Mavi bir kitap... Kapağında gülümseyen yüzüyle Halûk Nurbaki... "Kutsal Mücâdelem" kitabını görüp de okumamak mümkün mü?
Otuza yakın kitaba imza atan, Türkiyenin dört bir yanında konferanslar vererek insanlara vefa borcunu ödeyen bu değerli insanın düşüncelerini tanımakta büyük faydalar olmalıdır diye düşünürken bu fikrimin ne kadar yerinde olduğunu kitabı okuyunca daha iyi anladım. Kitabın arka kapağında "Büyük bir ihtimalle memleketimizin mümtaz siması, bilim adamı, yazar, düşünür Dr. Halûk Nurbaki hocamızı diğer kitaplarıyla tanıyorsunuz... Pek çok ilmi konuyu onun kaleminden okudunuz... Anlaması ve yorumlaması çok zor olan Kur'an surelerinin yorumlarına yine onun esrarlı üslûbundan muhatap oldunuz." ifadesini okuyunca "Evet bu böyle oldu" dediğinizi duyar gibiyim.
"Kutsal Mücadelem" kitabında yazarın yaşam prensiblerini görme imkanına sahip oluyorsunuz.
"Ateist ne söylese yalandır. Ben ateiste saat bile sormam. Onu da yalan söyler. Ateistin yalanlarının bir kısmı doğrudan doğruya bilimsel yalanlardır. Nedir bu bilimsel yalanlar? Mesela anne sütünü küçümsemişlerdir. Ondan sonra bu foyaları, bu çirkin yalanları meydana çıkmış, suratlarına vurulmuş. Anne sütünün taklidinin dahi mümkün olmadığı bilimsel olarak anlaşılmıştır. Şimdi bunu altmış sene yalan söylediler. Anne sütünden mahrum kalarak yanlış ilaçlar ekleyerek mamalarla insanların bağırsaklarını bozdular. İnsanların sağlığı ile oynadılar. Bu, bilimsel yalandır. Bilimsel yalanlarının tümü yüzbinlerce, milyonlarca kalp hastasının ölümüne sebeb oldu" diyen yazara hak vermemek mümkün mü?
Rahmetli Nurbakiyi okurken bu ışık şahsiyetleri yetiştiren milletimizin yarınlarının hep aydınlık olacağına olan inancımız pekişiyor.