Yeter yahu! Her gün il başkanı toto oynanıyor bu şehirde. Biri gidiyor, biri değil, birileri geliyor. Siyaset totoyu bilen de oynuyor, bilmeyen de. Ama her gün değişik isimler atılıyor ortaya, tabi tahminler, varsayımlar da gırıla giderken, en çok da Fırat Görgel ismi üzerinde duruyor insanlar.
Kimisi, kimileri de, “Mevcut başkan Ömer Oruç Bilal Debgici’nin suyu mu çıktı, milletvekilleri ile uyum içinde çalışıyor, söz dinleyen talebe gibi. nesini beğenmiyorsunuz da her gün başka yazılar, başka adresler, başka adreslerle siyasi gündemi meşgul ediyorsunuz?!”
Bu eleştiriler, bu yorumlar hiç eksik olmuyor.
Haa, unuttuğunuz bir şey var, bu şehir kimsenin umurunda değil. Varsa siyaset, varsa koltuk…
*
Bu şehirde üç kişi çok konuşur.
Bir… Koltuk, yani makam.
İki… Para.
Üç… Bilgi.
Bilgiyi de önemseyen yok zaten. Hele şu sıralar milletin derdi davası koltuk, yani makam ve para… Her zaman, her yerde geçerli. Havada, karada…
Para en çok da garibanı ilgilendiriyor. Aslında hepimizi… Zira ekonomi iyi değil. Diyenlerin de aklına şaşarım! Kimse kimseyi de kandırmasın! Fabrikada çalışan, işi gücü olmayan garibanın siyaset çok umurunda olmadığı gibi, o akşam evine götüreceği ekmeği düşünüyor.
İl Başkanı Debgici kalmış, Hasan gelmiş, Hüseyin gitmiş, Ökkeş’in adı geçmiş, Mehmet’in adı sık geçiyormuş hepsi boş.
*
Ben ne yazarsam yazayım, hangi yorumlar gelirse gelsin, siyasi irade her şeyin en iyisini bilir!
Ama şunu da itiraf etmemde fayda var, Andırın kongresi ile AK Partide ilçe kongre takvimi sona erdi. Şimdi dananın kuyruğu kopacak işte. Neden. Sırada il başkanlık kongresi var.
Bir dostum dedi ki, “Bir fabrikanın işletme müdürü olan değerli bir ağabeyimiz var. Onun adı daha sık geçiyor. Malum, parasız siyaset olmaz, maddi imkanı da iyi. Üstelik de yabancı dili var, bana göre en uygun isim o…” deyince hak vermedim desem yalan olur da, ki kendisini çok yakından tanıyorum, sevdiğim beyefendi insan, ama siyasetin dili başka. Emir vermeye alışmış insanların yapacağı iş değil bu. Siyasetin dilini bilecek, esnafın dilinden anlayacak, vücut dilini iyi kullanacak, sadece bir kesimin değil, herkesin, koskoca şehrin il başkanı olacak!
Şimdi bunu yazdım diye, sevdiğim dost Hakan Dereli içinden gülümseyecek, “Yahu Mehmet abi, yine rahat duramadın! Gündemi değiştirmeyi seviyorsun!” diyecek eminim. Benim işim bu. Kafa karıştırmak, gündem yakalamak ve değiştirmek.
Olsun, Cumhurbaşkanımız nasıl ki gündeme değiştirmede usta ise, ben de öyleyim! Kusura bakmayın, biraz kendimi övmüş gibi oldum ama fazla tevazuya da gerek yok, öyleyimdir.
*
Lafı evirdik çevirdik, meseleyi gelemedik zannetmeyin. Bu şehrin siyaset dahil neresine el atsan, mesele…
Tamam da, ilçe kongreleri de geride kaldı, sıra geldi dananın kuyruğunun kopmasına, yani il başkanı seçimine, kongresine…
Sizi temin ederim adam bulamıyorlar, adam. Bulsalar, havada - karada ve anında sayın Debgici’yi çoktan gönderecekler de, kafalarına göre il başkanı arayışları sürüyor da, yok işte. Yok!
Kim ne derse desin, sevgili Debgici’yi severim. Sevmek başka, siyasi iradenin tavrına, tercihine saygı duymak başka.
Kim karar verecek, kim onaylayacak, kim ‘tamam, peki’ diyecek… Acele etmeyin, sıra ona da gelecek. Hele şu Eylül ayı da çıksın devreden, Ekim’e girelim, meclisi açalım hayırlısı ile siyasi iradenin ilk işi il başkanı ismini belirlemek olacak!
*
Aslına bakılırsa birkaç kişinin adı dolaşıyor siyasi arenada. Ama hep iddia, hep dedikodu. Zaten bu şehir dedikodularla yürüyor. Siyaseti de, basını da, ticaret erbabı da dedikoduyu seviyor. Eh, her şey arz talep meselesi olduğuna göre, bırakın yapsınlar!
Allah yalanı sevmez, biliyorum siz de sıkıldınız bu meseleden. ‘Yeter artık, her gün il başkanı toto oynamaktan bıktık, usandık, bir an önce ne olacaksa olsun, kim açıklanacaksa açıklansın!’ dediğinizi duyar gibiyim de, milletin yüzde doksanı, dağılanı toparlayacak, küskünleri barıştıracak, gidenleri getirecek, kararsızları partiye davet edecek yegane isim Fırat Görgel diyor.
Yalan söyleyeni Allah çarpsın, ağzı gözü bir tarafa kaysın!