İlk kitaplar ümit dolu heyecanlar taşır. Eğitim öğretim basamaklarında ilerlerken kendilerine aşina olduğumuz yazarlarla birden aynı düzlemde buluşmak insanı ürpertir. Kültür hayatında eser sahibi olmanın farklılığı hiçbir şeye benzemez.

Kitaplı insan olmak başlı başına bir ayrıcalık.

Sanat insani değerler sıralamasında vazgeçilmezlerden sayılır. İman , ibadet, ahlak, din , ekonomi, hukuk ve estetik değerler alanında hiçlikten varlığa çıkan insan bunu dille gerçekleştirir. Bir  duygunun , tasarımın, güzelliğin dışa vurumlarında kullanılan yöntemlerin tümüne sanat denir. Sanat eserleri insanın maddi ve manevi birçok ihtiyacını karşılar. Malzemeye göre, hitap ettiği duyu organlarına göre, ait olduğu kültüre göre , uygulama alanına göre sanatı değerlendirebiliriz.

Çoşku ve heyacanı  dile getiren metine şiir denir.

Şiir; imge, anlatım, buluş ve ses öğelerinden oluşan edebi bir türdür. Yazılan metinlerin şiir olup olmadığı ayan beyan ortadadır. Şiirler türlerine göre; epik, lirik, pastoral, didaktik, dramatik olarak ayrılır. Mensur ve manzum şiirinde özellikleri ayrıdır.

Kum Tanesi kitabı Ahmet Bekerecioğlu’ nun geçmiş yıllarda yayınlanan bir eseri. On yıl öncesinde okurlarla buluşan kitap kendi zamanında karanlığı aydınlattı hafızada PERVANE gibi izde bıraktı.

Ahmet bey  kitabında yaşadığı günlerin acı tatlı olaylarını kendi irfan birikimiyle dile getirip bizleri tanıklığa çağırıyor. Her insan hayat boyu çeşitli olguların süzgecinden geçerken ya şekil alır ya da şekil verir. Duygu dolu insanın elinden başka da bir şey gelmez.

Tanık olarak Ahmet beyin yazdıkları yeterli.

 Yaşayan her insan olayların dile getirilmez anaforundan çıkmakta pek de başarılı değil cesaretle olup bitenleri dile getirmek zor mu zor. Dilin imkanlarını kullanmakta ustalık gerektiği bunun içinde çeşitli aşamalardan geçmek elzem dil hemen kendini vermez.

Kum Tanesi kitabından bir örnek vermek istiyorum.

“  VEDA

Sen geldin gönlüme misafir oldun

Konukluğunun bıraktığı iz, verdiği tat

Senden sonra hiç kimsede olmayacak

Senden sonra hiçbir yağmur

Seninki gibi gökkuşaklarını bana getirmeyecek “ ( sh.76)

Pastoral özellikler taşıyan bu şiirlerde hüzün, tecrübe, sitem, özlem, gençlik arzuları tema olarak yer alıyor acaba geçen on yıl Ahmet beye şiir yolunda neler yazdırdı?

Kitap temin adresi 0 212 2227225