Sorumlu bireyler yetiştirmek toplumun geleceği için büyük önem taşır. Çünkü sorumlu bireyler kendi sorumluluklarını kolaylıkla yerine getirirken sosyal sorumluluklarını da zorlanmadan yerine getirirler. Sorumluluk bilinci kazanmamış bireyler kendisi ve toplum için sorunlu hale gelir. Bu yazımda ilerde sorunlu çocuklar ortaya çıkarmamak ailelerin neler yapması gerektiği üzerinde kısaca duracağım.
1. Erken Yaşta Sorumluluk Bilinci Aşılamak
Çocuklar, küçük yaşlardan itibaren sorumluluk bilinci kazanmaya başlarlar. Anne ve Baba, çocuklarına yaşlarına uygun görevler vererek onların sorumluluk duygusunu geliştirebilirler. Örneğin, oyuncaklarını toplamak, sofrayı kurmak veya evcil hayvanlarına bakmak gibi basit görevler, çocukların sorumluluk almayı öğrenmelerine yardımcı olur. Öğrenmenin en etkili duygusu merak ve başarma duygusudur. Küçük ya da büyük insanlar başardıkça ve başarıları takdir edildikçe o işi tekrar tekrar yapmak ister. Bu istek ise kişiyi o konuda sorumlu kılar.
2. Örnek Olma
Anne ve Baba, çocuklarına sorumluluk bilincini aşılamak için en etkili yöntemlerden biri olarak kendileri örnek olmalıdır. Öğrenme ve Eğitim Psikolojisindeki en etkili öğrenme yolları; sosyal öğrenme, model alarak öğrenme ve taklit yoluyla öğrenmedir. Çocuklar, ebeveynlerinin davranışlarını gözlemleyerek ve taklit ederek öğrenirler. Bu nedenle, ebeveynlerin kendi sorumluluklarını yerine getirmeleri ve çocuklarına doğru örnek olmaları önemlidir.
3. Pozitif Pekiştirme
Çocukların sorumluluklarını yerine getirdiklerinde pozitif pekiştirme ile ödüllendirilmesi, onların bu davranışları tekrarlamalarını teşvik eder. Övgü, küçük ödüller veya ekstra oyun zamanı gibi pozitif pekiştirme yöntemleri kullanılabilir.
4. Sorumluluk ve Özgüven İlişkisi
Sorumluluk almak, çocukların özgüvenlerini artırır. Anne ve Baba, çocuklarına güvenerek onlara sorumluluklar verdiklerinde, çocuklar kendilerine olan güvenlerini geliştirirler. Bu da onların ileride daha bağımsız ve sorumlu bireyler olmalarına katkı sağlar.
5. İletişim ve Destek
Anne ve baba, çocuklarıyla açık ve etkili bir iletişim kurarak onların sorumluluklarını yerine getirmelerine destek olmalıdır. Çocukların sorumluluklarını yerine getirirken karşılaştıkları zorlukları paylaşmaları ve ebeveynlerinden destek almaları, onların bu süreçte daha başarılı olmalarını sağlar.
6. Değerler Eğitimi
Aile içinde verilen değerler eğitimi, çocukların sorumluluk bilincini geliştirmede önemli bir rol oynar. Doğruluk, dürüstlük, adalet gibi değerler, çocukların sorumlu davranışlar sergilemelerine yardımcı olur. Anne ve Baba, bu değerleri çocuklarına bilgi vererek ve model olarak onların sorumluluk bilincini güçlendirebilirler.
Bu buraya kadar ana başlıklarla anlattığımız konuları birkaç örnek vererek daha açık hale getirebiliriz.
Çocuk odasını dağıttığını gördüğümüzde evladım odanı topla diyerek biz kenara çekilirsek çocuk odasını muhtemelen toplamayacaktır. O an yapılması gereken; ne iş yapıyorsak bırakacağız odasını kapısında duracağız. Ne yapması ve nasıl yapması gerektiği anlatılarak sabırla ve sakince toplaması beklenecek, topladığında takdir edilecek gerekirse ödüllendirilecektir.
Evladım yalan söylememek doğru bir davranış değildir demek yeterli gelmez. Anne ya da baba yalan söylüyor ise gerekçesi ne olursa olsun çocuk, bazı durumlarda yalan söylenebileceğini düşünerek. Kendisi de muhtelif zamanlarda bunu yapacaktır. O nedenle anne babalar model olarak doğruları konuşmalı, ortaya çıkabilecek iletişim çatışmalarını etkili şekilde iletişim kurarak sorunları çözmelidir. Çocuk burada doğru konuşmayı, iletişim becerilerini modelleyerek kendi yaşantısına aktaracaktır.
Çocuklar güzel davranışlarda bulunduğunda fark edilmediğini hissederse o güzel davranışı tekrar etmez. Nasıl ki olumsuz davranışları pür dikkat görmeye çalışıyorsak olumlu ve güzel davranışlarda fark ederek takdirle pekiştirmek gerekir.
Çocuktur aklı ermez demeden çocuğumuzla iletişim kurulmalıdır. Onun görüşleri dinlenmeli, uygulanabilir olanlar aile içerisinde uygulanmalıdır. Eğer görüşü eksik ya da hatalı ise güçlü sorular sorarak en doğruyu bulması sağlanmalıdır.
Unutulmaması gerekir ki; şuan ki araştırmalara göre küçük çocukla yetişkin bireylerin beyinlerindeki nöron/sinir hücresi sayısı aynıdır. Fark ise bilgi, deneyim ve öğrenmelerle gerçekleşen bağlantı sayısıdır. Eğer çocuklarınızı seviyor ve ilerde sorumluluk sahibi birey olmasını istiyorsanız. Onu dinlemeli, merak duygusunu desteklemeli, oyunlarla öğrenmesine ortam oluşturmalı, olumlu model olunmalıdır.
Unutmayın! Armut Ağacının Dibine Armut Düşer. Muz Düşmesini Beklemek …………tır.