Kuran’ı Kerim’in dördüncü suresinin ismi Nisa’dır ve bu sure yüz yetmiş altı ayettir. Medine döneminde indirilmiştir.
Şimdi siz “Nisa” adını duyunca şaşıracak bu ismin sınıfınız da bir kız’a ait olduğunu ya da komşularımızdan birinin adının “Nisa” olduğunu hatırlayacaksınız. Evet, doğrusu da bu, bizler Müslümanlığımızı o kadar sevmiş ve takdir etmişiz ki çocuklarımıza hep Kuran’dan adlar vererek dinimize olan bağlılığımızı göstermişiz.
Dine bağlı olmak saadet!
İnsanın başı sonu bellidir kişi nerede ne yapacağını önceden bilirse hayatı düzene girer, korkudan emin olur çok çalışıp kimseye muhtaç olmamak için uğraşır. İman Allah’ın en büyük lütfü.
Kadınlara insan gözüyle bile bakılmadığı dönemlerde Kuran’ı Kerim bir sureye “Kadın” adını vererek onların kıymetlerini yüceltmiştir. Nisa, kadın demektir. İnsanoğlu kadın, erkek adı verilen iki farkı cinsten Allah tarafından yaratılmıştır. Ne erkeklik taslamak ne de kadınlık ezikliği duymak insana yakışmaz.
Allah erkeklere ne zaman emretmiş ise kadınlara da onları emrederek bu farklılığın sadece hayat sırlarından biri olduğunu anlatmıştır. Sosyal kurallar dinimizin üzerinde durduğu en önemli hakikattir. Din hayal ve temennilerle yaşanmaz. Toplum içinde başı bozukluk olmaz. Hukuk ve ahlak kuralları birlikte uygulanırsa o cemiyet birbirine kenetlenir hayatın her türlü zorluklarının üstesinden gelir. Allah’ın emir ve yasakları diriliş cemreleri gibidir onlara gönüllerimizi açalım.