Seçim iktisadi karar biriminin kısıt altında yaptığı tercih anlamındadır. Tercihlerimizi ortaya koyacağımız bir seçime doğru yaklaşıyoruz. Seçilmek isteyenler ve seçiciler tercihlerini bu kısıtları dikkate alarak vereceklerdir. Bu durum “akla karayı seçmek” deyimimizi hatırlatmaktadır…
Seçmek! Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak; birine oy vererek bir göreve getirmek; iyi, uygun bularak yeğlemek.
Zor iş be! Seçmek için seçilmeye değer nitelikleri bilmek!
Seçmen (müntehip) seçimde oy verme hakkı olan kimsedir. Bende böyle biriyim!
Seçime doğru yoğun bir gündem var: Bir yandan seçim çalışmaları bir yanda domates, biber, patlıcan fiyatları…
Çevremizdekiler bu konuda düşündüklerimizi soruyorlar. İster istemez siz de dâhil oluyorsunuz. Bu süreçte bir seçmen olarak bir iki konuyu seçerek (seçmece) yazsam diye düşünüyordum! Şöyle ki ne yazmalıyım diye bilgisayarın başına oturmuştum ki yazı konusu kapıya dayanmış:
Büyük projeler…
Akşam evdeyim kapının zili çaldı! Hanım “Hayırdı inşallah kimseyi de davet etmemiştik!” dedi. Kapıyı açtık ve kapıda bir aile:
-Buyurun! Bir isteğiniz mi vardı?
-İyi akşamlar muhtar adayıyız! Kendimizi tanıtıp broşürümüzü bırakacaktık
-Hayırlı olsun, içeri buyurun bir kahve ikram edelim!
-Teşekkür ederiz, buyurun broşürümü ve… (Uzun bir anlatım!)
Adamcağız/kadıncağız gitti aldı bir düşünce.
Zor iş doğrusu: “Abiciğim/ablacığım bu vaatlere bu mahalle dar gelir...” diyemiyorsunuz...
Zor iş! Her gelen içeri girse her akşam misafir…
Zor iş! Her aday her eve girse seçmen bitmez…
Zor iş! Seçmen olmak ve seçilmek istemek…
Bir başka seçme(n)ce
Baba beni kim getirdi?
Bilge insana soruyorum domates, biber, patlıcan fiyatları hakkında ne düşünüyorsun? Şunu anlattı: Erken dönemlerinde çocuklara nasıl dünyaya geldikleri konusunda çeşitli anlatılar vardır. Örneğin yavrum seni leylekler getirdi. Bunu doğru bulmayan bir bilim insanı oturmuş kitap yazmış. Bunlar safsata gerçekleri olduğu gibi anlatacağız. Bu konuyu örnekle anlatmaya başlamış.
-Çocuk: Baba ben nasıl dünyaya geldim? Arkadaşıma babası seni leylekler getirdi demiş.
-Baba: Oğlum! Seni leylekler getirmedi! Biz bilinçli modern bir aileyiz öyle hurafelere inanmayız.
-Çocuk: İyi! O zaman benim nasıl dünyaya geldiğimi anlat!
-Baba: Bak yavrum, insanoğlunda annelerin bacakları arasında sıcak bir yumurta var
-Çocuk: Evet!
-Baba: Benzer şekilde babanın bacakları arasında da sıcak yumurta var!
-Çocuk: Evet!
-Baba: İşte yavrum bilim bu iki sıcak yumurtanın birleşmesi sonucunda çocukların olduğunu söylüyor!
-Çocuk: Tamam baba çok sevindim! Beni leylekler getirmemiş sıcak yumurtalardan gelmişim/olmuşum.
-Baba: Aferin benim yavrum! Annesi bak nasıl bilimsel/rasyonel çocuk yetiştiriyoruz…
Ertesi akşam olur baba işten çocuk okuldan eve döner…
-Çocuk: Baba, dün akşam şunu sormuştum: Baba ben nasıl dünyaya geldim? Arkadaşlarıma bizi leylekler getirmemiş sıcak yumurtadan meydana gelmişim dedim.
-Baba: Aferin benim yavrum! Kendin öğrenmekle kalmamış çevrene de ışık saçmışsın.
-Çocuk: İyide baba arkadaşlarım bu sıcak yumurtalar nasıl bir araya geldi niye soruyorlar?
-Baba: Ne yani!
-Çocuk: Bizde öğretmenimiz sorduk. O’da bu sıcak bir konu dedi.
-Çocuk: Bu ne kadar sıcak bir konu? Öğretmenimiz “Newton adlı bir bilim adamının Hareket Kanunları var” dedi…
-Baba: Bilmez miyim yavrum! “Birinci yasa şu şekildedir: “üzerine bir etki etmeyen her cisim, hareketsizlik halini korur”
-Çocuk: Evet baba! Sıcak yumurtaları kim hareket ettiriyor.
Bu konuşma devam edip gidiiii (gitmek fiilinin Maraş’cası)…
Sebze fiyatları arttı ya. Üreticiden tüketiciye daha açık olarak tarladan manava domates, biber patlıcan vs. nasıl gelecek.
Gel de işin içinden çık!
Bir yanda Newton’un bilim adamının Hareket Kanunları var bir yandan da konu sıcak mı sıcak: Leylekler, masonlar, emperyalistler, emek düşmanları!…