Benim gibi aykırı düşünen, aykırı yazan, eğriye eğri doğruya doğru diyen, yeri ve zamanı geldiğinde fincancı katırlarını ürküten, kral çıplak diyen insanlara muhalif gazeteci etiketini yapıştırırlar.

Doğru söyleyeni dokuzu köyden kovarlar ya, o hesap bizimkisi.

Birilerinin davulunu çalar, pohpohlar, hele bu kişi veya kurum iktidara yakın, iktidarın göbeğinde bir siyasetçi ise senden âlâ iktidar yanlısı gazeteci yoktur!

Gözündeki çapağı görmezden gelirsen, huysuzluğuna, apır zapır sözlerine, kırdığı potlara aldırış etmediğin sürece, senden iyi gazeteci yoktur bu memlekette.

Baş köşeye oturtulur, izzet-i ikramdan mahrum kalmazsın.

*

Beni bir yere koyamıyorlar dostlarım. Ne yalaka diyebiliyorlar açık açık, ne muhalif gazeteci gözüyle bakıyorlar. İki arada bir derede kaldım, kendimin de ne, nerede olduğunu bilmesem de, zaman zaman sert çıkışlarımdan benim aykırı, muhalif yanı ağır basan gazeteci olduğuma karar veren çok.

Siyasi parti temsilcilerini canlı yayına çıkartmamdan bu kanıya varanlar çok oldu. Hayır! Hepsi de benim şehrimin insanı, seçilmiş insanlar. Sayın Ahmet Özdemir benim ne kadar canım ciğerim ise, sayın Ali Öztunç da o kadar sevdiğim, değer verdiğim, benim için özel siyasetçi.

Sayın Fırat Görgel dün benim için neyse, bugün de o… Beyefendi, asil duruşlu, sözünün eri ve benim Ertuğrul’um… O bize emanet, onun kılına zarar gelsin istemem çünkü.

AK Parti için bir kazanç, bir şans, bir fırsat. Bizim kendisinden isteğimiz, bu şansı fırsata çevirmesi. Parti adına, memleket adına…

Ama biraz tahammül, biraz daha hoşgörü, biraz daha sabır… Zira siyaset uzun soluklu bir meslek. Hatta sektör!

Şunu bilir, bunu söylerim, bu şehirde doğru söyleyeni, doğru yazanı sevmezler. Herkes pohpohlansın istiyor. Kaşın üstünde gözün var desen, tamam işte, muhalif olup çıkıyorsun anında. Yok, o kadar da ucuz, o kadar da basit değil.   

*

Kendi adıma yazıyorum, gölge boksu yapanlardan değilim. Lafı eğip bükmem, içimden geldiği gibi konuşur, yazarım, kimseye de eyvallah etmem. Ama gelenin keyfi için de geçmişe kalkıp sövmem!

Bu meslekte, izleyiciye, okura duyulman saygının en önemli göstergesi, okuru, izleyiciyi yönlendirme kaygısına kapılmadan bütün bilgi ve belgeleri okurun önüne sermek ve kendi kararını vermesini beklemektir. Ne muhalifim, ne iktidar yalakası. Herkese eşit mesafede diyorlar ya, ondanım ben işte.

Sonra muhalif gazetecilik diye bir kavram yok. Objektif gazetecilik var. Ha, siz objektif gazetecilik adı altında yayın yaparsanız, bundan rahatsız olan, ürkenler çıkar mı, çıkar.

Netice ne olursa olsun, siyasetçi sabırlı, tahammüllü olacak, olmalı…

Yeni yılınızı en içten dileklerimle kutluyorum. Mutluluk ve sağlıkla…