Bu yüzyılın tanıklarından birine daha şahit oldum. Reis ya da Necip diye yakın çevresinin bildiği ama kayıtlarda Abdülhakim diye bilinen merhum hem şehrimin anılarını okumaktan bahtiyarım.
Dedem ve merhum pederden de adlarını duyardım hakkında anlatılara birinci elden okumak saadet oldu. Bir yüzyılın canlı şahidi olan bu kitap başta Maraş’ta yaşayanlara daha sonra memleketin bütün evlatlarına ufuk açıca hikmetlerle dolu.
Çalışma, akıl, feraset, saf ve duru insan olma, geçmişle bağı modern şekilde kurma ve cesaret eksenli nice hikmetleri kitapta görünce daha dikkatli oldum ve her paragrafı özenle okudum ve bazı bölümlerin de altını çizip ezberlemek istedim. Kitap haki renk kapağı ve bir altmışlı yılların fotoğrafıyla okura sunulmuş, özenli baskı ve eski Maraş gravür ve fotoğrafları kitaba ayrı bir nitelik katmış. Maraş’ın eski yıllara ait fotoğraflarını görünce hemen kendi çocukluk günlerime gittim Maraş bu haliyle yetmişli, seksenli yıllara kadar geldi o siluet hafızamda.
Yedi bölüm halinde yazılan kitap: sunuş, önsöz, aile büyükleri, çocukluktan gençliğe Maraş’tan İstanbul’a, İstanbul’da yeni hayat, ikinci kuşak ve bilgili holding, aile gözünden Abdülhakim Bilgili, aile albümünden, Kahramanmaraş’a has sözcükler, dizin le tamamlanıyor.
Sunuş yazısında Serdar Bilgili pederini şöyle anlatıyor: “ hayatım boyunca babam kah anlatarak kah yakından gözlememi sağlayarak hayatını benimle paylaştı. Tamamen doğal ve içten baba- oğul ilişkisi kurarak, tüm ahlaki değer yargılarını bana aktardı. Kimsenin hakkını yememeyi, borcun namus olduğunu, eğitimin desteklenmesi gerektiğini, ailenin her koşulda ve ne pahasına olursa oluşun sahip çıkılması gereken önemli değer olduğunu babamın hayattaki duruşundan öğrendim” (sh.7) Abdülhakim Bilgili’( 1934- 2024 )de yaşadı pederi Müderris Ali Efendidir ( 1880- 1973) yılları arasında hayatını devam ettirdi. Benim dedem Müderris Ali Efendiden sitayişle bahseder ve onu anardı. Ali Efendi müderris: dini ilimleri okutmada üst düzeyde bir alim, tahsilini İstanbul’da tamamlamış, dinin fetret dönemlerini yaşayarak görmüş sosyal değişimin getirdiği yenilikleri bizzat yaşamış ve hayatta kalmanın erdemine sahip biri. Müderris Ali Efendi, Gözlüklü Ali Efendinin kızı Fatma hanımla evliliğinden: Fahreddin, Şerife, Rabia, Abdülhakim, Mehmet, Hasan adlı evlatları dünyaya gelmiştir. Maraş’ta Sanat Okulu bitiren Abdülhakim Bey kırk Reşat altını sermaye ile pederine ait bakkaliye işiyle 1951 de ticari hayata atılır onlarca değişik iş kolunda engin tecrübeler edinerek çalışmasını bu gün Maraşlıların övgüyle bahsettiği Bilgili Holding le tamamlar.
Maraşımızın geçen asra dair kültürünü kitapta bulmak ve onların ışığında yarınlara bakmak ne güzel. Kitabın bazı bölümleri var ki okurken hiç bitmemesini istedim “ çocukluk halleri” defalarca okunsa yerindedir. Ramazan ayında bir ezan hikayesi var ki onu kitabın 65.sayfasından okumanızı isterim. Maraş’a ilk portakalın getirilişi de ayrı bir olay o da kitapta yer alıyor. Kitap hakkında ilk yazımı daha ziyade hatıralar ışığında ele aldım ama aile, evlilik, çocuk yetiştirme adetlerindeki değişiklikler, gezi, dini vecibeler, ziyaretler, yemek çeşitleri, mevsim değişimleri, kitaplar, gazete okumaları, okullaşma gibi sosyal konular kitapta farklı şekilde dile getiriliyor onlar hakkında detaylı yazı yazacağım. Dedeleri hakkında torunlarının yazdığı bölümü okuyunca ne kadar sevindim torunun hayatta önemini bir daha anladım ALLAH her kese böyle torunlar nasip etsin.