Kahramanmaraşımızda hemen hemen her alandaki çekememezlik ve kıskançlık yüzünden yaşananlar her iki tarafa zarar verebilirken, bu durum siyasette olunca ne yazık ki memleketimizin gelişimi sekteye uğruyor.
Kahramanmaraş’tan bin 200 km uzaklıktaki İstanbul’da 11 Haziran 2017 tarihinde “Yeter artık bırakalım bu işleri” başlıklı yazıyı kaleme almıştık. O yazımızda özetle; “Kahramanmaraşımızın siyasi gurur kaynağı kıymetli değerlerimizin altını oyacağımıza bu makamların kıymetini çok iyi bilelim” demişiz.
Mübarek Ramazan ayına denk gelen yazımızda yine demişiz ki; “Gün gelir bir bakmışız ki; bu makamlar bizden gitmiş. O zaman ne kadar dövünsek azdır. Önemli olan memlekete daha çok hizmet ve yatırım getirebilmektir…..Özetle; siyasi değerlerimiz birbirlerinin rakipleri değil, tamamlayıcılarıdır. Ayaklarına çelme takmaya çalışmayalım. Dedikodularla onları birbirlerine düşürmeye kalkışmayalım. Siyasi değerlerimize sahip çıkalım, hizmet yolunda onları motive edelim. Karamsarlıkları, yıpratmaya çalışmayı, dedikodu ve fitne üretmeyi artık bir kenara bırakalım. Boş adam, boş konu ve boş olayları da artık hayatlarımızdan silelim gitsin. Yetmedi mi daha….”
Yetmemiş olacak ki son il kongresinde Ahmet Özdemir’in başına gelenleri biliyorsunuz. Seçime sayılı saatler kala Özdemir’i il başkanlığı koltuğundan edenler 24 Haziran seçimlerinde siyaset sahnesinden silindiler. (“Kim kazar derin kuyu, kendi düşer yüzün kuyu.”)
Kahramanmaraş siyasetinde fitne ve fesadı bitirme hedefi ile yola çıkan Ahmet Özdemir, o gün hasede ve çekememezliğe kurban oldu ama Cenâb-ı Allah, kalbinin gününü göstererek bu milletin vekilliğine layık gördü.
Bu fitne ve fesatla daha nereye kadar gideceğiz edeler?
Neden başarıya ulaşmış bir hemşerimizin ayağından tutarak aşağıya çekmeye çalışıyoruz ki. Bu illetten ne zaman kurtulacağız? Halbuki sırt sırta versek dağları aşarız.
Yetmedi mi bu kadar kurban?
Kahramanmaraş’ın siyasi gurur kaynaklarından birisi olan Mahir Ünal, Bakan olur. Mahir Ünal, Kahramanmaraş’ın yıllanmış bakanlık hasretini dindirir. Ama fitnecilerin umurunda mı. Kendileri ve dar çevrelerinin koltuklarını koruyabilme uğruna ha babam de babam dedikodu, fitne ve fesat üretirler. Siyasi ikballeri önünde engel gördükleri bu ismi indirme yolunda o kadar ileriye giderler ki Kahramanmaraş sevdalısı Reis’e ulaşarak Mahir Ünal’ı görevden aldırmayı başarırlar.
Bu memleketin yetiştirdiği bir diğer siyasi gurur kaynağı Veysi Kaynak, Başbakan Yardımcısı olur. Kahramanmaraş’a Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasi makamını kazandırır. Ama fitnecilerin umurunda mı. Birisi ayağından, diğeri kolundan tutarak aşağıya indirme adına dedikodusunu yapar durur. Fitne, fesat gırıla gider. Ve Veysi Kaynak 1 yıl Başbakan Yardımcısı olarak görev yapar. Daha fazla yapsa Kahramanmaraş için daha iyi olmaz mıydı?
“Allah doğrunun yardımcısıdır” derler ya; bu arada Mahir Ünal, Ak Parti (Tanıtım ve Medyadan sorumlu) Genel Başkan Yardımcısı olmuştur. Hem de parti sözcüsü. Fitne ve fesatçıların ağzı, şaşkınlıktan açık kalır. Bakanlık koltuğundan aldırdıkları adam adeta küllerinden yeniden doğmuştur. (Ama yüzüne geldiği zaman da taklanın bini bir para bile değil. Sizi gidi taklacılar sizi.)
Mahir Ünal, 11 Haziran 2017 Pazar günkü Kahramanmaraş ziyaretinde bakın anlatmaya çalıştıklarımızı çok güzel olarak şöyle dile getirmişti:
“Anlayan ve kavrayan şehir olarak Kahramanmaraş’ın Cumhurbaşkanımızın yanında da çok ayrı ve özel bir yeri var. Ve o yüzden bugün şehrimiz hamdolsun Türkiye siyasetinde hem Başbakan Yardımcılığı ile hem Genel Başkan Yardımcılığı ile hem parti sözcülüğü ile hem İçişleri Komisyonuyla hem Parlamenterler Birliği Başkanlığı ile Türkiye siyasetinde şehrimiz en üst seviyede temsil ediliyor. Bu korunması ve muhafaza edilmesi gereken bir şeydir. Geldiğimiz günden bu yana söylüyoruz değerli kardeşlerim. Bir şehri taşıyacak olan o şehrin evlatlarıdır. Bir şehrin ne kadar güçlü, şehri kucaklayan, ayakta tutan ve geleceğe taşıyan evlatları var ise o şehir o kadar bahtiyardır. Ve bu evlatlar arasında da herhangi bir çekişme olmaz. Veysi bey Bakan olduğunda biliyorsunuz çok büyük bir sevinç yaşadık o gün. Dedik ki; bu bir bayrak yarışıdır. Biz aynı kulvarda koşuyoruz. Sevinmemiz gereken şey; şehrimize Başbakan Yardımcılığının gelmesidir. Ve hamdolsun şimdi Başbakan Yardımcılığımızın yanı sıra şehrimiz Genel Merkezimizde de temsil ediliyor. Bunlar sadece temsil makamlarıdır. Makamlarla, kişileri kardeşlerim; birbirine karıştırmamak gerekir. Mahir Ünal başka bir şeydir, Veysi Kaynak başka bir şeydir. Ama Milletin emanet olarak verdiği Başbakan Yardımcılığı başka bir şeydir, Genel Başkan Yardımcılığı başka bir şeydir. Büyükşehir Belediye Başkanlığı başka bir şeydir. Milletvekilliği başka bir şeydir. Bunlar Milletin bize emanet ettiği makamlardır. Bunlar bizim babamızın malı değil, bunlar bu Milletin emeğinin, gayretinin karşılığıdır. Hizmet için kullanılan yerlerdir sadece. O yüzden bu makamlardan dolayı nefsimize bir gurur ve kibir gelirse bundan da Allah’a sığınırız.”
Doğru söze ne denir; ağzına sağlık Sayın Mahir Ünal… Sözün özü budur.
Bunları niye mi anlattık.
“Tarih tekerrürden ibaret” derler ya, onun için.
Fitne ve fesatçıların hiç durmaya niyetleri yok.
18 Ağustos tarihinde Ak Parti Büyük Kongresi var ya.
Yine Mahir Ünal’ı hedef seçmişler.
Yok, efendim; milletvekili aday listesini Mahir Ünal tek başına yazmış. Oy düşmesinin tek sebebi listeymiş. (Sütte leke var, fitnecilerde yok.) Kendileri seçim süreci boyunca (güya) O’na biat etmişler. (Hâlbuki kapalı kapılar arkasında milletvekili oylarının düşmesi için ne dolaplar çevirdiklerini biliyoruz ve yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor.) 24 Haziran seçimlerinde milletvekili sayısında ve oylardaki azalmanın tek sorumlusu Mahir Ünal’mış. Mahir Ünal böyle yapmış, Mahir Ünal böyle yapmış. Mış, mış, mış. Mahir Ünal kadar kafanıza taş düşsün emi. (Nasıl olsa yalan söyleyeni Ahırdağı’na götürmüyorlar ya…Akın Ozan ile o kadar gittik baktık. Bir tane bile yalandan getirileni görmedik.)
Bre hey fesatçılar, çekemezler. Yetmedi mi daha. Siz öncelikle kendinize bakın. Oy düşmesine sorumlu aranıyorsa; bu sadece bir kişi değil, sorumluluk sahibi herkestir.
Hiç canınızı sıkmayın. Son büyük kongrede listede olacağını tahmin ederek bildiğimiz Mahir Ünal, bu yapılacak kongrede de inşallah yerini koruyarak hesaplarınızı kursaklarınızda bırakacaktır. (Daha sonra da….) Mahir Ünal yeniden listede olmazsa bir yerlerinize kına mı yakacaksınız?
İnşallah Ünal’ın yanı sıra mesela Ahmet Özdemir veya bir başka vekilimiz daha listeye girer.
Yarınlarda daha güzel siyaset dileği ile…
(Not: Geçen yazımızda yeni kurulan İstiklal Üniversitesi’nin kaderinin KSÜ’ye benzeyerek sakat doğmaması gerektiğini ve bu nedenle de atanacak kurucu rektörün hiçbir zümre, grup ya da cemaate bağlı olmayan, kaliteli ve liyakatli bir isim olması gerektiği konusundaki görüşlerimizi ve tarihi gerçekleri dile getirmiştik. Yazımız büyük ilgi gördü. Teşekkürler. İnşallah dileğimiz gerçekleşir. Bu arada üniversitelerin bütçe görüşmelerinin ise 10 Ağustos’ta başlayacağını öğrendik. İnşallah kurucu rektör bir an önce atanır da İstiklâl hızlı yol alır.)
MUSTAFA NURİ ŞİRİN
e-mail: