Bazen olayların derinliğini anlamadan ön yargılı konuşmak objektif olmuyor. Bildiğimiz doğruların yanlış olduğunu öğrendiğimizde de, yaşadığımız hayal kırıklığı insanı kendisiyle hesaplaşmaya götürüyor. Acı da olsa tarihsel gerçekler eninde sonunda aydınlanıyor.
40 yıldır çeşitli örgütlerin kuşatması altındayız. Terör örgütlerinin, uluslararası güçlerin taşeronu olduğunu yıllardır milletçe yüksek ağızdan konuşuyoruz... Fakat bazı çevrelere kendimizi anlatamıyoruz. Ama kendimize olan inancımızı asla kaybetmedik. Kurtuluş savaşımız sürüyor. Ulus, devletinin yanında… Yalnız sokaktaki insanın kafasında bir soru işareti vardı. Halk arasında, yıllardır terör örgütünün lider kadrosuna operasyon yapılmamasının getirdiği rahatsızlıklar konuşuluyordu.. Birkaç gün önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, gündeme bomba gibi düşen açıklaması milletin yüreğine su serpti: ‘ Elimizde PKK'nın önemli düzeydeki yöneticilerinden birisi var ve 14 Temmuz gecesi telsizlerden gelen mesajda, yaklaşık bir ay hiçbir eylem yapmayacaklarının kendilerine talimat verildiğini söylüyor. Tâ ki 15 Temmuz'dan üç gün sonra yeni bir talimat gelene kadar."Hemen hafızalarımızı yoklayalım. Darbe gecesi bilindik terör örgütleri neden puslu havadan yararlanmadılar? Neden sessizliğe büründüler? Demek ki gizli bir el, hepsinin üstünde söz sahibi...
İçişleri Bakanı, Soylu’nun açıklamalarında şunları okuyoruz: Dışarıdan kurgulanmış senaryo ile hareket eden terör örgütleri içeride ki işbirlikçileri ile ortak hareket ediyorlar. Hedefleri; son Türk Devletini parçalamak... Terör ülkemizin kanayan yarası… Yıllardır çözüme kavuşturulamıyor. Son darbe ile Türk insanı çok şey öğrendi… Terörün sona ermesini istemeyen güçler; içimizden bazı insanlarla kol kolalar… Yıllardır aklımızdan geçen ama dillendirilmeyen bir şüphe daha vardı. Askerlik anılarında, subayların ağzında, çok konuşulan ama inanmak istemediğimiz acı sözler vardı... Operasyonları engelleyen komutanlardan bahsedilirdi... Yaşadığımız olaylar ve itiraflarla korkunç gerçeklerle yüzleştik... Bir taraftan da vatansever asker ve yöneticiler de vardı. Kimi trafik kazası kimi zehirlenerek kimi de aydınlanamayan suikasta kurban gittiler. Bir örnek: Bahtiyar Aydın Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı… Güneydoğuda yaşanan olaylarla ilgili dedi ki: ‘Bu dış mihrakların büyük bir oyunu sakın inanmayın, kanmayın kardeşi kardeşe vurduruyorlar, Dedelerimiz bu memleketi yan yana savaşarak kazandılar. ABD oyunu bitecek, PKK bitecek’. 10 gün sonra Diyarbakır Lice’de ilkokul çocuklarına yardım malzemesi dağıtırken keskin nişancı silahı ile gözünden çocukların gözü önünde vurularak öldü. Hatayı anlamak da bir erdemdir. Küçük hesaplar, oy kaygıları ile bir yere varamayız. Farklı görüşlere sahip olunsa da söz konusu Türkiye olduğunda kenetlenmeliyiz. BAŞKA ÇAREMİZ YOK...