Üsküdar'ın en seçkin şekercisi Alptekin şekercisi'ydi.Orada, her şey taze olurdu. Onu, çevresindeki insanlardan ayıran ,belirgin özellikleri vardı. Bu özellikler ona seçkin bir kişilik kazandırmıştı. Bu seçkinliği dükkanın asıl adını unutturmuş;dükkanın adı halk arasında 'Şekerci Güzeli' olmuştu. Bir kişi övünülecek mi 'Şekerci Güzeli gibi'denirdi. Şekerci Güzeli gibi temiz,Şekerci Güzeli gibi kibar,Şekerci Güzeli gibi sevgi dolu.
Şimdi yine aynı yerde bir pastane var. Ama kasada Şekerci Güzeli oturmuyor, pırıl pırıl kavanozlarda satılan Akide şekerleri yok. Güler yüzlü, ak külahlı amcalar yok! Satıcıların yüzleri asık.Kasadaki adam, parayı alırken teşekkür etmiyor. O küçük, sevimli kese kağıtları yok artık. Çocukluğumun o büyülü, temiz, incelik dolu dünyası kaybolmuş. Her yer sevgisizlik kokuyor. İnsanlar güzel sözler söylemeyi unutmuş. Dudaklar, gülümseyi unutmuş.
Yukarıdaki satırlar, dördüncü sınıf Türkçe Ders Kitabındaki Şekerci Güzeli okuma parçasından.Yazarı Türkan Gedik Bengi...
Türkan Hanım öyküsünde, çocukluğunun sıcak, samimi, sevgi dolu dünyasıyla, günümüzü karşılaştırıyor.
Çiçeklerimle bu okuma metnini işliyoruz. Çocuklar bu hikayeyi çok beğendiler. Birden aklıma kendi çocukluğum geldi. Anılarımı öğrencilerimle paylaştım. Çocukluğumun Kitapçı Güzeli de Ali amca idi. Kendisi, Yeni İkinci Çarşının Ali Ağabeyi, çocukların Ali Amcası’ydı.
O yıllarda bir gelenek vardı. Aileler, çocuklarını yaz tatillerinde bir sanat öğrensinler diye esnaf yanına çırak olarak verirlerdi. Büyüklerimizin ilkesi de: ‘Eti senin kemiği benim’deyimiydi.
Kitapçı Ali Baytok, çalıştığım konfeksiyoncu dükkanın komşusu idi. İlimizde Baytoklar Kırtasiye denince kalite ve ucuzluk akla gelirdi. İş yeri sahibi Ali amca da, güler yüzlü, dürüst, sevgi dolu bir insandı. Çarşıda herkes ona saygı gösterirdi. Mekanı cennet olsun; yıllar önce onu kaybettik.
VeYeni İkinci Çarşı, dayanışmanın güzel dostlukların, anıların, sevgilerin paylaşıldığı bir çarşıydı.
Komşuluk ilişkileri bir başkaydı; kahkaha çarşımızdan hiç eksik olmazdı. Bir esnaf paraya sıkıştı mı komşusu yardım için koşardı. Hele komşuların öğle yemeklerinde biraraya gelerek yaptıkları güveçlerin, kıymalı pidelerin tadını hala unutamam.
Şimdi Yeni İkinci Çarşı halen yerinde ama sıcak ilişkiler, dostluklar yok artık. Çarşıda yeni isimler, yeni yüzler var. Gözlerim Ali amcayı, Nazmi amcayı, Mahir amcayı, Davut amcayı arıyor.
Çarşının yeni yüzüne baktığımda; o güzel insanlarla birlikte sevgi, saygı dostluk, dayanışma değerleri de gitmiş.