Millet olmuş toplumların kahramanlık destanları vardır. Ulusları bir arada tutan unsurlardan biride onların kahramanlık hikâyeleridir.
Kahramanlık kahramanca davranış veya yiğitliktir…
Kahraman, savaşta veya tehlikeli bir durumda yararlılık gösteren (kimse), alp, yiğit kimsedir… Kahraman bir olayda önemli yeri olan kimsedir…
Dikkat edilirse kişilerin yararlılığı çerçevesinde bir kahramanlık tanımlaması vardır… Ama ülkemizde bir şehrin kahramanlığı destan haline getirilmiştir…
Kahramanlığın destanını yazmak…
Bu şehir Kahramanmaraş’tır…
Kahramanmaraş ülkemizde düşmana karşı mücadelesi sebebiyle kendisine kahramanlık ünvanı ve madalyası verilen tek şehirdir…
Bu yıl bir kez daha kurtuluş gününü kutluyoruz. 12 Şubat 2018 Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 98. Yıl dönümüdür… Bu günün milletimize/hemşerilerimize hayırlı olmasını dilerim…
Kahramanmaraş insanının işgal güçlerine karşı başlattığı direniş, 1920 tarihinde işgalin ortadan kalkması ile sonuçlanmıştır. İşgalci güçler gerisin geri gitmişlerdir…
Bu destanda iki ana unsur dikkati çekmektedir:
- Sütçü İmam’ım kadınlarına el uzatan Fransız askerlerine “ilk kurşunu sıkması”…
- Bayrak Olayı… Kaleden Türk Bayrağı’nın indirilmesi ve 'nın "Kalesinde bayrağı dalgalanmayan şehirde cuma namazı kılınmaz!" şeklinde çağrısı…
Bu iki olay çerçevesinde halkımızın uyanan bağımsızlık ateşi düşmanı yakmış ve işgalin sırf şehrinde değil ülkesinde son bulması ile sonuçlandırmıştır…
Yani milletimiz için canla, cananla yazılan bir kurtuluş destanı yazılmıştır…
Kendini kurtaran şehir…
Maraş’ın kurtuluş mücadelesinin merkezinde vatandaşlarımızın olması dikkate alınması gereken bir husustur… Nitekim Maraşlı hemşerilerimiz arasında kurtuluş gününe “çete bayramı” da denilmektedir. Çete düzenli ordu dışı silahlı küçük birlik anlamındadır. Yani Maraşlının, kurtuluş günlerinde kendi evlatları ile kurduğu mücadele gruplarına çete denilmektedir… Bu gözü pek insanların ortaya koyduğu yukarıda kısaca özetlediğimiz kurtuluş destanından dolayı Kahramanmaraş için "kendi kendini kurtaran şehir" denilmektedir…
Fakat Maraş’ın kurtuluşunun Türk Kurtuluş Savaşı’na olan katkısı mutlaka hatırlanmalıdır…
Hatırlarsanız hatırlanırsınız…
Elbette bu katkı milletimiz ve devletimiz tarafından en hassas şekilde hatırlanmaktadır…
Şehrimizde bu günün aziz hatırasını yaşatmak için her 12 Şubat’tan günler önce başlayarak “Kurtuluş Günü Etkinlikleri” düzenlenmektedir… Şehirde caddeler süslenmekte, sivil halkın bazıları özellikle gençler eski yöresel çete kıyafetleri giyerek, etkinlikler kapsamında geçmişi yaşatmaya çalışmaktadır…
Bu kahramanlık destanını Devletimiz/TBMM de unutmamıştır… TBMM, Maraş'a 7 Şubat 1973 tarihinde ''Kahramanlık'' ünvan verilmesine karar vermiştir… Bununla kalınmayarak merkez ilçelerden birine “12 Şubat” ve üniversiteye “Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi” adı verilmiştir… Özetle devlet ve millet olarak bu ruhu canlı tutma çabası takdire şayandır…
“Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı” şiirinin yazarı merhum Gülten AKIN bu kutlu günü yazanları saygı ile hatırlatmakta ve hemşerilerimiz için “Adamın su gibi akanıdır Maraşlı” demektedir… Bu güzel şiirin bir kısmını sizlerle paylaşacağım…
Maraşlı Ökkeş'in destanını bir ben söylerim.
Adamın su gibi akanıdır Maraşlı.
Gözleri ışığı ve geceyi paylaştırır,
Kaşları onuru ve sevdayı,
Adamın su gibi akanıdır Maraşlı.
Asıl sonrasını dinleyin kardaşlar,
Kapılacak nemler vardır,
İşler vardır bellenecek.
Bir kez yenilmeyle gider mi düşman
Döner gelir, yine gelir, yıllar sonra gelir.
Geleceğin inşası…
Şairin “İşler vardır” sözü gerçek kurtuluş için önemsenmelidir… Destanlar geçmişte yaşanmış olayları anlatır. Ama hayat bugün yaşanır ve yeni nesiller ile sürdürülür… Bu nedenle ulusal kurtuluş mücadelelerinin siyasi, sosyal ve ekonomik vs. anlamda kurtuluş günlerine dönüşmesi için yapılacak çok iş vardır…
Günümüzde Kahramanmaraş bunu başarmak için emin adımlarla yürümektedir… Etrafındaki barajlar, şehrin modern yüzü, artan ulaşım imkânları, gelişen sanayisi, eğitim kurumlarının güçlenmesi vs.vs gerçek bağımsızlığı/kurtuluşu perçinlemektedir…
Ancak yapacak çok işler vardır…
Sahi siz ne dersiniz?
Not: Bu yazı yeniden düzenlenerek yayımlamıştır.