gibi daha birçok neden sayılabilir. Bu cümleden olarak başta da ve yıllardır belirttiğimiz üzere; Büyükşehir Yasası acilen revize edilmelidir.

Mustafa Nuri (Edeajans)’ sosyal medya adresimizde 31 Ağustos 02.35’de; “Bugünlerde ulusal, yerel ve sosyal medyada en çok gündeme gelen isim; Türkoğlu Belediyesi Başkanı Osman Okumuş'tur.” paylaşımında bulunduk.

Şimdi sözü yine siz değerli takipçilerimize bırakıyorum: (İlk yorumu da biz yapmıştık.)

Mustafa Nuri: Türkoğlu ilçemizin makûs talihini değiştirerek günden güne geliştiren çalışkan ve gayretli Belediye Başkanı Osman Okumuş'un yerel seçimlerde yeniden Türkoğlu Belediyesi başkan adayı gösterilmesi gerektiğini belirtiyor ve destekliyoruz.

Ahmet Alak: Bence de…

Ahmet Kolutek: AKSU KÖPRÜSÜ SINIRDIR.

Remzi Ulaş: Tebrikler.

Sermet Çuhadar: Başarılı Başkan. Ama Mustafa, Başkana yazık edeceksin. Çok kıskanan olacak…

Fikret Fındık: Teşekkürler. Tebrikler başkanıma…

Osman Işbilir: Allah var başkanımda çalışıyor helal olsun başkanıma…

Yaşar Türkkorur: Mustafam; en önce sen başlattın, şimdi geriye çıkıp zevkle seyrediyorsun galiba... Eyi de ettin. Bir değeri ortaya çıkardın, gündeme getirdin... Ancaaak fazla öne çıhanın önüne kütük yuvarlarlar haaa... Başka bir deyişle erken öten horozun boynunu vururlar diye bir deyiş var... Hasımları çoğaltmayalım... Sessiz ve derinden gitmek, suyu bulandırmamakta fayda var... Şubat’a kadar sessiz olmakta fayda var... Mart’ta yeniden yükleniriz...”

Yeniden görüşmek üzere…

MUSTAFA NURİ ŞİRİN

e-mail: