ABD’de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, ABD’de ikamet eden uzak doğulu ülkelere mensup kişiler Amerikan toplumunun yalnızca %3’ünü oluşturmasına rağmen; Amerika’nın seçkin üniversitelerine giriş başarısı gösterenlerin %22’sini oluşturmaktadırlar.
***
Çin, Japonya, Güney Kore, Malezya, Endonezya ve Singapur, uzak doğu ülkelerinin başında gelmektedir. Araştırmanın sonuçlarına göre bu ülkelerden Amerika’ya göç etmiş kişiler nüfusun içinde azınlık konumunda olsalar da, okul başarısı sıralamasında ve ardından kariyer hayatında en başarılı kitleyi oluşturuyorlar. Peki nüfusun içindeki bu azınlık kitleyi başarılı kılan temel etken nedir?
***
Uzakdoğu toplumlarının temel özelliği disiplindir. Sabah kalkış-akşam yatış saatleri, yemek düzenleri, söz verdikleri saate riayet etmeleri, mesai saatlerinde dakikayı bile hibe etmeden çalışmaları, okullardaki ders saatleri, toplu taşıma araçlarını kullanış şekilleri, insan ilişkileri ve trafik düzeni gibi bir çok eylemde disiplinli davranırlar. Uzak doğu toplumları için kurallara riayet etmek çok önemli bir erdemdir ve toplumun geneli bundan asla taviz vermez.
***
Uzakdoğu ülkelerine mensup kişiler başka bir ülkeye göç ettiklerinde bu özelliklerini korurlar ve asimile olmazlar. İşte bu önemli disiplin faktörüne Amerikan toplumunun temel özelliği olan özgür düşünce ve eylem ortamı eklenince başarı da beraberinde geliyor. Sosyal yaşantısında disiplinli olan göçmen gruplar, Amerika’nın bireylere sağladığı özgür düşünme, tasarlama, uygulama, deney-araştırma yapabilme, teknoloji geliştirebilme gibi imkanları kullanarak başarı elde ediyorlar.
***
Salt disiplin, özgürlük ortamıyla buluşmadan ilerleme ve başarı sağlanamıyor. Özgürlük ortamı da disiplinli insanlar olmadan bir tehdit ortamına dönüşebiliyor. Nitekim, Amerikan toplumunu oluşturan yerel halk ve diğer göçmen gruplar, yaşantılarında disiplini uygulayamadıkları için ne kadar özgürlükçü ortamda olsalar da başarı gösteremiyorlar ve sıradanlaşıyorlar.
***
Baskı ve kısıtlama olmadan öğrenebilme, ırkçılık, dincilik,mezhepçilik kaynaklı insan ayırt etmeden beşeri faydaya odaklanma, teknolojik inovasyonlar için kuluçka ortamı oluşturma, yani kısaca özgür düşünce – davranış ortamı, Amerika’nın ve çoğu gelişmiş batılı ülkelerin halkına sağladığı bir avantajdır. Bu avantaj ancak disiplinli kişilerce aktive edilebilir.
***
Disiplin her kişiye göre farklı bir anlam içerir. Kimine göre sahip olduğu erdemlere sonuna kadar bağlılık olabilir, kimine göre nefsine ve iradesine hakim olmak olabilir, kimine göre “hayır” diyebilmeyi becerebilmek olabilir. Bunu en iyi kişinin kendisi bilir. Burada önemli olan şey, bir başarı hedefinizin olması ve bu uğurda taviz vermeden gayret göstermenizdir. Durumu özetleyen çok güzel bir söz vardır: Başarı için ömürlerinin bir bölümünü bedel olarak ödemeyenler, başarısızlığın bedelini bir ömür boyu öderler.
***
Son olarak buluşlarıyla tarihe damga vuran Nikola Tesla’nın kendi röportajından bir kesit ile yazıyı noktalayalım. Nikola Tesla 77 yaşındayken verdiği röportajda şöyle diyor: Yaşlılığımızda vücut ve zihnimizin ne durumda olacağını, gençliğimizi nasıl geçirdiğimiz belirler. Şu an böylesine dinç durmamın sebebi, gençliğimde sizlere göre fazlaca “iffetli” bir hayat yaşamış olmamdır. Tatil istemedim, işlerime mola vermek istemedim. Herkes haytını böyle tamamen kendi meşrebine uygun biçimde yaşayabilse, dünya üzerindeki mutluluk ölçülemeyecek derecede artardı. Herkese hayırlı kazançlar ve başarılar dilerim.