Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Yönetmeliği’nde değişiklik yapan yönetmelik yayımladı. Yönetmelik değişikliği sonrası zeytinliklerde maden ocağı açılmasına izin verildi. Bu izin sonrası 1939’da kabul edilen zeytin kanunu ihlal edilerek çıkarılan yönetmelikle zeytinlikler yok edilecek diye tartışma başladı. Tartışmanın uzun süre devam edeceğinden şüpheniz olmasın. Konunun doğruluk veya yanlışlığına girmeden mevzuat bakımında inceleyelim.
Hangi zeytinlik?
Mevzuatımızda zeytinlikler ile ilgili “Zeytinciliğin Islahı Ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun” (Kanun Numarası: 3573, Kabul Tarihi: 26/1/1939) başlıklı bir kanun mevcut. Bu kanunun daha çok “yabani zeytinliklerle” ilgili olduğu düşüncesindeyim. Nitekim bu düşünceyi Kanunun 3. Maddesindeki “...Bu alanlarda yabani zeytin, fıstıklık ve harnupluk ile sakız nevileri olan menengiç, buttum, yabani sakız, Filistin sakızı ağaçlarını aşılayıp yetiştirecekler…” ifadesi desteklemektedir.
Zeytinlik alanlar ile ilgili Kanunda (Madde 20) şu sınırlama da dikkate alınmalıdır: “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez.”.
Yönetmelik değişikliğine itiraz edenler bu noktada durmakta ve seslerini yükseltmektedir? Şimdi şu soruları soralım: Bu mevzuata rağmen aşılanmış ve kültürü yapılan zeytinlik alanlar tarım dışı nasıl kullanılabilir? Tarım alanlarının diğer kullanımlar için mevzuatımız ne der?
Bu sorulara cevap arayalım
Tarım dışı kullanım
Zeytinliklerle ilgili 3573 sayılı kanunun Ek Madde 2 – (28/2/1995-4086/7 md.) sorularımıza cevap yolculuğumuzda bize yardımcı olacaktır: “Bu Kanunun 2 ve 3 üncü maddeleri; b) Kamu kurum ve kuruluşlarının hazırladıkları planlarda tarım dışı kullanıma ayrılmış alanlarda, f) 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununa göre uygulama alanı ilan edilen yerlerde Uygulanmaz.”
Konuyu anlamak için bu kez “3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununa” bakmamız gerekmektedir.
Arazi Düzenlenmesi
Arazilerin kullanımı için Zeytinlik Kanunu yanında 1 Aralık 1984 tarihinde yürürlüğe giren 3083 Sayılı, Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu mevcut. Bu kanunun uygulama yönetmeliği “Tarım Arazisinin Tarım Dışı Amaçlarla Kullanılması” düzenlenmiş.
Madde 65’e göre “Uygulama alanlarında bulunan tarım arazileri, zorunlu sebepler olmadıkça tarım dışı amaçlarla kullanılmaz. Ancak zorunlu hallerde, ilgililerin tarım dışı amaçla arazi kullanımı talepleri hakkında 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümleri uygulanır.” Hükmü var. Yani bu seferde Başka bir kanunu bakmamız gerekli.
Toprak Koruma
Bu mevzuatta (kanun/yönetmenlik) “Tarım Arazilerinin Tarımsal veya Tarım Dışı Amaçlarla Kullanım Esasları” bölümünde “Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı” şu şekilde düzenlenmiştir (Madde 12/1 ç): “Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri, sulu tarım arazileri alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla; İlgili bakanlık tarafından kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri için bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine, toprak koruma projesine uyulması kaydıyla Bakanlık tarafından izin verilebilir. Bakanlık bu yetkisini valiliklere devredebilir.”
Karşı olanlar içinde mevzuat itiraz yolunu da açık tutmakta (Madde 15): “Bakanlık veya valilikçe bu Yönetmelik kapsamındaki karara bağlanan işlemler ile etüt raporlarına bir defaya mahsus olmak üzere itiraz hakkı bulunmaktadır. İtirazlar, karar tarihini izleyen bir yıl içerisinde Bakanlığa iletilmek üzere valiliklere yapılır.”
Sonuç olarak, mevzuat yolu izlenerek tarım arazisinin tarım dışı kullanılması mümkün. Ama bunun doğru veya yanlışlığı ayrı bir değerlendirme konusudur. Bunu sonraki yazıda incelemeye devam edelim.
Son söz: Her duyduğunu bir süzgeçten geçir.