Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır. (Âl-i İmrân Suresi), 190. Ayet
Aklın bir bütün olarak doğru istikamet üzere hal ve hareket ederek işlevsellik kazanması yerinde ve doğru düşünceden meydana gelen fikir bütünlüğü ile temin edilir. Yeryüzünde hakiki fakirlikse bu değerlerden yoksun, nereden ve nasıl geldiği keşfedilemeyen ısmarlama düşüncelerle cereyan eden çıkmaz konulardır.
İnsan elde ettiği başarıyı temin ederken bunu bir his ile kurgular. Bu hisler kalpten beyne intikal ederek loblarda yer edinir. Loblar bu hisleri bilinç altı hücrelere sevk ederek ham halden kıymetlendirip done haline getirilmesini sağlar. Bu hisler kıymetlendirildikten sonra tekrar loblara sevk edilerek burada şekil, düzen, dekor vb. stil çalışmaları ile düş haline gelir. Bu düşler artık beynin ulaşması gereken hedefi, amacı ve yegane arzusu yani vizyonudur.
Kısacası çapınız hislerinizden oluşan düşleriniz kadardır.
Burada dikkat edilmesi gerekilen husus hislerin kim tarafından, nerede, nasıl, neden ve kiminle kurgulandığı hususuna önem vermek olmalıdır.
Strateji kavramının temeli his ile başlar, hırs ile devam eder ve düşlerin gerçekleşmesi sonucu başarı ile biter.
Stratejiden yoksun bir his yumağı insanı hırs ile yol aldırırken hars kuvvetini kaybettirir. Bu da kişiyi hassi dedirterek delirttir.
Genç jenerasyonlara olanak tanınmalıdır, lakin bunlarda tek tip değil, göreceli ve farklı kategoriler içerisinden gelmelidir.
Dost tavsiyesi ve önerisi ile kurulan bir mekanizma sefa içinde güdülen duygular ile ilerlerken maalesef her zaman cefa ile son bulmuştur.
Tarihin tekerrür etmek gibi kötü bir huyu var. Ama tarihe neden böyle oldu diye sorduğunuzda başka düşünceniz yoktu da ondan cevabını verecektir. Bu defa tarihi yanıltalım o zaman. Farklı ve bilimsel bir düşünce içerisinde atağa geçerek yeni bir sürecin oluşumuna odaklanalım.
Akıl en büyük nimettir. Bunu kullanarak başarılı sonuçlara ulaşırız. Kullanırken de farklılıklar arası mülahaza yöntemi ile kulvar oluşturarak sureci yönetiriz.
Aksi bir durumda herkes çatal düşünce içerisinde ikilem ile şüphe ile hayat sürecektir. Bunların olmaması için tek tip, tek düşünce ve liyakatten uzak kalan ama sadakatli gibi görünen düşünce ekollerine yer verilmemelidir.
Başarının temeli liyakattir. Liyakati temin eden denge unsuru muhatabın konuya hâkim olup doğru bilgi eşliğinde sunduğu analiz ile surecin aydınlanması demektir. Ülke ve milletimize gerekli olan da budur. Kararmış zihinler yalnızca aydın ve müreffeh düşünce gücüne sahip akil ve bilirkişilerin sunduğu fikir ve düşünce ile yakılan lambalar öncülüğünde aydınlanacaktır.
Aksi takdirde 21. Yüzyılda taşları birbiri ile tokuşturup ateş yakmaya çalışmaya devam ederiz. Soranlara da fantezi olsun diye eski usulleri kullanıyoruz diyerek romantik bir havada yol almaya devam ederiz.