Merdivenin ilk basamağı vardır. İlkini çıkmadan, birkaç basamak atlamadan, son basamağa erişemezsiniz. Erişmeye kalkışırsanız ya ayağınız bir yere takılır incinir,, ya da bir yerinizi kırarsınız.
Maazallah!
Bu zamana kadar dikkat ettim, baktım, okudum, bazı belediye başkanlarımız ilçelerinin ve bir anlamda kendilerinin de reklamı için ulusal televizyon kanallarına çıktılar. Bu tamamen kendi tercihleri. Bunu vatandaşın cebinden çıkan üç beş kuruşluk paralarla, vergilerle yaparlar. Kendi ceplerinden harcayın deseniz, yanına bile yaklaşmazlar. Çünkü ulusal televizyon kanallarına çıkmanın bir bedeli var. Kuru kuruya çıkartmazlar adamı ekrana.
Bedel ödeyeceksin!
*
Bu kervana en son katılan isim ise Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör oldu.
Yakın zamanda, Ankara’da TRT Genel Müdürü İbrahim Eren ile buluştu, görüştü. Şehrimizin tanıtımı, belediye hizmetlerinin tanıtımı için ne konuştuysa artık.
Başkan sayın Güngör’e şunu hatırlatmakta fayda var. Tanıtım yerelde başlamalı ve olmalı. Ulusal televizyon sunucularına verdiğiniz, yani önceden hazırladığınız tuzak sorularla verdiğiniz cevapları (yoksa sunucu nereden bilsin sizi, nereden bilsin ne işi yaptığınızı. Söylesene haritada yerini bile bulamazlar çoğu) hal böyle olunca da bunu kimse yemiyor, kanmıyor.
Hani yerli ve milli diyordunuz her fırsatta, ama tanıtımı, reklamı dışarıda arıyorsunuz!
Hatırlatmakta fayda var.
*
Bir diğer mesele de büyükşehir belediyesinin kıydığı nikâhlar. Normal zamanda olsa anlarım. Zaten belediyelerin görevi sadece yol, su, kilit parke, asfalt değil. Madalyonun öbür yüzü de sosyal belediyeciliği çağrıştırır ki, bunlardan biri de düğünlere katılmak, nikâh kıymak.
Bu güzel bir gelenek. Mutlu insanların yanında olmak, mutluluklarına mutluluk katmak, onları onurlandırmak her belediye başkanının unutulmaz anıları içinde yer alır.
Aslında belediyelerin nikâh memurları var. Maaş alırlar. Ancak anlı şanlı kimselerin (siyasetçi, işadamı, bürokrat) çocuklarının nikâhlarını uzaklarda, Ankara ve İstanbul’larda Cumhurbaşkanı ile Başbakanlar kıyarken, yerelde bu işi belediye başkanları üstlenir.
Gülümserler zoraki de olsa, nikah cüzdanını usulden sayarak gelin hanıma verirler, birkaç kelam da ederler, 3 yetmez, 5 çocuk önerirler de, kendilerine bakarsan, ya bir, ya iki çocukları varken, akıl vermesi kolay. Oysa geçinebilmek sanki çok kolay! Hele şu zamanda!
*
Lafı getirmek istediğim mesele başka. Korona denen illetten herkesin köşe bucak kaçtığı, hayatın, piyasaların bir türlü normale dönüşmediği, üstelik de risklerin her geçen gün attığı günümüzde başkanların nikâh hevesi nereden geliyor! Anlamakta zorluk çekiyorum. Her gün bir yerde nikah merasimi…
Ucuz reklamdan mı?
İki kişinin bir araya gelmeye korktuğu pandemi sürecinde, gerek Cumhurbaşkanımız, gerekse Sağlık Bakanımız, yerelde ise Valilikler vatandaşları toplu alanlardan, yerlerden kaçınmaya, uzak durmaya davet eder, uyarırlarken, düğün ve nişan gibi yerlerde büyükşehir başkanımızın nikah törenlerinden uzak durmasını bekliyoruz.
Maazallah, kendisin bir şey olmasından korkuyorum!