Yaşadığımız çağda, insanlık ölmüş dediğimiz noktalara geldik. Dünya adeta zulüm yapanlar ve bu zulme tepki koyanlar olarak ikiye ayrılmış durumda. Ne yazık ki zulme tepki koyanların gücü zulmü yapanlardan çok daha az. Elbette yapacak çok şey var, engel olamıyoruz diye kenara çekilip beklememek lazım. Gazze ‘de soy kırım yapılırken sadece boykot yapmak bile çok etkili olacaktır. Bir kelebeğin kanat çırpışı dünyanın öbür ucunda kasırga yaratabilir.
Şehrim yıkılalı bir yıl olacak, henüz küllerinden yeniden dirilmeye çalışan insanımız, Gazze’ye de duyarsız kalmadı, kalmayacak. Suzan ve Abdulhakim Bilgili Halk Eğitimi Merkezi’nin giyim atölyesini ziyaret ettiğimde gördüğüm manzara karşısında gözlerim doldu. 40’ı gönüllü, 100 kadın makine başında gece yarılarına kadar harıl harıl çalışıyor. Amaçları bir nebze de olsa Gazze’nin yaralarını sarmak. Elimizden ne gelirse dedikleri işte bu olsa gerek, ellerinden bu geliyor şu an. Güzel bir projeyle bir araya gelmiş, kenetlenmişler. Onlar da biliyor ki insan düştüğü yerden el ele vererek kalkar, bunu depremde iliklerimize kadar yaşadık. Halk eğitimi merkezimizin müdür yardımcısı Ayşegül Şahiner’e bu projeyi sordum.
KADRİYE KIRDÖK; Hocam bu atölyenin amacı nedir, bu proje nasıl ortaya çıktı?
AYŞEGÜL ŞAHİNER; Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, İsrail ablukası altında yaşam mücadelesi veren kadın, erkek ve çocuklara insani yardım ulaştırılması amacıyla bir proje hazırladı. Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünce hazırlanan proje çerçevesinde Onikişubat Suzan ve Abdulhakim Bilgili Halk Eğitimi Merkezi kursiyerleri ve usta öğreticileri, Gazze'de çocuklar için harekete geçti. Buradaki çalışmalar böyle başladı.
KADRİYE KIRDÖK; Atölyenin her bir köşesinde kutu kutu bitmiş ürünler görüyorum. Bunlarla ilgili bilgi verebilir misiniz?
AYŞEGÜL ŞAHİNER; Giyim Üretimi Teknolojileri atölyesindeki 50 usta öğretici 20 gönüllü ve 30 kursiyerimiz İsrail'in saldırılarının hedefi olan Gazze'deki kadın, erkek ve çocuklar için battaniye, iç çamaşırı, yeni doğan seti, eşofman takımı ve maske dikiyorlar. En çok neye ihtiyaçları olabilir düşüncesiyle kumaşlar alıp kesim, dikim, ütüleme ve paketleme işlemleri yaparak ürünleri üretiyorlar. Bir ay boyunca devam eden çalışmalarda 20 bin parça ürün üretmeyi başardık. Onikişubat Suzan ve Abdulhakim Bilgili Halk Eğitimi Merkezi atölyelerinde iç çamaşırı, yeni doğan seti, havlu takımı, polar battaniye, eşofman takımı, maske üretiminde hedefimizin de üstünde ürün hazırlayarak büyük bir başarıya hep birlikte imza attık.
KADRİYE KIRDÖK; Peki ürettiğiniz bu ürünleri Gazze’ye nasıl ulaştırmayı planladınız?
AYŞEGÜL ŞAHİNER; Bir hafta içinde ürettiğimiz ürünleri Bakanlığımız aracılığıyla Mersin Limanında bekleyen gemilerle Gazze deki kardeşlerimize ulaştırmayı ümit ediyoruz.
Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğümüzün desteğiyle ürettiğimiz ürünleri Gazze’ ye ulaştırarak çocukların biraz olsun kendilerini güvende hissetmelerini ümit ediyoruz. Onların acısını bu şekilde biraz olsun paylaşmaya çalışıyoruz. Umudumuz Savaşın bir an önce bitmesi yönünde onun için dua ediyoruz.
KADRİYE KIRDÖK; Bugün buraya geldiğimde Onikişubat Milli Eğitim Müdürümüz Enver Gökşen, Suzan ve Abdulhakim Bilgili Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Mehmet Bülbül ‘ün de atölyeyi ziyaret edip, çalışmaları yerinde incelediklerini gördüm. Onikişubat Milli Eğitim Müdürümüz Enver Gökşen hocamı çalıştığım yıllardan bu yana yakınen tanıyorum, bu konularda oldukça hassastır. Çalışanı, emek harcayanı destekler, her zaman da mazlumun yanındadır. Böyle işini ustalıkla yapan, hayata değer katan idarecilerimizin çoğalmasını dilerim. Bu ülkenin buna ihtiyacı var. Atölyenin giyim hocası ve şefi Ümmühanı Teke Hocam sizi de atölyedeki emeklerinizden dolayı tebrik ediyorum, düşüncelerinizi almak isterim.
ÜMMÜHANI TEKE; yaklaşık bir aydır 40’ı gönüllü toplam 100 hanımla Gazzeli kadın ve çocuklar için çalışıyoruz. Halk eğitim merkezi olarak 20 bin ürün çıkardık. Ayrıca yüce gönüllü hanımlarımızın bağışlarıyla 10 bin ürün daha üretildi, toplam 30 bin ürünü üretip bitirdik. Keşke böyle bir acı yaşamasaydık, yaşadık maalesef, hiç olmazsa bizim de onların acılarını sarmada bir katkımız olsun diye çalışıyoruz.