Sevgili okurlarım son hafta iki güzel toplantıya katılma imkânım oldu… Birincisi Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Ali Birinci, Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezinde “İkinci Meşrutiyet'ten sonra Türkiye'de Siyasileşme” başlıklı bir konferans verdi… (31 Ekim 2018)…

İkinci toplantı ise Türk Ocakları Kahramanmaraş Şubesindeydi. Bu toplantında çoğunluğu üniversite öğrencileri olan gruba “Eğitim, Bilim ve Yükselme” başlıklı bir sunum (3 Kasım 2018) yaptım…

Sayın Prof. Dr. Ali Birinci’nin konuşması 1887-1909 döneminde yani birinci ve ikinci Meşrutiyet döneminde siyaset üzerineydi… Yani değerli Hocamız bugünkü siyaseti anlatmadı; “dünkü siyaset” adı altında siyasetin geçmişini anlattı…

Dünkü siyaset

Peki, neydi dünkü siyaset?

O yıllarda “Devlet Sohbeti” denilen bir yasak söz konusu… Yani toplum kıraathanelerde, berberlerde vs sadrazam ve padişah hakkında ulu orta konuşamazdı…

Peki, yasağa uymayanlara ne olurdu?

Bu durumda olanlara idam cezası verilirmiş… Tenkit I. Meşrutiyetten sonra (1887) serbest olmuş…

Bunları dinleyince epeyce değişme/gelişme olduğunu düşündüm…

Siyasetin ne olduğu ile ilgili bir anekdot ise şu şekilde:

Siyasetle

Siyaset adamı, Şer'iyye ve Evkaf Vekâleti müsteşarı Abdülaziz Mecdi Tolun, (1865- 1941) İkinci Meşrutiyet'ten sonraki ilk seçimde Balıkesir'den (Karesi) milletvekili seçilir… Yine 1920'deki IV. dönem mebus seçimlerinde katılarak milletvekili olmuştur. Yani siyasetle ilgili bir kimsedir… Abdülaziz Mecdi Tolun 1913 yılında gittiği Mısır'da mütarekeye kadar altı buçuk yıl kalır. Bu sürede bir gözlemi olur: Un torbaları indiren hamalları izlerken hamallardan biri torbayı çok sert indirir ve torba patlar, etrafa un tozları yükselir. Hamalbaşı “torbaları siyasetle indir” diye bir uyarı yapar… Bunca yıl yöneticilik/siyaset yapan Abdülaziz Mecdi Tolun şunu ifade eder: “bu olaydan siyasetin ortalığı toz dumana katmamak olduğunu anladım…

İyi yönetici/siyasetçi olmanın yolu alacağınız idari tedbirlerle düzeni sağlamaktır…

Konuşmasında Prof. Dr. Ali Birinci’nin siyaseti “Sorma Gir Mahallesi…” olarak ifade etmesi dikkatimi çekti…

Sorma Gir Mahallesi…”

Söz konusu bu ifade iki anlam taşımaktadır: Birinci anlam olumludur. Şöyle ki güzel Türkçemizde kullandığımız “gözünü kapat al” şeklinde bir deyim vardır. Yani düşünmeksizin al, iyi bir tercih anlamındadır… Bu anlamda düşünmede bu işi yap bu mesleğe sahip ol gibi bir anlam verebiliriz…

İkincisi anlam ise olumsuzdur… Her hangi bir istenen bir ölçütün olmadığı, standartlarının esnek olduğu veya herhangi bir yeterliliği olmadan girilen yer/iş düşünülebilir…

Aslında toplumda siyaset önemli bir kurumdur. Alternatif maliyeti sıfır olanların siyaset yaptığını görünce hangi anlam daha doğru siz karar verin…

Siyaset, din, ekonomi ve aile gibi kurumlar eğitimin merkezde olduğu bir etkileşim içerisindedir… Çünkü siyasetin insan kaynağı da eğitim kurumlarında yetişmektedir… Bu haliyle benim konuşmamda siyaset-eğitim ilişkisi de irdelenmesi gereken bir konudur. Ama ben konuşmamda ağırlıklı olarak yoksulluk ve yükselme ile eğitim ilişkisini irdelemeye çalıştım…

Eğitim, Bilim ve Yükselme…

Toplumsal değişimde “beşeri sermaye yaklaşımı” epeyce taraftar bulan bir düşüncedir… Eğitimin toplumun değişme ve dönüşmesinde önemli olduğunu düşünmekteyim…

Eğitim alanında dünya sıralamalarını dikkatle takip etmekteyim. Gerek üniversite öncesi gerekse üniversite seviyesinde dünya sıralamasında ve teknolojiye katkı anlamında Türk-İslam Dünyasında eğitim kurumları önemli bir başarı ortaya koyamamaktadır…

Bu durum da “siyasetle çözülmelidir”

Not: Türk Ocakları Kahramanmaraş Şubesi Şehrimizin kültür hayatına önemli bir katkı sağlamaktadır. Şube başkanı avukat Kemal Yavuz’u ve çalışma arkadaşlarını şehrimizin kültür hayatına katkılarından dolayı tebrik ederim…