Kısa adı SSÜM oluyor. Ülkemde ve şahsım şehrinde böyle bir dernek, vakıf, sendika veya kurum var mı derseniz, yok!
Ben kurdum! Kurucu lideri de, yönetim kurulu üyeleri de benim.
Kaydetmeye gerek yok, çünkü kayıtlı kayıtsız üyesi çok. Gönüllülük esas bizde. Herkes her gün yeni yeni senaryolar üretiyor. Pahalısından, ucuzundan. Dedikoduyu seviyoruz ya, bir kişi, bir kurum veya herhangi bir takım ya da siyasi parti için ağzımızın da ayarı yok, ağza alınmayacak küfürler bir yana, şekilsiz, biçimsiz, ileride başımızı derde sokacak iftira kampanyaları ile toplumu büsbütün germeyi seviyoruz.
Meslek edindik!
*
Genç adam, delikanlı adam AK Parti milletvekili sevgili Cihat Sezal şu sıralar ortalarda gözükmüyor. Ne bir açılış, ne bir gezi, ne bir siyasi çalışma, yok! Belki AK Parti genel merkezince bir yerlere görevlendirilmiştir, koordinatör gibi ama memleketim insanından uzak şu sıralar.
Herkes birbirine soruyor, ‘Cihat Sezal nerede, gören var mı?’
Oysa sahada olması gerekirken, sahada olmayıp, soyunma odasında vakit geçirmesini beklemezken kimse, babasının siyasi ve isim mirasını yiyor şeklindeki yorumlar artmaya başladı.
Türkiye seçime gidiyor. Bir oy, bir oy derdinde herkes. Ve herkes birbirini markaja almak için canhıraş çalışırken, seçimden zaferle çıkmayı hedef haline getirmişken, oturmanın, boş boş durmanın yararı yok.
*
AK Parti’nin beyefendi, partisi için, davası için fedakârca çalışan Av. Fırat Görgel’in çıtayı yükseltmesi, tabana hâkimiyeti, herkesle kucaklaşması, gülen yüzü insanların dikkatinden kaçmıyor.
Ekibi ile başarı hikâyeleri yazmaya devam ediyor, herkesle diyalog noktasında buluşuyor, konuşuyor, kişisel veya bölgesele sorunların çözümü için elini taşın altına koymayı bırakın taşın altından dahi çıkartmaya fırsat verilmediğinden, memleketi için, Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şehrimizdeki temsilcisi ünvanına yakışır biçimde çalışmalarını sürdürüyor.
AK Parti İl Başkanlığı sayın Görgel’e, Görgel de şehrime, partiye yakışıyor.
*
Fakat bir de…
AK Parti Elbistan İlçe Başkanlığı görevine getirilen sevgili Servet Okur, anladığım ve ilçeden aldığım bilgiler doğrultusunda yazıyorum, kimsenin içine sinmiş görünmüyor.
Tanımam, etmem. Elbistanlı dostlarım söylüyor bunu. Toparlayıcı, birleştirici özelliğinin olmadığını itiraf edenlerin sayısı oldukça fazla. Oysa bu zor ilçede, insanların seçici olma konusunda titiz olduğu en büyük ilçemizde, bu göreve layık, ehliyet ve liyakat sahibi insanlar varken Servet Okur’un atanması, beklentileri boşa çıkartmış görünüyor.
Erken karar vermemek gerekiyor. Belki de sevgili Okur çalışır, kaygıları siler, ilçe halkının ve partinin beklentilerini hayata geçiren başkan olarak görevine devam eder. Süre tanımak, zaman vermek ve destek olmak lazım.
Başarılar dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden.
*
Bir de şu birbirlerini şikâyet ettikleri meselesi var da, şimdilik üzerine giden yok. Ama yakında kokusu çıkar diye beklenti içinde olanların sayısı oldukça fazla.
Unutmadım, unutturmayacağım!
*
CHP sessiz, sakin. Durgun akan ırmak gibi.
Genel Başkan Yardımcısı sayın Ali Öztunç, bir gayret, bir heyecan kasırgası ile hem şahsım şehrinin sorunlarını meclise taşıyor, zaman zaman sesini yükseltiyor, memleketine geldiğinde, düzenlediği basın toplantılarıyla gündemi sarsan açıklamalarda bulunuyor.
Bulunuyor ama partide kimse kimseye öte git demiyor. Tabi ki yakın tarihte yapılacak genel ve yerel seçimlerde beklenti içinde olanlar var ama henüz açık veren, öne çıkan olmadığından, kayda değer bir gelişme de yaşanmıyor.
Ali Öztunç memleketinden olmadı, sanki öyle bir algı varmış gibi, Ankara veya İstanbul’dan aday gösterilecek gibi hava varken, sayın Öztunç bunu her defasında yalanladı, ‘olursam memleketimden olurum!’ diyerek altını kalın çizgilerle çizdi.
İl Başkanı sevgili Esat Şengül de milletvekilliğini düşünüyor. Eee, senelerdir emek verdi, tabi ki beklentisinde haklı.
Pazarcık belediye başkanlığı için ismi geçenler var da, hesap ve beklenti içinde olan isimleri şimdilik zikretmek için vakit erken.
*
En hareketli parti İYİ Parti. Parti içinde rekabet acayip derecede kendini gösteriyor. Onikişubat ilçe Başkanı, partinin en aktif insanı, partinin kamuoyu nezdinde çıtayı yükseltmesinde en büyük payı olan sevgili Av. Doğan Murat Kılıç’ın beklenmedik süre içinde görevden alınması, parti içinde ‘acaba…’ların sayısını artırırken, şimdi herkes gözünü birinci sıraya çevirmiş durumda.
Partinin mutfağından gelenler, emek ve zaman harcayanlar, cebinden para harcayanlar birinci sırayı kendilerine hak görürken, partiye katılımların da son sür’at devam etmesi heyecanı artırıyor, beklentileri çoğaltıyor.
İYİ Partide iktidar sesleri yükseliyor sürekli.
Senelerdir AK Parti saflarında siyaset yapan, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı yanında Tarım Bakanlığı görevinde iken de başarılara imza atan Eşref Fakıbaba’nın partiye katılması bu heyecanın fitilini ateşlerken, yerelde son olarak partiye Av. Sinan Ölker’in katılması, Eczacı Odası Başkanı Ecz. Dr. Bahtiyar Murat Aras’ın bu hareketliliğin kıvılcımını çakması, son olarak da, geçmişte MHP Belediye Başkan adayı olarak sahaya çıkan, değerli akademisyen, siyasetçi sayın Prof. Dr. Tahir Akgemci’nin de İYİ Parti saflarına geçtiğine, geçeceğine dair iddiaların havayı günlük güneşlik göstermesi, partilileri de memnun ediyor.
Sayın Tahir Hocamız bir artı değer, marka… Katılırsa partiye çok güç sağlar.
İYİ Partiye dair notlara devam edecek olursak, herkes kendini potansiyel birinci sıra milletvekili adayı yerine koyuyor.
Senelerdir tanıdığımız dost insan, sayın Kerim Yılmaz nerede mesela? Bir parladı, bir söndü hesabı, meydanda yok. Var da biz mi göremedik! Ama kişisel kanaatim, sevgili Kerim Yılmaz’ın kuzey ilçelerini temsilen 2. sıraya getirileceğini düşünüyorum.
Dr. Faruk Atlı faktörü unutuluyor. Partideki emeğini, gayreti, heyecanı inkâr edilemeyen İl Başkanı Ahmet Çabukel bir gerçeğin ta kendisi iken, rüzgâr gibi gelip geçen ve şahsım memleketinde bir daha yüzünü göremediğimiz Av. Furkan Kamalak nerede?
Sevgili Mustafa Bastırmacı boş durmuyor, çalışma ve hareket alanını geniş tutuyor her daim. Bayanlardan Neslihan Koca Nergiz ve Tuna Meşe de ese geçilmeyecek, gözden ırak tutulacak ismiler değil, bilesiniz.
Ankara’da siyaset yapıp, kulis çalışmalarını orada sürdürmek, kime ve partiye ne kazandırır bilemem de, sahaya çıkıp top çevirmesini, pas atmasını, korner kullanmasını, penaltı çekmesini bekliyor insanlar.
Oturduğunuzuz yerde küflenirsiniz!
*
Millet ittifakının diğer temsilcilerinden ses seda çıkmayıp, sadece günübirlik siyaset ve gezmelerle vakit getirdiklerini görünce, DEVA, Gelecek Partisi, Saadet, Demokrat Parti ve Yeniden Refah Partisi ile ilgili yorumları bir sonraya bırakıyorum.
İl Başkanlığını sevgili Emre Kazancı’nın yaptığı Memleket Partisini unutmayacağız!
Nokta koyacak olursam, isimlerin başındaki ‘Başkan’ ve koltuk, etiket herkese tatlı geliyor. Vatan, Dava, Memleket, Millet, Sakarya ve ‘pazara kadar değil, mezara kadar partimin yanındayım!’ samimiyetsizliği hikâye gibi geliyor bana.