İnsan beslenmesinde önemli gıda grubu meyve ve sebzelerdir.   Özellikle kış aylarında muz, portakal, limon domates gibi ürünlerde olgunlaştırmak veya olgun bir görünüş sağlamak amacıyla bazı kimyasallar kullanılmaktadır. Yine elma, portakal ve diğer bazı ürünlerde muhafaza süresini uzatmak amacıyla mumlama gibi uygulamalar yapılmaktadır. Bu uygulamalar geniş tüketici kitlesi tarafından sağlık açısından “endişe” ile karşılanmaktadır. Bu konuyu birkaç yazıda değerlendireceğim.

Bu ürünleri tüketiciler tercih ederken sarı/kırmızı renkli olmasına önem vermektedir. Bitkinin fizyolojik gelişme sürecinde bu ürünler doğal yolla (zamanla) bu renkleri alırlar. Fakat daha erken pazara arz amacıyla sarı renk almaları için olgunlaştırılması/sarartılması yoluna gidilir. Bu yazımda muz ile ilgili değerlendirmelere yer vereceğim

Üretim…

Örtüaltında 422 bin ton meyve üretimi de yapılmaktadır. Örtüaltı meyve üretiminin %60’ını muz ve % 40’ını çilek oluşturmaktadır. TUİK verilerine göre 2019’da 548 bin ton olan muz üretimi 2020 yılında 728 bin tona yükselmiştir. Önceki yıla göre üretim miktarı %32,8 oranında artmıştır. TUİK’in 2019-2020 verilerine göre Türkiye’nin muzda yeterlilik derecesi %76.6’dır. Başka bir anlatımla her 100 kg ihtiyacın karşılanması için 25 kg muz ithalatı yapılmalıdır. Talebin yüksek olması muzun hızla pazara arzına neden olmaktadır. Bu amaçla muzun klimanterik özelliğinden yararlanılmaktadır.

Klimanterik

Meyveler klimakterik olan ve olmayan şeklinde iki gruba ayrılmaktadır.  Klimakterik olan meyveler fiziksel olgunluğa gelince bitkiden ayrıldıktan sonra olgunlaşmasına devam edebilmektedir: Muz, armut, kivi, avokado, domates bu tür meyveler/sebzeler arasındadır.

Dikkat çekmeye çalıştığım husus klimakterik olan meyvelerin zamanından önce hasat edilerek bazı kimyasalların kullanılarak hızla olgunlaştırılması ile ilgilidir. Bu meyvelere etilen uygulanarak hızla olgunlaştırma (veya olgun görünüş kazandırma) yoluna gidilebilir. Bununla beraber çok erken hasat edilen ham meyvelerin de kabuk rengi zamanla istenen rengi alır (muzun sararması gibi). Pratikte, uzak pazarlara taşıma, depolama ve pazarda uzun süre ürün bulundurma isteği gibi nedenlerle muzlar yeterince olgunlaşmadan hasat edilmektedir. Bu tür olgunlaştırma/sarartma işlemi muzdan başka narenciye, kavun, armut, domates, ananas, hurma gibi meyvelerde de kullanılmaktadır.

Kısaca muzda kabuk sarartılarak hızla olgun bir görünüş kazandırılmaktadır.  

Peki, muzu sarartma sağlıklı mı?

Sağlık

Muzun sarartılmasında kullanılan kimyasalın sağlık üzerine etkisi ile ilgili olarak bilimsel bir dergiden aşağıdaki bilgileri aktaracağım:

“Muz gibi klimanterik ürünlerin sarartılıp olgunlaştırılmasında etilen salgılatıcı olarak kullanılır. Tarım Bakanlığınca ethephon ve ethephoncyclanilid karışımı etkin madde ihtiva eden ürünler ruhsatlandırılmıştır. Bir etilen türü olan etephon maddesi üzerinde yapılan çeşitli çalışmalarda bu maddenin mutasyon potansiyelinin ve akut toksik riskinin olmadığı belirtilmektedir. Ancak, ethephon uygulanan ürünlerde etilenin parçalanması sonucu monokloroasetik asit oluşarak üründe birikebilmektedir. Aşırı düzeyde toksik olan bu maddenin gıdalarda mevcut olması tehlikeli ve yasaktır (Morsünbül T. Ve ark., 2010. UÜ. Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 15, Sayı 1)

Yeterlilik derecesi az olan muzun tüketicilere hızla ulaştırması için yapılan sarartma işleminde kimyasal kullanımı bir gerçekliktir ve uygun dozda kullanımında dikkatli olunmalıdır.

Piyasada yerli ve yabancı muzlar bulunmaktadır.

Yerli

İthal muzların yağ oranının (%28)  Anamur muzunkinden (%11) daha yüksek olması daha yumuşak olmasına neden olmaktadır. Her iki muzun irilik hariç diğer besin özellikleri birbirine yakındır. Üstelik fiyatı ucuz yerli muz tercih edilmelidir. Son olarak muz iyi bir potasyum ve lif kaynağıdır.

Son söz: Makyajı sadece çirkin olan yapmaz.