Dün olduğu gibi, bugün de 5 kuruşun, 10 kuruşun hesabını yapan, bir lira yirmibeş kuruş olan ekmek, 1,5 liraya çıkınca, ‘hadi gene iyisiniz, ekmek zammını kaptınız!’ sözlerine muhatap olup, sanki pandemi dâhil, son zamlardan (un, odun, işçilik, doğalgaz, elektrik, su, maya vs) etkilenmemiş gibi, ayakta durmaya çalışan, buna rağmen fırıncı esnafı ile uğraşan oda’lar ve bürokrasiden illallah diyen fırıncı esnafı, en mağdur esnaflar arasında.
Senelerdir sorunlarına çözüm bulunamadı.
Belediye başkanlarına gittiler geçmişte. Oturup sohbet ettiler, çay kahve içtiler, ’tamam canım, sizin mesele hallolur!’ diye teminat da verdiler, söz de verdiler, lakin iş icraata gelince telefonlara bile çıkmaz olmuşlardı.
Adamların burunlarından getirdiler bu işi yaptıkları için.. Bunu yaparken de, din, iman, Allah kelamlarını, hamdolsun, inşallah-maşallah kelimelerini cümle içinde söylemeyi Müslümanlık, insanlık, vicdan ve merhamet duygusu sandılar.
*
Bakın şu son bir-iki sene içinde birçok fırın kapandı. Bu mesleğe, bu sektöre senelerini verenler, ki içlerinde 50-60 yıllık fırıncılar da vardı, kapandılar, yoğun baskılara, odaları dahil ilgisizliklere isyan ederek kepenk kapattılar.
Örnek mi istiyorsunuz, buyurun!
Orman bölgesi ilerisindeki Saray Fırını…
Ağcalı üst taraflarında Tadımek…
Serintepe mahallesinde Hamamcıoğlu…
Namık Kemal’de Başcıl…
Yine Namık Kemal Mahallesinde Edik ekmek fabrikası…
Sütçü İmam fırını el değiştirdi, Doğan ekmek oldu…
Daha ismini unuttuğumuz, sayamadığımız nice fırınlar, pandemi yanında bağlı oldukları odaların da ilgisizliklerini öne sürerek, zamlardan etkilendiklerini, zarar ettiklerini söyleyerek, istemeden de olsa mesleği terk ettiler.
Fırınların kapısına kilitler vurulurken, çok sayıda pideci esnafı da bu listeye katıldı.
Fırıncı esnafı mağdur edilirken, sorunlarını çığlık çığlığa duyurmak isterken, fırını bile olmayan Fırıncılar Odası Başkanı, beraberinde gezdiği tarım ilçe müdürleri ile fırıncı esnafı üzerinde baskı unsuru oldular.
*
Fırıncı esnafının yanında olmaları gerekirken, onların sorunlarını (Üstelik de Fırıncılar Odası Federasyon yönetiminde olmasına rağmen) isyanları, sesleri ve haykırışları duymazdan geldiler, bazı fırıncı esnafının üzerine oynadılar, adamları canından bezdirip, bu işle uğraştığına tövbe ettirmek istercesine, analarından doğduklarına pişman hale getirdiler.
Akın Ekmek Fabrikası, sevgili Akın Yağcı ile uğraştılar.
İster Ekmek Fabrikası, sevgili Yaşar İster ile uğraştılar.
Ekmek üreten insanlara, esnafa ekmek yedirmemek için her yolu denediler, canlarını su ettiler, bu işe girdiklerine, analarından doğduklarına pişman ettiler.
Birçok fırının kapanmasına seyirci kalıp, fırıncı esnafının yanında olmadıkları yetmiyormuş gibi, zaten zar zor ayakta duran, beş kuruşun, on kuruşun hesabını yapan, 10 liralık kazanç için 100 liralık bedel ödemekle karşı karşıya kaldılar, bırakıldılar.
*
Ey vicdan, ey sağduyu, ey basiret, neredeysen ve geldiysen kapıya 3 kere vur!
Vur da nerede, kimlerle olduğunu bilelim!
İşini en hazin, en acıklı ve en vahim tarafı ne biliyor musunuz? Dünün fırın sahipleri, ustaları, bugün çıraklarının yanında işçilik yapıyor!
Utanması gereken kimse artık!