Daha hiç bir gündem oluşmamışken, kimsenin bir şey bildiği yokken,  haberden haberdar değilken, alakalı alakasız insanlar, alakasız kimselerden pudra şekeri sordu. ‘Sizde var mı?’

Bir anlam verememiştim ilkin. Sonra Kastamonu’lu biri veled’in, lüks araç içinde kokain (uyuşturucu) çekerken çekilmiş videoları, jakuzi içinde elinde viski kadehi, Rus kızlarıyla lüks otellerdeki yakın temas pozları, yıldız gibi bir anda parlayıp zengin olması dikkatlerden kaçmazken, bu veled’in ‘kullandığım kokain değil, puda şekeri idi’ deyip milletin aklıyla dalga geçmesi üzerine tüm Türkiye’nin gündemine oturdu mesele ve bu veled.

Tabi Türkiye ayağa kalktı. Bırakın partisini, yaşını başını, bu veled iktidarın çalışanı. Ama iktidara zarar veren bir veled.

*

Herkes bir şey yazar da, hemşehrimiz, Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak boş ve rahat durur mu, o da içinden geçenleri döktü döküştürdü, verdi veriştirdi.  Bakın ne yazmış; “Fuhuş, uyuşturucu, marka ve lüks tutkusu derken, bizim ‘modern muhafazakârların’ geldiği nokta, dudaklarınızı uçuklatacak hale geldi.

Su geçiren oje, abdeste mani olmayan rujlarımız var artık. Helal likör, helal bira, helal şampanyalarımız var. Yakında helal etiketli rakı da çıkarsa şaşırmayın!

Hani başkalarına benzemeyecektik! Siyasilerimiz, bürokratlarımız ahlak zaafiyeti içinde. Bebeğini cinsiyetini tahmin partisi diye bir parti duydunuz mu siz? After umre party (umreden sonra partisi) var. Eskiden hac ve umreden dönenlerin evinde tebrik ziyaretleri olurdu. Tebriğe gelenlere tesbih, seccade hediye edilirdi ama abu işin de bir adabı olurdu.

Rock müzik eşliğinde zikir partisi bile var artık. Yatlarda happy birthday party (mutlu yıllar partisi) gibi rezaletler de yok değil.

Hepsi tesettürlü tabi.

Ramazan iftarını partiye dönüştürenler var, şatafat, müzik, kadınlı erkekli rengârenk giysiler içinde semazenlerle başlıyor. Bekârlığa veda partisi adı altında fuhuşa özendirenler bile var. Tesettürlü ama lüks, israf ne istersen var.

Artık bu işler için ajanslar var, altın kaplamalı pasta sunumlarına kadar, körfez ülkelerindeki rezillikleri aratmayacak her şey var.

Haram para cüzdanda durduğu gibi durmuyor. Bu işlerin içinde siyasilerin, bürokratların yakınları bile var. Bunlara biliniyor.

Yat partilerinde konken oynayan tesettürlü hanımlar var, başörtüsü başörtüsü olmaktan çıktı, aksesuara dönüştü. Namazı spora, orucu diyete dönüştürürlerse şaşırmayın!

Hac da turizm olur! Zaten adı şimdiden belli, hac ve umre turizmi.  Kurban da kebap bayramı olunca, bu iş de tamam. Sakal bırak, başörtüsü tak, sonra onlar ne yapıyorsa aynısını yap. Seramoni, ritual, ikonalar, hepsi aynı. Gay dergahlarına az kaldı, aşağılık kompleksi bizi mahvediyor.

Sadece makam sahiplerinin değil, her seviyenin ayağı kayıyor. Yakında piercingli, tattolu (dövmeli) imamlar görürsünüz. Kimileri lale devri sosyetesinin yaptıklarını Osmanlılık zannediyor, kimileri mevlidleri bile partiye dönüştürüyor. Artık ilahiyatlarda bile namaz kılanlar yüzde 50. İnandığımız gibi yaşamayınca, yaşadığımız gibi inanamaya başladık.

Başladık da tüm bunların sorumlusu kim?”

*

AK Parti merkezinde danışman mı, ofis çalışanı mı her neyse, o veled’in lüks yaşamı, kokaini pudra şekerine çevirmesi, alakalı alakasız insanların dalga geçer gibi alakasız insanlardan, yerlerden (ti’ye almak adına) pudra şekeri istemesi, sorması bu yazıyı size taşıdı.

Hemşehrimiz sayın Abdurrahman Dilipak acı yazmış olsa da, dost acı söylüyor nihayetinde. Uyarmış, dikkatli olun demiş, gittiğiniz yol yol değil demiş, ayağınızı denk alın, bu kafa ile giderseniz bilmem neyle gidersiniz sıla’ya demeye getirmiş, bu gidişat, gidişat değil demiş.

Haklı mı, haklı. Haram para cüzdanda durduğu gibi durmuyor!