Kamuoyunda meyve-sebze fiyatları (gıda fiyatları diye de düşünülebilir) bu yılın bahar aylarında hararetle tartışılmıştı. Önceki yazılarımda meyve ve sebze fiyatlarını mevsimsellik, üretim maliyetleri ve spekülatif faktörlerin etkili olduğuna dikkat çekmiştim. İlgilenenlerin önceki yazılarımı da okumasını öneririm.
Elbette meyve-sebze fiyatlarındaki artış fazla sayıda faktörün etkisi altındadır. Bunlar arasında önemli olanları güncel durumu dikkate alarak kısaca inceleyelim.
Mevsimsellik
Birinci faktör mevsimselliktir: Meyve ve sebzede turfanda veya sera ürünleri nedeniyle mevsimsel fiyat dalgalanmaları ortaya çıkabilir. Nitekim sebze üretimin yüzde 25’i örtüaltında, yüzde 75’i açıkta (tarlada) yapılmaktadır. Bu oran, arzın kış aylarında nasıl daraldığını gayet açık ortaya koymaktadır.
Bu yıl sezon başlamadan şu öngörüyü yapmıştım: “Fiyat düşüşleri önceki yıllar kadar olmayacaktır. Resmi enflasyonun %60 civarında olduğu bir ortamda perakende fiyatları da buna uygun bir seviyede gerçekleşecektir.” (Bk ).
Bu öngörümüz maalesef gerçekleşmiştir. Keşke gerçekleşmese de halkımız ucuz meyve-sebze tüketebilseydi.
Burada kış fiyatları için bir öngörümü paylaşmak isterim. Yazlık üretimin bitmesi ile meyve sebze fiyatlarında normal fiyat artışları olacaktır. Kısa zaman önce açıklanan yıllık enflasyon oranı yüzde 80,21’dir (TÜİK). Buna göre 2022-2023 yılında örtüaltı ürünlerinde (genel anlamda meyve-sebzede) perakende fiyatlarda biraz daha sert artış beklenilmelidir.
Yeterince neden düşmedi?
İkinci faktör üretim maliyetleridir: Fiyat artışlarında maliyetler önemli faktördür. Gübre, enerji vd. girdi maliyetleri perakende fiyatların artmasına neden olmaktadır.
Meyve ve sebzenin pazarlanması sadece üretimi ile bitmemektedir. Bu zincirde hasat, plastik poşetle ambalajlanma, taşıma, araçlara yükleme ve boşaltma, tekrar perakendeci noktalarına taşınma vs maliyet üzerine etkilidir.
Mevsimsel fiyat düşünlerinde beklenen ölçüde olmaması üretim ve pazarlama maliyetlerinin yüksek olması ile yakından ilişkilidir.
Üçüncü faktör spekülatiftir: Bazı kişiler gerek ekonomik gerek siyasi amaçlı davranışlara yönelebilir. Bu amaçla depolama, az üretme vd. uygulamaları araç olarak kullanabilirler.
Meyve ve sebzede mevsimsel gıda (seasonal foods) fiyatlarının düzenli olması için örtüaltı üretiminin daha da artırılması, depoculuğun geliştirilmesi, üretim planlamasının yapılması gibi bazı orta vadeli önlemler alınması gerekir. Bu önlemleri başka yazıda incelemeyi temenni ederken bu kısımda seracılığa kısaca değinelim.
Seracılık
Sebze üretimin yüzde 25’i seralarda eylül-nisan döneminde gerçekleştirilmektedir. Sebzelerin geriye kalan yüzde 75’i ise açıkta (tarlada) üretilmekte temmuz-ekim arasında (4-5 ay) piyasaya arz edilmektedir. Ülkemiz sebze üretimi acısından mart-mayıs ve eylül-kasım sera ürünleri ile mevsimlik ürün arasında geçiş dönemi özelliğindedir. Geçiş dönemlerinde turfanda (erken ve geç) ürünlerin fiyatlarının yüksek olması mevcut üretim sistemi ile ilişkilidir.
Mevsimler arasında sert fiyat dalgalanmalarının olmaması için örtüaltı üretiminin daha da geliştirilmesi gerekir.
2019 Nisan ayında yeni bir ekonomi reform paketi Hazine ve Maliye Bakanı tarafından açıklanmıştı. Pakette açılanan başlıklar arasında Tarım Kredi Kooperatifi ortaklığıyla Sera A.Ş. kurulacağı da belirtilmekteydi. Kamuoyuna yansıdığı kadarı ile bu paket kapsamında seracılıkta ilk etapta 2 bin, orta vadede 5 bin hektar üretim alanına ulaşılması; uzun vadede örtü altı sebze üretimin yüzde 25'i karşılanması ve 25 bin kişiye istihdam sağlanması öngörülmekte.
Bu gelişmeyi o zaman desteklediğimi bir yazımda belirtmiştim. Ama bu konuda geçen zaman zarfında ne gelişme olduğu kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Son söz: Meyve-sebze üretim ve pazarlama kendine özgü özelliklere sahiptir.