Latin alfabesine geçişle yüzyılların birikimini, tecrübesini okuyup anlayamayan bir nesil olalı yıllar geçti. Ama 2017’lere gelmemize, yaklaşık 15 yıldır güçlü bir hükümetle yönetilmemize rağmen hala eğitim-öğretim sorununa bir çözüm bulamadık.
Keşke hükümetimiz ulaşım, sağlık, savunma sanayi ve benzeri konularda yaptığı yenilikleri, atılımları eğitim konusunda da yapabilse. ÖSS-ÖYS’lerin ismini YGS-LYS olarak değiştirmeyle sorun çözülmüyor ve çözülmeyecek. Soğuk, renksiz okul binalarında, rahatsız tahta sıralarda, bir çoğunda spor faaliyetleri için şartlara uygun sahaların bulunmadığı okullarda eğitime gönderdiğimiz çocuklarımız var. Bir çok ülkede okula başlama yaşı 7 iken, belki altı bağlanan çocukların daha 5 yaşında okula alınma girişimleri olan bir eğitim sistemimiz var. Sabahın köründe, hele kış günlerinde zifiri karanlıklarda uyanan minicik bedenlerin, özünden yoksun müfredatlar ile saatlerce okulda tutulmaları var. Konservatuarlara, beden eğitimi ve güzel sanatlar bölümlerine bile özel yetenek sınavlarıyla öğrenci alınırken; çocuklarımızın hayatını en az bizim kadar etkileyecek öğretmenlerin, sadece çoktan seçmeli bir sınav sonucunda öğretmen oluyor olmaları mantıklı geliyor mu size. Psikolojik ve sosyolojik mana da ders anlatmaya , çocuklarla ilgilenmeye yeterli olup olmadıklarına dair bazı testlerden ve yeterlilik sınavlarından sonra alınmaları gerekmiyor mu sizce de. Askeri okullara öğrenci alınırken yazılı sınavları geçen öğrencilerin, fiziki bir sınavdan ve sonrasında da mülakattan geçirildiği ve tüm bunlarda başarılı olan öğrencilerin alındığı düşünülürse, çocuklarımızı dolayısıyla ülkemizin geleceğini emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin neden böyle bir elemeden geçmediği önemli bir soru.
Okullarımız öğrencilerimiz için ne kadar rahat ve işlevsel. Tahta sıralar saatlerce oturacak küçük bedenler için uygun mu? Bir çok şeye bu kadar para harcarken , öğrencilerimiz evlatlarımız rahat etsin diye para harcanamaz mı? Okullar çocukların gitmek için can attığı, biz velilerin gördüğünde içinin açıldığı ev rahatlığında yaşanılası yerler yapılamaz mı?
Ülkeler arası başarı sıralamalarında 65 ülke arasından 45. Olmamız düşündürücü. Düşündürürken üzücü ve bir an önce çözüm bulunması gereken bir sorun. Yıllardır ruhumuza uymayan bir sistem ve müfredatlarla geleceğimizi yok ettiğimiz gerçeğini bir an önce anlamamız gerekiyor. Eskilerin yeni veya farklı bir şey yapmaya çalışan bir çocuk bunu onlara gösterdiğinde ensesine bir tokat vurarak “icat çıkarma” diye bastırıldığı bir ülkede, yeni fikirler nasıl yeşillenebilir. Günümüz teknoloji dünyasında bilim adamları nasıl yetiştirilebilir. Dünya hızla gelişirken onların hızına nasıl yetişilebilir. Ülkemizde okuduğu bölümle alakalı meslek yapan insan sayısı bence çok düşük. Bunun nedeni yanlış eğitim sistemi. Herkes üniversite okuyacak veya bu kapasitede diye bir kural yok. Bu ülkenin emekçiye ve nitelikli iş gücüne de ihtiyacı var. Meslek liselerinin de bir an önce gerekli ilgiyle ayağa kaldırılması gerekiyor.
Takdir edersiniz ki bu kolay bir iş değil. Ama geleceğimizi geç olmadan kurtarmak için yapılması gereken tam olarak bu.
Uzun lafın kısası; “icat çıkarmamız lazım”…