‘Cumhur İttifakı’nın Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilen AK Partili Hayrettin Güngör, Polis Günü olarak ta kutlanan ve kendisinin de doğum günü olduğunu söylediği 10 Nisan 2019’da mazbatasını alarak koltuğu oturdu. Hayırlı olsun.
2014 yılında ‘büyükşehir’ statüsüne kavuşan Kahramanmaraş’ın ilk kurucu başkanı olan Fatih Mehmet Erkoç, 5 yıllık hizmet süresini böylece tamamlamış oldu. Yaptıkları var, yapamadıkları var. Artısı var, eksisi var. Giderayak yaptıkları var. Bunlar hakkında değerlendirmeyi siyasi tarih ve kamuoyu yapacaktır. Bu şehre katkıları için kendisine teşekkür ediyoruz.
Çiçeği burnunda başkan Hayrettin Güngör’e öncelikle bu zorlu görevde muvaffakiyetler diliyoruz. Gerçekten ateşten bir gömlek giydi. 30 yıllık bürokrasi yaşamından sonra siyasi ve icracı bir koltuğa oturdu. Yeni görevi, bugüne kadar gerçekleştirdiklerine pek benzemez. Bugüne kadar eleştiri gördüğünü pek sanmadığımız taze başkan, bundan sonra eleştiriye hem alışmalı hem de açık olmalıdır. “Beni nasıl olsa Reis gönderdi, yaptığım yaptık, kestiğim kestik, çaldığım düdük. Kimse beni eleştiremez” anlayışına kapılırsa işi hayli zor olur. Burada esas olan; yapıcı ve yol gösterici eleştiri ile art niyet beslenerek yöneltilenleri ayıt edebilme yetisidir.
Bu arada her ne kadar ‘siyasi bir geçmişi’ olmasa da ve sık sık ‘günlük siyasetin içinde olmayacağını’ deklare etse de sonuç olarak oturduğu makam siyasidir. Ve de birer siyasi parti olan AK Parti ile MHP’nin desteği ile oraya gelmiştir. “Siyasetin içinde olmayacağım” demek, takdir edilir ki, eşyanın tabiatına aykırıdır. (İnşallah kendinden öncekiler gibi siyasi hatalar da yapmaz.) “Bugüne kadar hiçbir göreve talip olmadım hep getirildim. 24 Haziran’da milletvekili aday adayı olmuştum o da olmadı” ifadesini kullanan Güngör, nasıl getirilmiş olursa olsun oturduğu koltuğun hakkını vermek zorundadır. Kendisini oraya getiren güçler, O’ndan başarı beklemektedir. Artık bir kere seçildin mi 5 yıl koltukta oturmak ta yok. Reis, gidişattan memnun olmaz ise artık başkanları değiştiriyor.
Adaylık döneminde Güngör, pek büyük vaatte bulunmadı. İstişareye dayalı bir yönetim tarzı ortaya koyacağını belirtti. Hizmet ve taleplerin gerekliliği ile aciliyetine göre hareket edileceğini ifade etti. Ayağını yorgana göre uzatarak uçuk kaçık proje vaadinde bulunmadı. Çünkü O da çok iyi biliyordu ki; Büyükşehrin bir iddiaya göre (eski deyimle) 800 trilyon ya da 1, bir başka iddiaya göre ise 1.5 katrilyon lira borcu vardı. (Pek inan(a)madık ama) Yine bir başka iddiaya göre ise; Büyükşehrin (bu yıl içerisinde) kredi ve faiz borcunun aylık taksiti (eski deyimle) 20- 30 trilyon lira civarındaymış. (Not: Rakamların doğruluğu hakkında araştırmalarımız sürüyor.)
KASKİ ile birlikte yıllık tahmini 1 katrilyon lira bütçesi bulunan Büyükşehir’de bu paranın yarıya yakını personele ve cari harcamalara gitmektedir. Kredi taksitleri de (bu) yıllık (yukarıdaki iddialara göre) yüksek miktarlarda olduğuna göre Güngör başkanın ne denli zor bir görev yürüteceği aşikârdır. Bütçenin tamamı nerede ise bu zorunlu kalemlere gidecektir. (Mazot parası ya çıkar ya çıkmaz.) Yeni kaynaklar bulunmaz ise çok zorlu günler geçirilecek. Ancak; alınacak her tasarruf tedbiri ve görev değişiklikleri de bazılarının hoşuna gitmeyecek. Dedikodu kazanları kaynatılacak. Allah yardımcısı olsun.
Ortak paydamız Kahramanmaraş olduğuna göre bu zorlu süreçte bizler Hayrettin Güngör’e (belirli bir süre) destek vererek yardımcı olmalıyız. Her ne kadar kendisi ile birebir tanışıp memleket meseleleri üzerine sohbet etme imkânı bulamasam da haber ve yazılarımızda –naçizane- yol göstermeye çalışacağız. Mesela –naçizane- ilk yapacağı iş Trabzon Bulvarı’ndaki hatadan dönülerek tek yönlü olan yol, çift şerit olarak trafiğe yeniden açılmalıdır. Tekrar Hayrettin başkana kolaylıklar diliyoruz.
"AKSU ÇAYI BERRAK AKACAK"
Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan, Aksu çayının berrak bir şekilde akışı için çalışma yapılması talimatını verdi.
Özkan, ''Aksu çayı başta olmak üzere, ilimizde muhafaza edilmesi gereken nehirlerimiz var. Devlet Su İşleri ve KASKİ, Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası’yla birlikte bir çalışma yaparak onların korunması için gerekeni yapacağız'' dedi.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne de çalışmalar için talimat vererek Aksu çayından berrak bir suyun akışı için iş planı yapıp, eylem planı ve maddeler halinde neler yapılacağına dair çalışma yapılmasını isteyen Özkan; ''Kirleticiler kimler? Onlarla ilgili çalışma yapalım. Üretim ve istihdam yapan fabrikalara teşekkür ediyoruz. Devlet te her türlü desteği veriyor zaten. Ama çevresel değerleri de muhafaza etmek gerekiyor. Bu konuda bize yardımcı olmayanlara da ceza yazacağız'' diye konuştu.
Haydi, hayırlısı olsun. Her zaman vurgulandığı gibi; çevre bize dedelerimizden miras değil, torunlarımızın emanetidir.
BİR GÖRÜŞ: Yapılmadan önce de sık sık ifade ederek uyardığımız üzere; Kuzey Çevre Yolu olduğu iddia edilen, Büyükşehir kesesinden 110 milyon lira harcandığı öne sürülen, başı ve sonu pek belli ve rantabl (verimli) olmayan şehir içi bağlantı yolu, bizce (harcanan paraya göre) gereksiz bir yatırım olmuştur. Bu arada tabanı pek te sağlam olmayan ve birçok yerde dolgu yapılan yolda ileri ki günlerde -mazallah- çökme ve kaymalar yaşanabileceği de ileri sürülüyor. Kahramanmaraş için faydalı olacak şey; bir an önce Ulaştırma Bakanlığı'nca Güney Çevre Yolu'nun yapılmasıdır.
BİR ÇAĞRI: Tüyü bitmedik yetimin hakkı olan ‘Beytülmal’ı adeta çarçur eden sorumlular hakkında gereği mutlaka yapılmalıdır. Yapanın yanına kalmamalıdır.
ŞEYH EDEBALİ’DEN OSMAN GAZİ’YE BAZI NASİHATLER:
“Ey Oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana… Güceniklik bize; gönül almak sana… Suçlamak bize; katlanmak sana… Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana… Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana… Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana…”
“Ey Oğul! Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı… Allâh-u Teâlâ yardımcın olsun. Beyliğini mübarek kılsın. Hak yoluna yararlı etsin. Işığını parıldatsın. Uzaklara iletsin. Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin.”
“Oğul! Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelâmlısın… Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgârlarında savrulur gidersin… Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebâtkâr ve iradene sahip olasın!..”
“Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.”
“İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkamaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca lâflamaya başlar, lâf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri iflâh etmez. Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir…”
“Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok. Çünkü zaman yok, süre az!”
“Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise, sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!”
“Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın…”
BİR REPLİK: "Hiçbir çaba boşuna değildir." (Elimi Bırakma - TRT 1)
HAFTANIN SÖZÜ: “Ne olursak olalım, öncelikle doğru olalım. Eğri, kısa vadede kazanıyor gibi görünebilir. Bizler de ona bakarak imrenebiliriz. Ona bakıp imrenmeyelim ve ne olursa olsun, doğruluktan ayrılmayalım. Eğri, er ya da geç mutlaka (maddi-manevi) cezasını bulacaktır.” (MNŞ)
Yeniden görüşmek dileği ile…