Tuz Gölü artık gaz gölü oldu... Enerjide tarihi bir adım atıldı. Doğalgaz yeraltı depolama tesisinde, gaz depolanmasına başlandı. Tesis 700 milyon dolara mal oldu. Ekonomiye katkısı da tuzdan çok fazlası olacak... Gelişmiş ülkeler, doğalgaz tüketiminin en az yarısını stratejik rezerv olarak stokluyor. Böylece bu ülkeler fiyat artışlarından ve bunlara bağlı krizlerden en az düzeyde etkileniyor. İskandinavya'da 1950'li yıllardan bu yana askeri, stratejik ve ekonomik açıdan yeraltı depoları kullanılıyor. Artık bizimde depolama tesisimiz var. Tuz Gölü tesisleriyle yeni bir sayfa açılıyor. Kış günlerinde, gaz zengini ülkelerin baskılarına boyun eğmeyeceğiz. Biraz da Tuz Gölü’nden bahsedeceğim… Tuz Gölü; Konya, Ankara ve Aksaray illerinin ortasında yer alan, yüzde 32,9'luk tuzluluk oranıyla Lut Gölü'nden sonra dünyanın ikinci tuzlu gölü olma özelliğini taşıyor ve Türkiye'nin tuz ihtiyacının yüzde 60'ını karşılıyor… Göldeki üç işletmeden yılda yaklaşık 1,5 milyon ton tuz hasadı yapılıyor. Tuz Gölü, su seviyesinin kış aylarında çoğalması sebebiyle kış göçlerine ev sahipliği görevini de yapar. Sakarca Kazı kış mevsiminde tuz gölünde barınır. Beslenme için gölün etrafındaki ekin bölgelerini değerlendirirler. Bahar aylarında birçok kuşun kuluçka alanı olarak göl içerisinde adacıkları kullandığı bilinmektedir. Türkiye flamingo kolonisinin en büyük kuluçka ve yaşam alanlarındandır. Bölge onlarca kuş türünün kışlama ve kuluçka sahası durumunda. Ayrıca tüm bu zenginliklerinin yanı sıra bozkırın ortasında eşsiz buz mavisi görüntüsüyle de doğa tutkunlarının dikkatini çekiyor. Havaların ısınmasıyla birlikte sular bir miktar çekiliyor ve gölün kıyı bölümlerinde bembeyaz bir tuz tabakası kalıyor. Tuz Gölü turistlerin ilgi odağı… Gölde çıplak ayakla yürüme turizmi oluşmuş… Tuz Gölü'ne gelen yerli- yabancı turistler ayakkabılarını çıkartarak, çıplak ayakla gölde yürüyor. Özellikle Ağustos aylarında sular çekiliyor; tuzun üstünde yürümek sanki kar üstünde yürümek hissi uyandırıyor. İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan tabiat harikası gölümüz, farklı zenginlikleriyle yeniden keşfedilmeyi bekliyor…
Yazımın devamı yarın ki köşemde…