Pandemi ve kış aylarını birlikte yaşadığımız şu günlerde vitaminler ve antioksidan maddelerce zengin gıdalar daha da önemlidir. Bu özelliklerce zengin içeriğe sahip olan ve insan beslenmesinde önemli gıda grubu kabul edilen meyve ve sebzelerin fazla miktarda tüketilmesi önerilmektedir. Uzmanlar soğuk algınlığı ve Covid-19’a karşı C vitamin tüketilmesini tavsiye etmektedir. Bu yazıda C vitamini deposu olan turunçgiller ile ilgili bazı değerlendirmelerimi paylaşacağım. Öncelikle üretim miktarlarına kısaca göz atalım.

Üretim

Turunçgiller narenciye olarak da adlandırılmaktadır. Narenciye Farsça (narenç) kökenlidir. Bu familya portakal, limon, mandalina, greyfurt ve turunç gibi türleri içine almaktadır.

Türkiye’de 2020 verilerine göre 4.3 milyon ton toplam narenciye üretimi yapılmış. Önceki yıla göre turunçgiller üretimi %1.1 oranında artmıştır. Bu üretim miktarı ile Türkiye önemli üretici ülke konumunda. Dünya üretiminde yıllara göre değişmekle birlikte Türkiye % 2-3’lük payı ile 6. veya 7. Sırada yer almakta.

2020 verilerine göre Türkiye turunçgiller üretiminin yüzde 36.5’ini mandalina oluşturmaktadır. Mandalinayı yüzde 31 ile portakalı izlemektedir. 2020 yılında portakal üretimi önceki yıla göre %21.5 oranında azalmıştır. Limon ve greyfurt ise sırasıyla yüzde 27 yüzde 5,4 paya sahiptir. Turunç üretimi ise çok azdır.

Yeterlilik

2000’de yılda fert başına 34.3 kg kadar turunçgiller üretimi varken 2020 yılında 52.5 kg’a yükselmiştir.  Anlayacağınız nüfus artışına rağmen Türkiye’nin narenciye üretimi artmıştır.

Turunçgillerde, tüm türlerde yeterliliğimiz yüksektir. TÜİK verilerine göre (2019/'20)  turunçgiller toplamı olarak yeterlilik oranı %174,4’dir. Narenciye türlerine göre yeterlik oranları portakalda yüzde 147,1, mandalinada yüzde 232,8, limonda yüzde 179,8 ve greyfurtta yüzde 424,9 kadardır. Yani 100 kg limona ihtiyaç varken 179 kilogram limon üretilmektedir. Gelecekte üretimin artması beklenildiğine göre yeterlilik seviyeleri de ister istemez artacaktır. Turunçgillerde en önemli sorun pazarlamadır.

İnsanları turunçgilleri tüketmeye teşvik eden en önemli faktör turunçgillerin önemli bir vitamin kaynağı olmasıdır.

Vitamin kaynağı

Turunçgiller birçok besin unsuru yanında özellikle C vitamini, toplam lif ve şeker içerikleri yüksek besinlerdir. Toplam lif Mandarinde -özellikle Klemantin mandarininde- en yüksek seviyede (100 gramda 2.09 gram) bulunmaktadır. Portakalın toplam lif içeriği (Klemantin mandarini hariç) genel anlamda daha yüksektir. C vitamini bakımından portakal (45 mg/100 gram) ve limon diğer turunçgillere tercih edilebilir. Bu arada diyabet hastaları için turunçgillerdeki şekere dikkat edilmeli. Şöyle ki 100 gram meyvede 6 gram kadar şeker (portakal-mandarin) varken limonda bunun yarısı kadar şeker bulunmaktadır.

Savar

Sağlık uzmanları "diyetteki C Vitaminin dozu artırıldığında farmokolojik bir ilaç etkisi ortaya çıktığını” söylemekteler. Ülkemizde koronavirüs hastalarının tedavisinde C vitamin içeren tabletler kullanılıyor. Sağlıklı bir insanın günde 65-75 mg C vitamin alması önerilmektedir. Bu açıklamalardan sonra bol bol portakal, mandalina ve limon tüketilmesini öneririm.

Bu önerim yanında bazı insanların turunçgillerde uygulanan “sarartmanın ve mumlamanın ” etkileri konusunda endişelenmekteler! Şöyle ki, özellikle kış aylarında muz, portakal, limon domates gibi ürünlerde olgunlaştırmak veya olgun bir görünüş sağlamak amacıyla bazı kimyasallar kullanılmaktadır. Yine elma, portakal ve diğer bazı ürünlerde muhafaza süresini uzatmak amacıyla mumlama gibi uygulamalar yapılmaktadır. Bu uygulamalar geniş tüketici kitlesi tarafından sağlık açısından “endişe” ile karşılanmaktadır. Bu konuyu gelecek yazımda değerlendireceğim.

Son söz: Her düşmana karşı bir dost vardır.