İlim arayan birisi doğa bilimleri ile uğraşan bilgeye müracaat eder. “Üstadım bana doğa hakkında nasihatler ver” der…
Bilge insan aslında çok özel bilgiler bilmediğini kendinin söyleyeceklerinin çoğunun herkesin göz önünde olduğunu söyler…
İlim arayan ise “olaylar herkesin göz önünde olabilir, herkes bunlara bakabilir fakat göremez veya gözlemleyemez. Siz bana bunları anlatır mısınız” der…
Bilge insan “o zaman benimle yaşaman gerekir. O kadar öğrenilecek kural var ki bunları birden sıralayamam. Yeri ve zamanı geldiğinde, gördüğümde paylaşırım. Doğa kendinden bir şey öğrenmek isteyenlere hiçbir zaman cimri davranmaz, kendinden bir şey isteyenlerin elini boş çevirmez, kapılarını kapamaz” der…
Böylece arkadaşlıkları başlar…
Zamanında alınmayan tedbir…
Öğrenci Bilge İnsan’a “Zamanında alınmayan tedbir tedbir değildir kuralını doğada gözlemleyebilir miyiz” diye sorar…
Bilge “bu bizim en kolay öğretilerimizdendir” der. Daha önce bahçesinde yetiştirdiği üç saksı çiçeğin yanına götürür ve şunları yapmasını ister: “Bunları içindeki çiçekler aynı cins ve yaştalar. Şimdi bunlara seni bakmanı/sulamanı istiyorum. Birinci saksıya 3-4 güne bir düzenli sulama yap. İkinci saksıyı sulama ama yaprakları solup pörsüyünce tekrar düzenli sulamaya başla. Üçüncü saksıyı ise yapraklar pörsüyerek aşağıya sarkıp kuramaya yüz tutunca tekrar düzenli sulamaya başla…”
Öğrenci kolay bir iş 2-3 haftada bir konuyu öğrenirim diye düşünür…
Öğrenci yaklaşık 7 hafta sonra Bilgenin huzuruna çıkar…
“Verdiğiniz ödevi talimatlarınıza uygun olarak yaptım. Üç saksıda gördüklerim şu şekildeydi: Birinci saksı bıraktığınız gibi kaldı, hatta yeni çiçekler açtı. İkinci saksı ise pörsümeye başlayınca suladım fakat bazı yaprakları tekrar canlanmadı daha da pörsüdü ve kurudu. Hatta bazı dalları da kurudu ama hayatta kalmayı başardı. Üçüncü saksıdaki bitkiyi ise yapraklar kurumaya başlayınca tekrar düzenli sulamalarıma rağmen canlanmadı bitki tamamen kurudu. Bu bitkiler benim yüzümden kurudu beni affetmenizi istiyorum…”
Bilge ise şunları söyler: “Bitkide olsa bir canlının ölümüne sebep olmak yanlıştır. Ama biz öğrenmek için bunu yapmak zorundaydık. İşte hayat böyledir, zamanında yapılmayan işler onarılmaz dertlere sebep olur. Bir noktadan sonra artık faydalı şeylerde faydasız olur. İhmaller, gecikmeler onarılmaz yaralar açar. Zamanında alınmayan tedbir tedbir değildir.”
Öğrenci “Üstadım ekonomi, çocuk eğitimi, sağlık vs alanlarda da kural geçerlimidir” diye sorar…
Bilge, “gecikmeler olsa da elbette” der…
Kendini yenileme…
Bilge insan “kendini yenilemeyenler ölürlerdir” demektedir…
Öğrenci: Bu kuralı doğada nasıl gözlemleyebiliriz?
Bilge: “Bu daha uzun süren bir gözlemi gerektirir… Hazırsan başlayalım” der.
Öğrenci hazır olduğunu söyler…
Bilge bahçesinin bir köşesinde olan iki ağacın yanına götürür. Birinin üzerinde meyveler ve yapraklar vardır, diğerinde ise sadece dallar. “Şimdi hazan mevsimineyiz bahara kadar bu ağacı gözlemeni istiyorum. Ağaçlar çiçek açtığında tekrar bu kural üzerinde konuşalım” der.
Sonbahar ve kış hızla geçer ve bahar gelir. Üzerinde yaprak olan ağacın tomurcukları kabarır ve bir süre sonra açılarak çiçek ve yapraklar gözükmeye başlar…
Öğrenci yaklaşık 5-6 ay sonra bilgenin huzuruna çıkar. “Verdiğiniz ödevi talimatlarınıza uygun olarak yaptım. İki bitkide gördüklerim şu şekildeydi: Birinci bitkide mevsimler değişti, ay değişti gün uzadı-kısaldı hiç değişiklik olmadı. Diğer yapraklı-meyveli olandan önce meyvelerini aldık sonra yaprakların döktü ve kuru dal haline geldi. Artık bunda da diğeri gibi bir şey olmaz diye düşünmeye başladım. Fakat baharda gözler kabardı ve yeniden canlandı…”
Bilge: “İkisi arasındaki farkın kaynağı nedir?”
Sorusuna kendi cevap verir: “Birinin özünde can vardır... Yapraklarını dökerek biriken toksinlerden (kötülüklerden) arınarak yeni başlangıç yaptı. Canlı olanlar arınabilir, bir şey olmaz denildiği anda bile canlanabilir. Diğeri ise arınamaz ve yeniden bir başlangıç yapamaz. Çünkü özündeki canlılığını kayıp etmiştir. Sürme derdinde olmayan çeliğe (dala) odun derler…