Modern zamanların yegane sloganı özgürlük. Bazen özgürleşirken sanki özgürlüğümüzü kaybediyoruz. Bu en çok kadınlar üzerinde oynanan oyun gibi. Kadın da erkek gibi her türlü işi yapabilir kanısı ile kadınların fiziksel olarak yapmakta zorlandığı işleri de onlara yüklemek ne kadar özgürlüktür tartışılır. Bunlar özgürlük söylemleri kapsamında olduğundan kadınlara ilk başta şirin geliyor ama perde arkası öyle değil. Evde yeteri kadar ev işleri, çocuk bakımı ve dışarda ağır işlerde çalışan kadın ne kadar özgür ve mutlu olabilir ki.
Öte taraftan reklamlarda kadın bedeninin teşhiri yoluyla kolay para kazanan kadın da özgürlük adı altında aldatılmıyor da ne yapılıyor? Bir araba reklamında ön planda yarı çıplak kadının ne manası var, reklamı yapılan kadın mı araba mı?
Özgürlüğe bu kadar tepkisel davranış nerden geliyor diye kafa yorarken, dindar diye adlandırdığımız camiada kadını eve kapatma adına yapılan hurafe yorumlar bu konuda etkili diye düşünüyorum. Bir türlü normali bulamadık. Ortayı bulamadık millet olarak. Daha doğrusu şu hurafelerden dini temizleyip kadını aşağılık durumdan kurtaramadık.
Müslümanlar, İslam’ı Kur’an’a göre yaşarken modern, neşeli, estetik sahibi ve kültürlü insanlardı. Ne zaman bağnazlık İslam âlemine hâkim oldu sanata, bilime ve kadına düşmanlık başladı. Hurafeler temizlenmeden de bu durum düzelmeyecek gibi görünüyor. İslam dininde kadına verilen önem büyüktür. Bu önemi yeniden dini açıdan ele almak lazım. Bunun içinde sanırım bir hayli zaman ve çaba gerekecek.
İnsanlığın sorunlarına çözüm ne ateizm ne yobazlıktır; çözüm samimi Müslümanlık anlayışıdır. Allah’ın, Kur’an’da tarif ettiği gibi donanımlı, özverili, asil, hoşgörülü, hayır gözüyle bakan bir anlayışa sahip olan Müslümanlar Materyalizmi, yobazlığı ve onların put sistemlerini yok edecektir; asıl dindarlık budur.