1990’da Karadere Mahallesinde (eskiden belde idi) doğmuş, 10 yaşın9dan beri çalışmaya başlamış, seyyara satıcılıktan bugünlere gelip vergi rekortmeni olmuş, başarının sırrını çok çalışmak olarak öğrenmiş, yaşam biçimi olarak kabullenip özümsemiş, daha kırkı yeni çıkmış, 41 kere maşallah diyebileceğimiz, pırıl pırıl olduğu kadar da yakışıklı ve karizmatik bir konuğumuz vardı Çarşamba günü.
Değerli partnerim, KAGİD Başkanı, (Başkan hanım) Neşe Yıldızhan ile birlikte hazırlayıp sunduğumuz, çok da tevazuya gerek yok, her geçen gün çıtayı yükselten, beğeni alan, müspet ve olumlu eleştirilere maruz kalan, izlenme sayısını artıran KENT KULİSİ’nin canlı yayın konuğu idi yukarıda tarif etmeye çalıştığım.
Yani Ali Çırak... ÇIRAĞIN GROUP Yönetim Kurulu Başkanı.
*
Sorulara cevap verirken rahatlığını, kendinden emin tavrını, güven veren duruşunu takdir etmedim desem yalan olur. Allah var, bu kadar genç yaşta başarı hikâyesi yazan az insana rastladım. Partnerim Neşe Hanımın dediği gibi, rol model bir iş insanı. Gençlerin idolü.
Aynı zamanda da MÜSİAD üyesi. Aktif adam anlayacağınız. Ve yüreği bu şehir için çarpan, kalbi bu şehir için atan heyecan dolu bir genç Ali Çırak.
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası yönetimine ve bu şehrin abi’si yorumlarıma sonuna kadar katılan, onaylayan birisi.
Ali Çırak güler yüzlü de. Geçmişinden hiç yüksünmeden, nereden nereye geldiğini, hangi badireleri atlattığını, yokluktan geldiğini söylerken samimiyeti beni daha de etkiledi doğrusu.
Bedel ödemişti bugünlere gelene kadar. ‘Şimdikilerde bedel ödeme yok. Her an, hemen her şeyimiz olsun’ gibi tutarsız, seviyesi düşük sosyal medya mecrası düşkünü insanların düşüncesine karşı çıkarcasına, emeği, bedel ödemeyi günlük ve sosyal yaşamın bir gereksinimi olarak yorumluyordu konuşmalarında.
*
Soyadından gelen ÇIRAĞIN GROUP olarak sektörü anlattı bize. Ekonomik darlıkta, insanların ödeme güçlüğü çektiği dönemlerde tahsilat sorunu (Sorumuza cevaben, kolay kolay kimseyi icraya vermediklerini, direndiklerini de söylemişti) yaşayıp yaşamadıklarını, yerelde sektörün içsel sorunlarını, firma ve marka olarak sosyal sorumluluk projelerini, 3’ü bulan şubelerini, büyük bir aile olduklarını, ‘Yokluktan gelen birisiyim, o bakımdan para kazanmayı ikinci plana tutarım’ diyebilecek kadar da mütevazı, imkânsızlıkları başarabilme ilkesinden yola çıkarak, ‘İmkansız diye bir şey yok, olsaydı ben burada olmazdım’ iddiasındaki kararlılığını görünce, ne yalan söyleyeyim, ‘Helal olsun bu yakışıklı, karizmatik ve geldiği yeri unutmayan adama!’ dedim.
Öyle burnundan kıl aldırmayan, dağları ben yarattım deyip, bulutların üzerinde gezinen gençlerden, sonradan görmelerden değildi.
*
Sevgili Ali Çırak ile ilk kez (en azından bendeniz) yüz yüze gelmiştik. Firmasını, ne yaptığını biliyordum ama yakından tanıyınca, kanım daha çok ısındı bu genç adama.
Beraberinde iş arkadaşı, inandığı ve güvendiği ortağı Lütfi bey de vardı. Çünkü sadece mobilya ve beyaz eşya satmıyor, ‘Herkesin bir yuvası olacak’ düşüncesinden yola çıkarak inşaat sektöründe de varım diyordu. İnşaat sektörünü, yaşanan piyasa daralmasını, konut alım satımını da konuştuk. Bugüne kadar 5 bin 500 konut üretmiş, insanları yuva sahibi yapmışlardı. İnşaat sektörünü besleyen alt sektörleri de anlatıyordu içtenlikle.
Konutları genellikle gelir seviyesi düşük, bütçesi sınırlı insanlara yönelikti. Büyük, çok daireli, çok pahalı konutlar üretmek yerine, insanların bütçesini zorlamadan alabilecekleri konutları tercih etmişti, ediyordu.
2022 yılında 950 proje daha vardı kafasında, hayalinde. Çünkü sevgili Ali Çırak, ‘Yaşları küçük ama hayalleri büyük insanlara kucak açıyoruz’ derken de gençleri unutmuyor, onları gözardı etmiyor, ötelemiyordu günlük ve iş yaşamında.
*
500’ün üzerinde çalışanı vardı. Şunu sordum; “Hayatta iki şeyi yönetmek zor, parayı ve çalışanı, siz bunu başarabiliyor musunuz?” Gülümsedi, kendinden emin tutumu ile ve samimiyetle “evet” dedi.
Meslektaşım Neşe Yıldızhan sosyal sorumluluk projelerine dair neler yaptıklarını sorduğunda, “Sloganımız, ‘bir tebessüme değer’ bir çocuğu mutlu edebilmek için sosyal sorumluluk adına nerede ne varsa, biz oradayız!” demişti özetle ve kısaca.
Yine Yıldızhan’ın, madem inşaat sektöründe de var ve çok iddialı, kentsel dönüşümü ne kadar umursuyor, buna dair kaygılarını (kentsel dönüşüm mü, rantsal dönüşüm mü?) dile getirmesini istiyordu. Çırak, kentsel dönüşüme en çok yer veren ve önemseyen bir firma olduklarını belirtirken, iyi niyeti, dürüst olmayı, samimiyeti her konuşmasında öne çıkartıyor, başarı hikâyelerinin önsüzünü yazar gibi cevap veriyordu.
Ne diyelim, Rabbim bahtını ve yolunu açık eylesin!