Eminim ve son kararım, sizin de senelerdir aklınızdan geçiyordur bu yaklaşımım. Belki saçma, belki tuhaf, belki absürt öneri gibi gelse de, önerimi saçma sapan bulsanız da, ekonomik ve sosyal hadiselere, toplumsal değerlere ve artık insanları canından bezdiren ve hiç de yolunda gitmeyen, kangren haline gelmiş, çözümü noktasında kimsenin de elini taşın altına koymadığı meselelere bakınca, bu önerime senelerdir hak veren çıkmıştır, çıkacaktır, çıkmaya da devam edecektir.
Vaziyet kel yani.
*
Hadi bu önerimi beğenmediniz. Aslında bu toplumun ayak sesleri, beklentisi ama yine çıkıp, ‘İkide bir komşu ilimizi örnek göstermeniz kanımıza dokunuyor, bizim onlardan neyimiz eksik!’ diyeceğinizi bildiğim için, büyükşehir olup da bizi fersah fersah geçen komşularımıza Malatya’ya, Şanlıurfa’ya, Gaziantep’e, Kayseri’ye, Adana’ya bakıp iç geçirmemek, hayıflanmamak, kıskanmamak, ‘bağlanalım anasını satayım!’ diye aklınızdan geçirmemek mümkün mü?
Sıkışıp kaldık arada.
*
Sorunlar çözümsüzlük olarak her gün sırıtıp duruyor.
Birbirimizi beğenmiyoruz, birbirimize güvenmiyoruz. Birbirimizin ayağından çekiyor, kuyusunu kazıyoruz, hâkim karar vermeden darağacına çekiyor, günah keçisi ilan ediyoruz.
Bu şehirdeki tek mesele, güven sorunu. Bu bunalımı dibine kadar yaşıyoruz her karede, her platformda, her dönemde.
Bu şehri tanıtan, bu şehri parmakla gösterilecek kadar az sayıda milletvekilimiz, belediye başkanımız, sivil toplum kuruluş kanaat önderimiz yok değil. Tamamen yok sayarsak günaha gireriz, ki bunun vebali de var. Onları tenzih ediyorum.
*
Döngele mahallesindeki termal otellere gelen özellikle Gaziantepli, çevre illerden.
Tatil, sağlık ve turizm mahallemiz Ilıca’ya sezonda çoğunlukla gelen, yaklaşık 30 bini aşan nüfusun yüzde 80’i Gaziantep’li ve çevre illerden.
Kış mevsiminde, kayak sezonunda, Yedikuyular Kayak Merkezini dolduranların, MADO, Kervanhan ve AKDO Pastanelerinde kahvaltı yayan Gaziantepliler, yani 27 plakalılar.
Ee, havaalanımızın duruma malum, meydanda. 17 Ocak günü yine İstanbul-Kahramanmaraş uçağı kalkacak iken önce rötar yaptı, sonra saati değişti, yine ve her zaman olduğu gibi yolcularımız Gaziantep’e inmek zorunda kaldı. Biz sürekli ‘Artık havaalanı sorun olmaktan çıkmalı, gündemden düşmeli’ desek de, kör olasıcası hava muhalefeti inadımıza gidiyor, uçağı götürüp komşu illere indiriyor.
Yahu, kışlık kuruluklarımız (Patlıcan, biber, hıyar, ve kabak kurusu) bile Gaziantep’ten geliyor.
*
Her zaman belediye başkanlarımızdan, milletvekillerimizden şikâyet etmiyor muyuz, o zaman gelin seçimlerde bu işi Gaziantep’li dostlara ihale edelim, belediye başkanlarımızı, milletvekillerimizi (Tenzih ettiklerimiz, sözümüz meclisten dışarı dediklerimiz hariç. Ki onlar kendilerini biliyor zaten) onlar seçesinler.
Sanayi ve ticaret sektöründen sorumlu olanlar da dâhil. Bir de ‘abi’ koyarız başlarına, bak bakalım nasıl gül gibi geçiniyor şehir, sorunları nasıl hallediliyor, milletin şikâyeti nasıl sıfıra düşüyor, göreceksiniz!
Hani şu yere göğe sığdıramadığımız, üzerinde tepindiğimiz, turistleri bile kandırdığımız yerin altındaki zenginliklerimiz var ya, yani GERMANİCİA, onu bile gün yüzüne çıkartamadık doğru düzgün. Bakın Gaziantepliler buram buram tarih kokan ZEUGMA’yı ulusala taşıdı, her yıl milyonlarca ziyaretçi gelirken, yaklaşık 4-5 yıl önce 750 bin lira mı, milyon mu hatırımda kalmadı, Turizm Bakanlığından gelmişti, Ali yedi oyuna gitti, çoban yedi koyuna gitti misali, para belediyelere taksim edildi, sen sağ, ben selamet. Ama ağzımıza her açtığımızda Germanicia şöyle, Germanicia böyle. Yok istimlakti, yok para yetersizdi, al sana bin türlü bahane… Hay kafanıza…
*
Hatırlayın, birkaç sene önce, Pazarcık ilçemizdeki bazı mahalle muhtarları, yerelde yeterli hizmet alamadıkları gerekçesiyle Gaziantep’e bağlanmak için dilekçe vermişlerdi. Aklımda kaldığı kadarıyla yazıyorum, mahallenin birinin adı Hürriyet idi.
Yok diyorsanız ki, ‘Öyle şey mi olur, biz halimizden memnunuz, ne alaka Gaziantep’e bağlanmak!’
O zaman derim ki, madem öyle, işte böyle, Andırın’ı ticareten sıkı bağı olan Osmaniye’ye, Elbistan’ı zaten il yapacağız inşallah seçim üzeri, Nurhak ve Ekinözü’nü Malatya’ya, Göksun’u da Kayseri’ye verelim, bize 20 km. yakınımızdaki Türkoğlu yeter de, artar bile.
Havaalanını da kapatın gitsin
Kadı’ya gitseniz, bu kadar adil dağıtım, bölüşüm ve taksimat yapamaz, hesabı birbirine karıştırır, şaşırırdı. Oysa bakın ben, ne güzel taksim yaptım, hesap ettim.
Yatın kalkın dua edin bana!